E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBİST'de yabancının sözü geçiyor---

BİST'de yabancının sözü geçiyor

BİST'de yabancının sözü geçiyor
12 Ağustos 2013 - 16:00 borsaningundemi.com

BİST'te yabancı yatırımcılar hangi hisseleri ellerinde bulunduruyorlar, hisse yatırımlarında nelere dikkat ediyorlar?

BİST'de hisse senetlerinin 3'te 2'sini elinde bulunduran yabancı yatırımcıları Habertürk'ten Abdurrahman Yıldırım bugünkü yazısında masaya yatırdı.
Yabancı portföy yatırımlarının en yoğun olduğu piyasa hisse senedi piyasası. Piyasada dolaşan hisse senetlerinin yaklaşık üçte ikilik kısmı yabancı yatırımcıların elinde. Bu oran küresel kriz öncesi yüzde 72.4'e kadar yükseldi, kriz sırasında da yüzde 61'e kadar indi. Temmuz sonu itibarıyla yüzde 63'ün biraz üzerinde bulunuyor.
Türkiye piyasasına sermaye hareketlerinin serbestleştirildiği 1989 yılında girmeye başlayan yabancı yatırımların hâkimiyeti her yıl giderek arttı. Bunda Türkiye'ye para getirmeye devam etmelerinin yanı sıra uzun vadeli yatırım yapmanın etkisi büyüktü. Temel analizleri de sağlam tuttular ve büyük şirketlere, derinliği olan hisse senetlerine girdiler. Milyar doların altındaki hisselere pek dokunmadılar. Likiditeye birinci derece önem verdiler.
BANKALAR GÖZDEYDİ: Bu kıstaslarla devam ederken yolları bankalarla keşişti. Özellikle 2001 krizi sonrasında yeniden yapılandırılan, güçlendirilen, denetimi ve gözetimi etkinleştirilen sektör yabancılar
tarafından keşfedildi.
■ Bankalar büyük sermayeli ve aynı zamanda yüzde 100 kayıtlı çalışmak zorunda olan kuruluşlar. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ve dışarıdan sermaye geldikçe ilk uğrak yeri bankalar olacaktı.
■ Enflasyonun düşmesi ile tüketici kredilerinin yaygınlaşması, kamunun borçlanmasının azalması ile özel sektör kredilerinin büyümesi de bu dönemde sektörün önünü açtı.
■ Bir de üç haneli rakamlardan düşmeye başlayan ve tek haneli rakamlara inen faiz oranlarından dolayı bankalar ciddi bir sermaye kazancı elde etti. Küresel kriz öncesinde bu faiz düşüşü son bulur gibi oldu ama krizle tüm dünyada faiz oranlarının tarihi en düşük düzeylere indirilmesi Türkiye'de ikinci dalga faiz düşüşünü gündeme getirdi.
■ Sonuçta bankalar artan sermayelerinin de bir sonucu olarak kârlarını artırdılar ve yüzde 14-15 gibi bir özsermaye kârlılığı yakaladılar. Son olarak açıklanan 6 aylık bilonçolar bu kârlılığın hâlâ sürdüğünü ortaya koyuyordu.
MİLYAR $'LIK SATIŞ: Buna karşılık bankacılık sektörünün en büyük yatırımcısı olan yabancılar borsada ilk kez güçlü bir satışa geçtiler. Banka kârları dorukta iken bankaların en büyük alıcıları satışta yılın ilk yarısında yabancılar en çok bankalarda satıcı olmuşlar. Miktarı da 1 milyar dolar.
Bankacılık diyince de borsanın yüzde 40 ı ve piyasayı peşinden sürüklüyor. Aslında asıl sürükleyen yabancılar. Şimdilik yuvalandıkları bankalar olduğu için hareket oradan geliyor. Bitişikte yer alan tablo bunun güzel bir örneğini sunuyor. Yabancı ne yapıyorsa borsa da oraya yöneliyor. İşin özeti yabancı almışsa borsa yükselmiş, yabancı satmışsa borsa düşmüştür.

10 yıllık büyüme ve atılım döneminin sonu mu?
Son aylarda yabancılar sert sayılacak bir satış eğiliminde. Haziran ayındaki 1.2 milyar dolarlık satışı temmuz ayında 744 milyon dolarlık daha satış izledi. Mayıs ayı net alım gibi gözüküyor ama bu daha çok 22 Mayıs'a kadar gerçekleşen alımlardan kaynaklandı. Sonrasında net satış var.
■ Kredi notunun artırılması ile beklentinin bitmesi, FED'in parasal genişlemeyi önce azaltıp sonra durdurmaya yönelik açıklaması, Türkiye'nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını tersine çevirdi.
■ Türkiye'nin bu süreçten daha fazla etkilenmesi ise tam bu döneme denk gelen Gezi olayları ve bankalarla ilgili hükümetin tutumundan kaynaklandı. Özellikle komisyonların kanunla sınırlandırılması yoluna gidiliyor olması, banka kârlarını düşürebilir. Çünkü bu gelirler, kârların üçte birlik bölümünü
oluşturuyor.
■ Bankalar bu dönemde faiz düşüşünden elde ettikleri sermaye kazançlarından da olmaya başladı. Kaldi ki yükselişe geçen faizler bankalara artık zarar yazıyor.

KÂRDA TIKANMA: Kârlılık açısından önleri tıkanan ve hükümetle sorun yaşayan bankaların yaklaşık 10 yıl süren büyüme ve altılım dönemi sona eriyor olabilir. Özellikle de yabancılar tarafından banka hisselerinin satışını ciddiye almakta yarar olabilir. Çünkü yabancılar genelde uzun vadeli davranıyor ve pozisyon alıyor, harekete geçtiklerinde de piyasada trend başlatmış oluyorlar. 7 aylık dönemde yabancıların net bazda 744 milyon dolarlık satışları var. Asıl ağırlıklı satışları 1 milyar dolarla bankalarda olmuş.
Bankalardaki bu satışı bazı sektörlerdeki net alışlar törpülemiş. Banka satan yabancı dönüp holding, ulaştırma ki bu büyük oranda THY, telekom ve perakende ticaret hissesi almış. Hisselerin yine büyük ve kayıtdışılığın yapılamayacağı sektörler olması dikkat çekici.
Bu dönemde piyasanın performansı da dolar bazında yüzde 13 geriledi. Ne kadar yabancı alımı veya satımı o kadar borsa performansı formülü bir kez daha çalıştı. Bu da bize, önümüzdeki dönemde iç olaylardan ziyade daha çok küresel gelişmelerin etkisinde bir piyasa seyrinin beklendiğini işaret ediyor.
SONUÇ: "Talih hep aynı adamı sırtında taşımaktan usanabilir." Morales Gracian

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • murat12 Ağustos 2013 18:35

    LTHOL de olduğu gibi, şu an bariz şekilde yabancı girişi var olması gerektiğinin çok altında bir değerde olduğu için ve yurt dışından bir dev ile birleşmesinden dolayı derinliğine güvenip alışa geçti yabancı..

  • Pharma12 Ağustos 2013 17:12

    yabancılar şimdi ecilc a fena saldırıyorlar. neden acaba?