Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, Borsa İstanbul'un küresel bir pazar olduğunu, 20 Ocak'ta Londra Borsası'yla ortaklık imzalayacaklarını belirterek, "Borsa İstanbul'u bölgesel bir merkeze, küresel aktör yapmaya yönelik çalışmalarımız son hızıyla devam ediyor" dedi.
Turhan, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin Swiss Otel Büyük Efes'te düzenlediği, "Aile Şirketlerinde Kurumsal Yönetime Geçişte Halka Arzın Önemi" konunulu toplantıda, kurumsallaşmanın, halka arzın önemini anlattı.
Avrupa'da 1600-1700'lü yıllara kadar tarihi uzanan şirketlerin olduğunu, Türkiye'de ise 100 yılı aşan şirket sayısının iki elin parmaklarını geçmediğini dile getiren Turhan, bunun nedeninin de "kurumsallaşılamaması" olduğunu vurguladı.
Kurumsallaşmanın yol haritasının halka arz olduğunu ifade eden Turhan, "Şirketlerimizin büyümeye ihtiyacı var. Türkiye ekonomisi büyüyor. Türkiye 10 sene önceki Türkiye değil. Milli geliri 800 milyar doları aşmış, satın alma gücü paritesine göre düzeltildiğinde 1 trilyon doların üzerinde büyüklüğe sahip, dünyanın en büyük ilk 15-20 ekonomisinden biri. Türkiye, önümüzdeki döneme baktığımız zaman gerek demografik özellikler gerek potansiyel büyüme imkanları sebebiyle de bütün iş dünyasının gözlerini çevirdiği bir yer" diye konuştu.
Türkiye'deki 1 doların ABD'deki 2 dolardan fazla iş gördüğünü, bu düzeltme yapıldığında kişi başı milli gelirin 15 bin dolar civarında olduğunu anlatan Turhan, milli gelirin en üst diliminde yer alan nüfusun yüzde 20'sinin bu gelirin aşağı yukarı 2,5 katı kadar gelire sahip olduğunu belirtti.
Yaklaşık 45 bin dolar gelire sahip insanların genellikle Marmara, Ege ve Akdeniz'in batısında yaşayan insanlardan oluştuğunu ifade eden Turhan, bu sayının yaklaşık 15-16 milyon kişi olduğunu, AB'deki birçok ülkenin nüfusundan daha kalabalık olduğunu, Türkiye'nin böyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
"Küresel üreticilerin iştahını ve ilgisini çekiyor" "Nüfusun genç olması, büyümenin hala devam etmesi küresel üreticilerin iştahını ve ilgisini çekiyor. Türkiye'yi kendi haline bırakmazlar artık. Ya oyunu büyüteceğiz, küresel ligin aktörlerinden birisi haline geleceğiz veyahutta işletmelerimiz küresel rekabet altında elimizden gidebilir" diyen Turhan, iş adamlarına işlerini büyütme çağrısında bulundu.
Sermayeyi büyütmenin banka kredisiyle olamayacağını, şirketlerin mutlaka sermaye piyasalarıyla tanışması, yakınlaşması ve yakın işbirliği içinde olması gerektiğini vurgulayan Turhan, şöyle konuştu:
"Borsa İstanbul küresel bir pazar. Sadece Borsa İstanbul'daki işlem gören payların 3'de 2'sinin yabancılarda olmasını kastetmiyorum. Son 3 yılda yaptığımız atılımlarla ABD'nin hatta dünyanın en önde gelen borsalarından biri olan NASDAQ OMX ile stratejik ortaklık yaptık. İnşallah 20 Ocak'ta Londra'da Londra Borsası'yla bir başka ortaklığın imzasını atacağız. Borsa İstanbul'u bölgesel bir merkeze, küresel aktör yapmaya yönelik çalışmalarımız son hızıyla devam ediyor. Borsa İstanbul'da kote olan payları işlem gören şirket ister istemez dünya yatırımcıları tarafından da bilinen, tanınan, itibar gören şirket olacaktır. Şirketlerinizin uluslararası faaliyetleri açısından borsaya üye olması çok önemli."
Halka arz ile ilgili "Şirketimiz herkese açık hale gelecek, ya birisi elimizden şirketi almak isterse...Ya biri gelir şirketin yönetimine karışırsa" gibi endişelerin olduğuna işaret eden Turhan, "Eğer böyle birşey olsaydı bugün dünyanın en başarılı, rekabetçi, en büyük şirketleri halka açık şirketler olmazdı" dedi.
