E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasa'Beklenti teorisi'yle daha doğru yatırım kararları almak mümkün---

'Beklenti teorisi'yle daha doğru yatırım kararları almak mümkün

'Beklenti teorisi'yle daha doğru yatırım kararları almak mümkün
04 Ekim 2023 - 17:42 borsaningundemi.com

Davranışsal finansın en önemli kavramlarından ‘Beklenti Teorisi’ yatırım kararlarını etkileyen psikolojik karmaşalara odaklanıyor.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Davranışsal finansta çok az kavram ‘Beklenti Teorisi’ kadar ilgi ve beğeni toplamıştır. Teori, finansal kararları etkileyen psikolojik karmaşalara derinlemesine bir bakış sunması bakımından oldukça önemli kabul edilir.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, Beklenti Teorisi (Prospect Theory) bireyleri tamamen rasyonel aktörler olarak kabul eden geleneksel modellere meydan okuması bakımından oldukça önemli bir teori olarak öne çıkıyor. Teori, geleneksel anlayışın aksine, insanların kazançları, kayıpları ve riskleri algılamasının çoğu zaman mantığa aykırı yollarla gerçekleştiğini vurguluyor.

Davranışsal finansın odağı

ABD’li yatırımcı Steve Burns’ün New Trader U’da yer alan makalesi, bu çığır açıcı teorinin temel ilkeleri konusunda rehberlik ediyor ve finansal kararların insani yönünü ortaya çıkarıyor.

Davranışsal finans, finansal ve yatırıma ilişkin kararların ardındaki psikolojik etkileri araştıran büyüleyici bir finans alt dalı olarak biliniyor. Etkin Piyasa Hipotezi'ne (Efficient Market Hypothesis) dayanan geleneksel finans modelleri, bireylerin tamamen rasyonel olduğunu ve her zaman servetlerini en üst düzeye çıkarmak için hareket ettiğini varsayıyor. Ancak gerçek dünyadaki sayısız gözlem ve araştırma, insan davranışının sıklıkla bu idealize edilmiş varsayımlardan saptığını gösteriyor.

Davranışsal finans, ekonomik karar alma konusunda daha bütünsel bir anlayış sağlamak için psikolojik iç görüleri geleneksel finans teorisiyle bütünleştirerek bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor.

Beklenti Teorisi

Psikologlar Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından 1979'da ortaya atılan Beklenti Teorisi, geleneksel finansal karar alma modellerine meydan okuyor. Beklenti Teorisi, bireyleri tamamen rasyonel aktörler olarak tasvir etmek yerine, insanların belirsizlik ve riskle karşı karşıya kaldıklarında nasıl seçimler yaptığını araştırıyor. Teori, insanların potansiyel sonuçları bir referans noktasına göre değerlendirdiğini ve kazançlarla ilişkili risklerle kayıplarla ilişkili risklere karşı tutarsız tutumlar sergilediğini öne sürüyor.

Referans noktalarının önemi

‘Beklenti Teorisi’nin merkezinde 'referans noktaları' kavramı yer alıyor. Yani teori, sonuçları bir boşlukta değerlendirmiyor. Bunun yerine, değerlendirme her zaman bazı kıyaslamalara veya referanslara, çoğunlukla mevcut durumumuza veya belirli bir hedefe göre yapılıyor. Örneğin, 500 dolarlık bir prim beklerken 1000 dolarlık bir prim aldıysanız seviniyor, ancak 1.500 dolar değerinde bir prim beklerken aldığınız 1.000 dolarlık prim hayal kırıklığı yaşamanıza neden olabiliyor. Bir başka deyişle, mutlak miktar aynı olsa bile referans noktası algıyı değiştiriyor.

Kayıptan kaçınmayı anlamak

Kayıptan kaçınma, ‘Beklenti Teorisi'nin en bilinen uygulaması olarak öne çıkıyor. Bu, kayıpların yarattığı acının, benzer miktardaki kazanımların hazzından psikolojik olarak daha güçlü olduğu fikrine dayanıyor. Örneğin, 100 dolar kaybetmenin verdiği acı çoğu zaman 100 dolar kazanmanın mutluluğundan daha ağır basıyor. Bu, görünüşte mantıksız davranışlara yol açabiliyor. Örneğin, insanlar değeri düşen bir varlığı satmaktan kaçınarak, bir varlığı elde tutmak mali açıdan mantıksız olsa bile, kaybın psikolojik acısını ortadan kaldırabiliyor.

