E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBİST ucuz değil ama iskontolu---

BİST ucuz değil ama iskontolu

BİST ucuz değil ama iskontolu
05 Şubat 2016 - 10:52 borsaningundemi.com

Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık piyasaları yorumladı

Bu yılın ilk günleri piyasalar açısından parlak geçmedi. Kayıp 2015 yılının ardından 2016'ya yönelik riskler de devam ediyor. TL'nin bu ortamda 2015'teki kadar olmasa da değer yitirmeye devam edeceğini söyleyen Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, borsa tarafında 70.000'in altında yüksek iskontoya dikkat çekiyor. "Riskler nedeniyle borsa ucuz değil ama iskontolu" diyen Ayışık, orta uzun vadede fırsatların olduğunu belirtiyor.
Yılın ilk günü Çin piyasalarındaki türbülans ve gerilen Suudi Arabistan-İran ilişkileri, 2015'in ikinci yarısında piyasalarımızı şekillendiren sorunların geride kalmadığım hatırlattı. Bu süreçte düşmeye devam eden petrol fiyatları, dünyada büyüme endişelerinin artmasına neden oldu. İlerleyen aylarda ABD Merkez Bankası'nın (FED) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) alacağı aksiyonlarla içeride TCMB'nin hamleleri, ana gündemlerimiz olmaya devam edecek. Bu nedenle yılın ilk yarısında gündemin 2015'ten çok fazla farklılaşmasını beklemeyen Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, TL'nin dolar karşında değer kaybetmeye devam etmesini bekliyor. Borsa için risklere dikkat çekerek "Ucuz değil ama istontolu" diyen Ayışık ile piyasaların seyrini ve yatırım stratejilerini konuştuk:

2016 TL için nasıl bir yıl olacak?

2016'ya girerken ortaya çıkan riskler BİST ve TL için 2015'ten sonra yeni bir kötü yıl daha mı yaşanacak sorularını akla getirdi. 2016 yılında dolar/TL'de yükselişin ivme kaybetse de devam edeceğini düşünüyoruz. 2015 yılında dolar karşısında yüzde 30'a yakın değer kaybeden TL'nin 2016 yılında bu kaybının çok daha sınırlı olacağını düşünüyoruz. 2016'da yıl ortalamasının 3,10-3,15 aralığında oluşmasını beklediğimiz dolar/TL'de yıl içinde 3,30'lara kadar çıkabilecek yükselişleri olası görüyoruz.

Dolar, diğer para birimlerine karşı da gücünü korumaya devam edecek mi?

2016'nın ilk yarısında doların diğer para birimlerine karşı güçlü konumunu devam ettireceğini yılın ikinci yarısında ise Sterlin'in de yeniden güçlenmeye başlayacağını düşünüyoruz. Euro, önceki yıllarda olduğu gibi 20l6'da da zayıf kalmaya mahkum görünüyor. Yıl içinde Euro/dolar paritesinde 1,00'in altında değerleri görmeye hazır olmakla birlikte yıl ortalamasının 1,05'e yakın gerçekleşeceğini düşünüyoruz.

Borsa'da beklentiniz nedir? Endekste düşüş devam eder mi? Ya da yeni zirve gündeme gelir mi?

Dolar/TL'deki bu değer kaybı beklentimize rağmen BİST tarafında daha pozitifiz.
Yıl içinde 65.000 civarında diplerin oluşmasını beklediğimiz BİST 100'de, diplerin teyit edilmesinin ardından sert dalgaların olduğu hafif yukarı eğimli 2015'in tersi yönünde bir trend oluşmasını bekliyoruz. BİST 100 son yıllarda 8,50 ile 11 aralığındaki Fiyat/Kazanç oranı ve 1,15 ile 1,65 aralığında piyasa değeri/defter değeri aralığında dalgalandı. Biz 20l6'da da buna benzer bir sürecin tekrarlanmasını bekliyoruz. Yıl içinde BİST 100'de baz senaryomuzu 65.000-92.000 aralığında olacak bir dalgalanma üzerine kurguluyoruz.