Sorular İş adamlarının ve gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Turhan, halka arz yapacak şirketlere vergi teşvikine ilişkin bir soruya, "Türkiye sermaye bolluğu olan bir ülke mi, yoksa sermaye kıtlığı olan bir ülke mi? Sermaye kıtlığı olan. Birşeyin kıtlığı varsa onu bollaştırmak için teşvik vermek son derece mantıklı ve faydalıdır. Orada sağladığınız vergi teşviki misliyle size geri döner. Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan yapısal dönüşüm programlarının önemli unsurlarından bir tanesi de Türkiye'de tasarrufları artırmak için halka açıklık oranını artıran şirketlerin kurumlar vergisi açısından desteklenmesiydi. Son derece olumlu buluyorum. Ne kadar sermaye piyasası işlemlerinden az vergi alınırsa inanın bütün ekonomi için, hepimiz için toplamda devlet için de daha iyi netice çıkar diye düşünüyorum" dedi.
"Kurumsal yatırımları tercih etmemiz lazım" Son dönemlerde halka arzlarla ilgili en önemli sıkıntının halka arz edilen şirketlerin genellikle çok büyük, kurumsallaşmış şirketler olmaması olduğuna değinen Turhan, halka arzın ardından fiyatlarda büyük dalgalanmaların olduğunu, yatırımcılarda borsayı "güvence verilen ya da verilmesi gereken yer" algısının olduğunu söyledi.
"Ticarette kar zararın ortağıdır" diyen Turhan, borsada fiyatların yukarıya da gidebileceğini, aşağıya da düşebileceğini ifade ederek şöyle devam etti:
"Hem Sermaye Piyasası Kurulu hem de Borsa İstanbul'un buradaki yükümlülüğü doğrusu da budur, birincisi bütün önemli bilgilerin halka doğru ve anlaşılır şekilde açıklanmasını sağlamak. İkincisi de yatırımcının herhangi bir şekilde yanıltılmasını önlemek. Piyasa dolandırıcılığı ya da bilgi suistimalliği suçları ortaya çıkmasına engel olmaktır. Bunun dışında normal ticari riskler, piyasa riskleri tamamen yatırımcılara aittir öyle de olması gerekir çünkü burası bir ortaklık platformudur. 'Bu şirket halka arz edilirken şu fiyattan çıktı sonra bu fiyata düştü' çok doğru bir serzeniş değil.
Onun için bütün yatırımcılara birşey öneriyorum. Bireysel tercihlerle, kişisel gayretlerle doğrudan kendinizin borsada yatırım yapması çok doğru bir yol, yöntem değildir. Sermaye piyasası yatırımı mutlak surette hangi dönemi alırsanız alın diğer benzerlerinden daha iyi bir kazanç sağlar ama kurumsal yatırımları tercih etmemiz lazım. Kurumsal yatırımlar daha sağlıklı, daha güvenli ve bizi olabilecek bir takım olumsuzluklardan koruyacak çözümdür. Kurumsal yatırımlar aynı zamanda piyasanın da genişlemesini, büyümesini destekleyen kanaldır. Bu bir mecburiyet değil tabiki özgürlük var herkes varlığını istediği gibi tasarruf edebilir. O zaman da lütfen tanınan, bilinen, kurumsallaşmış özellikle de likiditesi yüksek şirketleri yatırımlarımızda tercih edelim."
Bank Asya Bir katılımcının Bank Asya ile ilgili yapılan haberler, açıklamaların suç olup olmadığına yönelik sorusuna Turhan, şu yanıtı verdi:
"Halka açık şirketlerle ilgili yapılan açıklamalar zaman zaman sıkıntı doğurabiliyor. Bu konuda çok yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Halka açık şirketlerin herşeyden önce en fazla özeni kendilerinin göstermesi gerekir. Yani piyasayı, yatırımcıları yanıltmamak, doğru yönlendirmek ve oluşabilecek bir takım işte piyasa dolandırıcılığı ya da suistimal gibi istenmeyen durumların ortaya çıkmasını önlemek için en önemli sorumluluk şirketlerin kendisine düşen....İnşallah Türkiye'de bütün şirketlerimiz hele hele bankalarımız bu konuda göstermeleri gereken hassasiyeti bundan sonra gösterirler ve bu anlamda güzel bir örneklik yaparlar diyeyim."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.