Azalan hassasiyet: Neden tüm dolarlar eşit değil?

'Beklenti Teorisi'nin ilgi çekici bir diğer yönü de ‘duyarlılığın azalması’ kavramı olarak öne çıkıyor. Bu, kazançların veya kayıpların boyutu büyüdükçe, her ek birimin artan duygusal etkisinin azaldığı anlamına geliyor. Örneğin, sokakta 200 TL bulmak sevinç vericiyken bir 200 TL daha bulmanız halinde elde edeceğiniz ek mutluluk ilk seferki kadar doyurucu olmayabiliyor. Benzer şekilde, para kaybetmenin acısı da kaybedilen miktar arttıkça azalıyor ancak elbette hiçbir zaman iyi hissettirmiyor.

Olasılık ağırlıklandırması: Çarpık risk algısı

İnsanların olasılıklarla karmaşık bir ilişkisi bulunuyor. Çoğu zaman olasılıkları daha yavaş değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun yerine, daha yaygın olayların olasılığını küçümserken, nadir olayların olasılığını fazla vurgulama eğiliminde olabiliyoruz. Bu, çok düşük bir kazanma şansı göz önüne alındığında, piyango biletleri için fazla ödeme yapmak veya beklenmedik olaylara karşı oldukça aşırı garantiler içeren bir sigorta yaptırmak gibi davranışlara yol açabiliyor.

Çerçeveleme efektleri: Her şey sunumla ilgili

Çerçeveleme etkisi, insanların seçeneklerin olumlu mu yoksa olumsuz mu sunulduğuna göre karar verdiği bilişsel bir önyargıya karşılık geliyor. Örneğin, istatistiksel olarak aynı anlama gelse bile, yüzde 90 hayatta kalma oranı olan bir tıbbi prosedür, yüzde 10 ölüm oranı olan bir tıbbi prosedürden daha sık tercih edilebiliyor. Yatırım seçimlerinin veya risklerin finansta nasıl çerçevelendiği, bireyin kararını önemli ölçüde etkileyebiliyor.

Yatırım kararlarına yönelik etkiler ve insan unsuru

Beklenti Teorisi'nden elde edilen iç görülerin, bireysel yatırımlardan daha geniş piyasa dinamiklerine kadar çeşitli finansal faaliyetler üzerinde derin etkileri bulunuyor. Örneğin finansal danışmanlar, müşterilerle iletişim kurarken bu önyargıları ve buluşsal yöntemleri anlamaktan yararlanabiliyor. İnsan psikolojisine uygun tartışmaların çerçevesini çizerek müşterileri daha iyi finansal kararlara yönlendirmek mümkün olabiliyor.

Hisse senedi piyasası, Beklenti Teorisi’nin uygulamalı bol miktarda örneğini sunuyor. Yatırımcıların, kaybeden hisse senetlerini çok uzun süre bekletip, kazanan hisse senetlerini çok hızlı sattıkları eğilim etkisi, doğrudan kayıptan kaçınmayı ve azalan hassasiyeti ortaya koyuyor. Başka bir örnek, insanların büyük kazanmanın küçük olasılıklarını abarttığı piyango biletlerinin popülaritesinde görülüyor. Bu, olasılığın ağırlıklandırılmasının açık bir örneği olarak öne çıkıyor.

Özetlemek gerekirse, geleneksel finans değerli araçlar ve modeller sunarken çoğu zaman insan davranışının inceliklerini gözden kaçırıyor. Duygular, algılar ve bilişsel önyargılar finansal kararları önemli ölçüde etkiliyor. Bu insani unsurları kabul edip anlamak ise finansa daha bütünsel ve gerçekçi bir şekilde yaklaşmayı ve daha iyi kararlar alarak daha iyi sonuçlar elde etmeyi mümkün kılabilir.

Buffett ve Munger’a göre en yaygın 10 yatırımcı hatası

 

Kadın yatırımcılar yeterince risk almıyor

 

Yatırımcılar için büyük soru: Nakit mi, hisse mi?

 

Stratejist raporları nasıl okunmalı?

 

Borsada bu yılın en kazançlı alım satım stratejisi

 

Endişeli yatırımcılar için kazandıran strateji

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)