Borsa İstanbul ne kadar iskontolu?

Piyasa çarpanları açısından baktığımızda BİST-100 Endeksi, tarihsel ortalamalara göre oldukça iskontolu. BİST-100 Endeksi 2004 yılından bu yana ortalama 1.39 x PD/DD ve 9.77 x F/K ile işlem görüyor. Endeksin 70.000'in aşağısına sarkması durumunda yaklaşık 1.15 x PD/DD ve 8.90 x F/K seviyelerindeki hatta bir miktar daha aşağısındaki piyasa çarpanlarıyla karşılaşıldığını görüyoruz. Bu seviyeler son 10-12 yıl boyunca yıl içindeki görülen ortalama en düşük seviyelere karşılık geliyor. Bu nedenle endeks, hemen bugünden yarma olmasa da önemli bir yukarı potansiyel taşıyor.

Bu durum hisse alımı için fırsat mı?

Şunu da ekleyelim; önemli belirsizlik ve risk unsurları endeksin bu kadar iskontolu işlem görmesine neden oluyor. Dolayısıyla endeksin "ucuz" değil "iskontolu" olduğunu düşünüyoruz. Orta-uzun vadeli yatırım açısından bu seviyeler bir fırsat. Ancak yatırım kararı alınırken endeksin bir miktar daha gerileyebilme ihtimali de göz önünde bulundurulmalı. Orta-uzun vadeli yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar tek bir seviyeden yatırım yapmak yerine; yatırımlarını parça parça kademelere yayarak maliyetlerini optimize etmeyi tercih edebilirler.

Gösterge faiz çift hanelerde tutunmaya devam eder mi?

2015'te yüzde 11,50 seviyelerini gören gösterge faiz, yılın son haftalarında ve bu yılın ilk döneminde yüzde 11'in üzerinde tutundu. 2016 yılına yönelik enflasyon beklentilerinde son aylarda kısmen artışlar yaşanırken, beklentiler genel olarak yüzde 7,5-8,5 aralığında. Kurlar ve enflasyon tahminlerimizde çok ciddi sapmalara neden olacak yeni riskler ortaya çıkmazsa yıl içinde yüzde 12,50 üzerindeki rakamlar test edilse bile kalıcı olunamayacağını, aşağıda da mevcut enflasyon beklentileri paralelinde yüzde 10,50 altında bir ortalama oluşması çok mümkün değil. 2016 yılında gösterge tahvilde yıl ortalamasının yüzde 11,75 civarında oluştuğu yüzde 10,50-12,50 aralığında dalgalanma beklerken, 2015 sonunda yüzde 7,50 olan politika faizinin de 2016 yılında yüzde 8,75'e kadar çıkmasını bekliyoruz.

Altın yeniden güvenli liman olmaya başladı mı?

Altın yılın ilk günlerinde global piyasalardaki belirsizliğin etkisiyle gelişmiş ülke tahvillerinin ardından güvenli liman olarak görülen alanlardan biri oldu. Buna karşın ons fiyatındaki yükselişin sınırlı kalması dikkat çekiyor ve dünyanın en büyük altın üreticilerinin hisse senetlerinde bu dönemde de düşüşlerin devam etmesi, bu yükselişin kalıcı olma ihtimalini düşürüyor. Bu nedenle kısa vadede güvenli liman olarak görülen altında, küresel risk algısının düşmesi durumunda sert geri çekilmeler olabilir. Değerli metallerde kısa vadeli trade işlemlerinden ziyade sert düşüşler, orta ve uzun vadeli portföylere çeşitlilik katması açısından eklenebilir.

Ortalama bir yatırımcıya yılın ilk yarısında nasıl bir portföy dağılımı önerirsiniz?

