E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBaşkan kim olursa olsun kazandıracak 10 hisse---

Başkan kim olursa olsun kazandıracak 10 hisse

Başkan kim olursa olsun kazandıracak 10 hisse
12 Ekim 2020 - 17:16 borsaningundemi.com

Küresel borsalarda gündemi ABD seçimleri oluştursa da yatırımcılar kim kazanırsa kazansın yükselecek hisselerin arayışında. Fortune haberinde seçimlerdeki tüm ihtimallere rağmen kazanması muhtemel hisseleri değerlendiriyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yatırımcılar için 2020 krizlerle dolu bir yıl oldu. Borsaların gündemini değiştirecek gelişmeler sene boyunca birbirini kovaladı.

Senenin ilk darbesi korona virüsün krizinin tüm dünyaya yayılmasıyla ortaya çıktı. Ardından küresel ekonominin hızlı bir toparlanmadan yavaş bir toparlanmaya geçtiği stresli yaz aylarında yaşandı. Şimdiyse ABD seçimlerine bir aydan az bir süre kala yatırımcılar seçimi Biden’ın mı yoksa Trump’ın mı kazanacağı konusunda endişeli.

ABD borsalarındaki bu endişe kısmen tartışmalı bir seçim sonucunun piyasaları nasıl etkileyeceğine dair korkuları da yansıtıyor. Böyle bir belirsizlik volatilitenin kısa vadede yükselmesine, bazı yatırımcıların da seçim gününden hemen sonra ortaya çıkabilecek dalgalı seyri değerlendirmek için vadeli satın alımlar, opsiyonlar ve diğer türevlere yönelmesine neden oldu. Diğer yatırımcılarsa adayların sağlık hizmetleri ve büyük teknoloji şirketleri gibi sektörlerde uygulanması muhtemel kısıtlamaların ve vergiler portföylerine zarar verip vermeyeceğini değerlendiren daha eski moda bir bakış açısını benimsiyor.

Fortune’un haberine göre yatırım danışmalığı şirketi Vontobel Quality Growth’un Hisse Senetleri Birimi Baş Yatırım Sorumlusu Matt Benkendorf’a göre bu tip rahatsız edici beklentileri olan yatırımcıların gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor.

Benkendorf röportajında, “Bana kalırsa seçimin etkileri genelde fazlasıyla abartılır. Açıkçası, eğer geçmişe bakarsak, seçimler kendi başına borsalarda insanların inandığı kadar muazzam sonuçlar oluşturmaz. Bunun altında yatan ekonominin sağlığı, büyümesi ve şirketlerin kar artışı önünde sonunda hisse senetleri fiyatlarını etkileyen faktördür” ifadelerinde bulundu.

 

Küresel ekonominin sağlığı elbette iyi durumda değil ve salgından kurtulmasının ne kadar süreceği konusunda pek çok belirsizlik var. Para yöneticileri genel olarak bazı sektörlerden kaçınmanın faydalı olabileceğini belirtiyor. Enerji ve finans sektöründen kaçtıklarını belirten para yöneticilerinin birçoğu savunma elementleri olan hisse senetlerini öneriyor. Bu hisseler güvenli temettü verimleri sunabilen ve sürekli büyüyen şirketlere ait.

Buna karşın Beyaz Saray için devam eden yarış portföyler açısından hiçbir anlama gelmediğini ifade etmiyor. Biden’ın başkanlığı kazanması daha yüksek kurumlar vergisi anlamına gelebilir. Fakat bu aynı zamanda hükümet harcamalarının artasını da ifade ederken statükocu Cumhuriyetçi yönetiminin aksine daha rahat bir vergi politikasını da getirebilir. Sonuçta iki sonucun da kazananları ve kaybedenleri oluşacaktır. ABD merkezli finansal planlama şirketi Nuveen’in Küresel Hisse Senetleri Başkanı Saira Malik kısa vadede en büyük riskin seçim sonuçlarının tartışmalı hale gelmesi durumdaki volatilite olduğunu belirtti. Ancak daha uzun vadede Malik korona virüs öncesindeki ılımlı büyüme ortamına geri döneceğine inanıyor.

Bun noktada yatırımcılar seçimin iki ihtimalinde de kazanacak hisseleri belirlemeye çalışıyorlar. Fortune’un haberinde dört üst düzey portföy yöneticisi seçimlere dayanıklı, gelecek dört sene veya daha fazlasında yükseliş gösterebilecek hisse tercihleri konusunda yatırımcıların sorularını yanıtlamaya çalışıyor.

Tüketiciye konsantre olun

ABD ekonomisinde 2020 yılı boyunca işsizlik ve gelirler konusunda sıkıntılı bir süreç geçirilse de tüketici harcamaları halen iyi durumda gözüküyor. Seyahat sektörü gibi opsiyonel aktivitelerin durmasına rağmen tüketici harcamaları hala ekonominin kabaca %70’ini oluşturuyor.

