Bedelli için dikkatlerden kaçan ayrıntı

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz hafta grup toplantısında bedelli askerlik kararını açıklaması büyük sevinçle karşılandı. Ama bu sevincin yanında bir de üzüntü vardı... Bedelli askerliğin 1 Ocak 1988 doğumlular dahil vurmadı 88 doğumları adeta yıktı. Takvim yazarı Mehmet Akarca bugünkü köşesinde 88 doğumluların duygularına tercüman oldu. İşte o yazı;

Öncelikle, 'Bedelli Askerlik' ile
ilgili verilmiş sözlerin yerine
getirileceğinden kuşku duymamış
olan gençlerin şükran duygularını
iletmelerine aracılık etmek isterim…
…
Başbakan, 'Bedelli Askerlik'ten
yararlanabilecekleri kürsüden ilân etti;
'31 Aralık 2014'de 27 yaşını
doldurmuş olanlar'…
'Yani…' diye devam etti;
'1 Ocak 2015'de 28 yaşından gün
almış olanlar'…
…
Pürdikkat TV başında kendisini
dinleyen gençlerin büyük kısmı
havalara zıpladı!
Ev halkıyla kucaklaşmalar, çığlıklar,
dökülen sevinç gözyaşları gırla gitti…
Kolay değil,
yıllardır bu an beklenmekteydi!
…
27 yaşını sürmekle birlikte, belirtilen
tarih kendisine uymayan, fakat nicedir
büyük ümitlerle müjde bekleyen bir
büyük kesim de, o an bulunduğu yere
yığıldı kaldı!
…
Hüzün…
Hüzün de ne kelime, ürpertici bir
sessizlik bürüyüverdi her yanı!
…
Ev halkı, göz göze gelmekten…
Göz göze gelmek de ne kelime, aynı
havayı teneffüsten dahi ürküverir oldu
anında!
…
'Şeriatın kestiği parmak acımaz'
Doğruydu, sürenin belirlenmiş olması,
yasanın gereğiydi! Üzülmek nafileydi!
…
Ancak, iki gün önce komisyonda
tasarı görüşülürken, haklı görünen
bir itiraz dile getirildi…
Anadolu'nun bir gerçeğiydi bu;
…
Bebekler, genellikle, okullu değil
alaylı 'ebe' yardımıyla dünyaya
getiriliyor, hastanede olduğu gibi
doğum kayıtlara geçirilmiyor, o gün
değil, en erken ertesi gün nüfus kaydı
için başvurulabiliyordu…
Doğum günü de, nüfusa en az bir gün
sonrası olarak işleniyordu…
Bundan dolayı, Başbakanın açıkladığı
31 Aralık değil, kaydın yapılabileceği
varsayılan 1 Ocak'ta 27 yaşını
dolduranlar, yani 2 Ocak'ta 28'inden
gün alanlar konu edilmeliydi…
…
Taslak, bu şekilde düzeltildi, yeniden
düzenlendi, komisyonda kabul edildi!
…
Ancak, dikkatlerden kaçan bir nokta
vardı;
1 Ocak 'resmî tatil' idi ve nüfus
daireleri de doğal olarak kapalıydı…
İşin ilginci, 1988 yılında;
2 Ocak, Cumartesi'ye…
3 Ocak da Pazar'a denk geliyordu!
Demek o günlerde de daireler kapalı,
yani nüfus kaydı mümkün değildi…
…
Bu durumda, ebe aracılığıyla doğan
çocuğunu Anadolu geleneği uyarınca
okula-askere geç gitsin, ezilmesin
diye birkaç sene geç yazdırmayı
düşünmeyen aileler bile, en erken
4 Ocak 1988 Pazartesi günü kayıt
imkânı bulmuş demektir!
Görevli memur da, başvuru hangi gün
ise o günü esas almıştır şüphesiz!
…
Bu yüzden, çoğumuzun gerçek doğum
tarihi, babalarımızın 'Mushaf'ın boş
arka sayfalarına düştükleri kayıtlardır!
Resmî kayıtlarla da çoğu kez çelişir…
…
Komisyonun 'kendi gerekçesi
doğrultusunda' tarihleri yeniden
düzenlemeyi düşünmesi ya da bu
düzeltmenin Meclis Genel Kurulu'na
bırakılması planlanmalıdır!
…
Elbet daha da iyisi, (bu hassas konuda
madem böyle bir değişikliğe gitmek
gerekmiş, konu bir parça karışmıştır)
akla tuhaf soruların takılmasını
önlemek amacıyla sürecin;
'Tüm 1988 yılını kapsayacak
şekilde' yeniden revizesi olacaktır!
…
Malûm, futbolda kurallar bellidir!
Hakem ne kaleciye, ne de santrafora
kural dışı ayrıcalıklar tanıyabilir…
Düdük, ortaya çıkan pozisyona uygun
çalınırsa, tüm oyuncular ve tribünler
çok daha mutlu olacaklardır!

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.