Her yatırımcı modeline göre farklı önerilerimiz olmakla birlikte genel bir perspektifte değinecek olursak, mevcut faiz oranlarını göz önünde bulundurduğumuzda hatırı sayılır bir tutar sabit getirili ürünlerde tutulmalı. Bu oran risk algısına göre yüzde 50-70 aralığında olabilir. Sabit getirili ürünler tarafında, mevduata alternatif olarak, seçici olmak kaydıyla ÖST ve ÖST fonu tercih edilebilir. Hisse tarafında ise 70.000'in altı alım için fırsat sunuyor. Bu nedenle orta ve uzun vadede yüzde 20-40 aralığında hisse öneriyoruz.

GEDİK YATIRIMIN 2016 AJANDASI HEDEF İLK 3'TE YER ALMAK 

25'inci yılımızı kutladığımız 2016'da ana hedefimiz, yatırımcıya finansal süpermarket olan Gedik Yatırım'ın ürün ve hizmetlerini sunarak piyasaya yeni yatırımcılar da kazandırmak ve yatırımcı sayımızı yüzde 30 artırmak. Genel olarak 2016 yılında piyasalarda pazar payında ilk 3'te yer almak istiyoruz. Misyonumuz, yatırım denilince ilk akla gelen kuruluş olmak. Bu amaçla yatırım yapmaya, istihdam sağlamaya devam edeceğiz.

ÖZEL HİZMETLER 

Gedik Universal ile yurtdışında 24 borsada menkul değerden emtiaya kadar yatırım yapmalarına imkan sağlıyoruz. Gedik Private markamızla ise üst segment yatırımcılarımıza tailor made servisler sunuyoruz, 27 şube ile yaygın şube ağına sahip yatırım şirketlerinin başındayız. 2016'da 10 şube daha açacağız. Teknolojiyi kullanarak yatırımcılara daha fazla ulaşmayı hedefliyoruz, Bu yıl Türkiye genelinde yapacağımız yatırımcı toplantılarıyla finansal okuryazarlığın gelişmesine katkımız olacak.

SEKTÖRDEKİ YERİ 

Borsada banka dışı yatırım kuruluşları arasında geçtiğimiz yılı ilk sırada bitirdik. 2014 yılında yüzde 3,9 olan pazar payımızı 2015'te yüzde 6,8'e yükselttik. 2016'da ise hedefimiz yüzde 7,8. Vadeli işlemlerde 2014 yılında yüzde 4 olan pazar payımız 2015'te yüzde 4,7 oldu. 2016 hedefimiz yüzde 5. Kaldıraçlı işlemlerde 2014 yılında yüze 5,3 olan pazar payımızı 2015'te yüzde 7,9'e yükselttik. Tüm kurumlar arasında 4'üncü sırada yer aldık. 2016'da hedefimiz yüzde 8,5.

2016 AYRIŞMA VE YOL AYRIMI YILI PARA POLİTİKASINDA AYRIŞMA 

FED'in aralık ayında uzun süredir beklenen faiz artırımına gitmesiyle birlikte küresel anlamda para politikasındaki tarihi ayrışma da başladı. FED'i gelişmiş ülkeler arasında, İngiltere izleyebilir. Diğer yandan Avrupa ve Japon merkez bankaları genişleyici para politikasını en azından 2016 sonuna kadar sürdürecek. Hatta ekstra genişleme ihtiyacı duyabilirler. Türkiye'ye etkisi açısından özellikle FED'in faiz artırım hızı ve ECB'nin ekstra genişlemeye gidip gitmeyeceği oldukça önemli.

GELİŞMİŞ EKONOMİLERDE AYRIŞMA 

Ekonomileri önemli ölçüde toparlanan ve bu toparlanmanın devam etmekte olduğu gelişmiş ülkelerin başında ABD ve İngiltere geliyor, Toparlanmaya çalışıp hâlen genişleyici politikalara ihtiyaç duyan ülkelerin başında ise Euro Bölgesi ve Japonya geliyor. En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Bölgesi'nde ECB'nin izlediği genişleyici politika, Euro'nun zayıf seyrinin devam edeceğini ortaya koyuyor. Zayıf Euro, Almanya ve diğer Euro Bölgesi ülkeleri arasında da bir ayrışmanın yaşanmasını gündeme getirebilir.

GELİŞEN EKONOMİLERDE AYRIŞMA 

Gelişmekte olan ülkeler dediğimizde son yıllarda akla gelen ilk iki başlık Çin ve Kırılgan Beşli'ydi. Çin, bu alandaki popülerliğini negatif yönde olsa da sürdürüyor. Ancak, artık Kırılgan Beşli diye bir kavram yok. Bunların içinden pozitif ve negatif ayrışacaklar var. Reel getiri ve risk kıyaslaması açısından Türkiye, eski Kırılgan Beşli'nin tam ortasında. Burada Hindistan'ın yer aldığı olumlu uca mı yoksa Brezilya ve Güney Afrika'nın yer aldığı uca doğru mu yaklaşacağımız çok önemli olacak.

TÜRKİYE YOL AYRIMINDA 

2012'den İtibaren potansiyelinin altında büyürken, enflasyonu beklentilerin ve hedeflerin üzerinde seyretti. Böyle bir ortamda faizlerin nasıl belirlenmesi gerektiğinin kolay bir yanıtı olmadığından, sağlıklı bir para politikası yürütmek de zorlaşıyor. Enflasyon tarafındaki sorunları, sadece para politikasıyla çözmek zor. Alınacak yapısal önlemler, hem enflasyonun sürdürülebilir seviyelere gerilemesi hem de istikrarlı bir büyüme performansının yakalanabilmesi açısından hayati önem taşıyor.

DİĞER FAKTÖRLER 

İran'ın yeniden oyuna dahil olması, Çin, nisan ayındaki TCMB başkanlık seçimi, haziran ayındaki OPEC toplantısı, İngiltere'nin AB üyeliğine ilişkin referandum ve ABD Başkanlık seçimleri de yakından izlenecek.

“İKİ GRUP HİSSE ÖNERİYORUZ”

Hisse model portföyümüzü iki bölüm üzerinden takip ediyoruz. Bunlardan ilki orta ve uzun vadeli takibimizdeki hisseler; ikinci bölüm ise daha kısa vadeli teknik hedeflere göre izlediğimiz hisseler.

ORTA-UZUN VADELİ ÖNERİ 

Hisse model portföyümüzün orta ve uzun vadeli kısmını oluşturan yaklaşık yüzde 65'lik kısımda yer alan hisseler: İş GYO, Aselsan, Bizim Mağazaları, Garanti Bankası, İş Bankası (C), Kardemir (D), Sabancı Holding, Tekten Holding, TAV Havalimanları ve Tüpraş.

KISA VADELİ ÖNERİ 

Yüzde 35'lik kısım ise daha dinamik yönettiğimiz hisselerden oluşuyor. Bu hisse senetleri ise yine mali açıdan beğendiğimiz aynı zamanda daha kısa vadeli takibimizde olan hisselerden oluşuyor. Mali yapıları olarak bu İki gruptaki hisseleri birbirlerinden bağımsız düşünmemekle birlikte vade ve ölçek gibi farklı kriterlerle bu hisseleri de izlemede tutuyoruz. Bu bölümdeki hisseler ise Ford Otosan, Türk Traktör, Bağfaş, Hektaş, Kordsa Global, Adel Kalemcilik ve Trakya Cam'dır.
(Talip Yılmaz/Capital Dergisi)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • borsalarda bu yıl ıııh.05 Şubat 2016 12:25

    analizi doğru yapmalı,2015 bilanço verileriyle değil,2016 tahmini verilerine göre düşünülmeli ki o zaman da borsa pahalı kalabilir hala.nedeni de bu yıl şirket ve banka karlarının artma ihtimalinin düşmesinden daha düşük olmasıdır kanımca,dünya sorunları belli ve ekonomiler gerilemekte ise karlar düşecek defter değerleri de artmayacaktır.bu durumda borsalar pahalı kalacaksa????

  • YAAA O NE DEMEK05 Şubat 2016 11:29

    ŞAKA MI UCUZ DEĞİL İSKONTOLU. BUNU MT DESE NE DERLER.