Bu nedenle portföy yöneticileri, her ortamda iyi performans gösterme eğiliminde olan ve harcama şeklimizdeki yeni trendlere geri dönebilen sürekli büyüyen şirketler için tüketici ekonomisini tarıyor. Malik’e göre, bu şirketlerin çoğunluğu tüketici harcamaları sektöründe yer alıyor.

Malik röportajında tüketici harcamaları sektörü için, “Bu şirketler savunmacı. İyi performans gösterecekler çünkü ürettikleri tipte mallar her ortamda ihtiyaç duyulacak cinsten ve bu alanda verim elde edebilirsiniz” görüşlerine yer veriyor.

Yatırım uzmanının favori hissesi Home Depot’un rakibi yapı malzemesi ve mobilya zinciri perakende şirketi Lowe’s. Malik şirketin %1,4 oranındaki verimini ve bir kez daha yükselişe geçen konut piyasası sektörüne hizmet etmesi gerçeğini olumlu karşılıyor.

İnsanların işyerlerini eve taşımasıyla birlikte evlerine yatırım yapıyor olması Malik’e göre Lowe’s’i öne çıkarıyor. Ayrıca Malik şirketin e-ticarete yönelerek internet sitesini yenilemesinden, tedarik zincirini geliştirerek maliyetlerini kontrol etmesinden ve daha fazla tüketicinin taşeron firmaları tercih etmesiyle birlikte profesyonel müşterilerinin artmasından fayda sağlayacağını düşünüyor.

Yatırım danışmanlığı şirketi Jansen Investment Management’ın Baş Yöneticisi Eric Schoenstein’ın tercihindeki hisse ise %3’lük temettü payıyla PepsiCo. Buna karşın yatırım uzmanı bu hissenin sadece verimi sebebiyle tercih edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Schoenstein hisseyle ilgili, “Onlar gerçek büyüme, gelir, bilanço ve serbest nakit akışı üretiyor” görüşlerini paylaşıyor.

PepsiCo’nun “evden uzak” olarak adlandırdığı satışları (Schoenstein’ın ifadelerine göre toplam satışların %35 ila %40’ını oluşturuyor) bu yılki beyzbol stadyumları ve restoranlar gibi mekanların kapanması nedeniyle darbe alışılmış olmasına rağmen yatırım uzmanı market satışlarından ve evde bulunan ürünler sayesinde (atıştırmalık cipsler gibi) kayıpların bir şekilde telafi edildiğini belirtiyor. Schoenstein şirketin ileriki dönem bilançolarında orta ve yüksek haneli büyüme bekliyor.

Altyapı şirketleri fırsat vadediyor

Deutsche Bank’ın varlık yönetimi birimi DWS Group’un Baş Yatırımcı Sorumlusu David Bianco, “Pek çok insan, kim kazanırsa kazansın, altyapının seçim sonrası için bir hamle olacağını düşünüyor” ifadelerini kullanıyor. Altyapı yatırımlarının arttırılmasını iki parti de destekliyor ve Bianco ABD Kongresi’nden destek kararının çıkma olasılığının bu yatırımları destekleyeceğini belirtiyor. Fakat Bianco’nun bakış açısına göre bu eski tip altyapı yatırımları değil.

Altyapı yatırımları sadece yollar ve köprüler anlamına gelmiyor. Bu terim aynı zamanda yeni ekonomik altyapıyı akıllı enerji şebekeleri ve 5G iletişimi de kapsıyor.

Bianco’nun savunduğu bir diğer sektör de siyasi belirsizlik ortamına rağmen iyi bir geri dönüşe hazırlandığını öngördüğü kamu hizmetleri. Yatırım uzmanına göre kamu hizmetleri sadece, “olgunlaşmış, fazlasıyla güvenilir verim sağlayan işletmeler” değil aynı zamanda elektrik şirketleri özellikle de 5G teknolojilerinde oldukça önemli bir rol oynayacak. Bianco, “Elektrik direkleri kamu hizmetleri şirketlerine ait ve 5G hücrelerinin kurulumunda büyük rol oynayacaklar ve bu sayede zamanla söz konusu alanlar için kira geliri elde edecekler” görüşlerine yer verdi.

Bu tip trendler güç şebekeleri ve yenilenebilir enerji alanının büyük oyuncularından olan NextEra Energy’i destekleyecek gibi gözüküyor. Hisse senedi şu anda bilançolarına göre 30 kat kazanç ve %1,8 temettü verimi öngörüyor. NextEra şirketi, Florida Power & Light ve Gulf Power firmalarının ana şirketi ve temiz enerji yatırımlarına ağırlık veriyor. Şirket Demokratların başkanlığındaki temiz enerji destekleri olmadan Cumhuriyetçilerin yönetimi altında da büyüyebilmeyi başardı. Next Era’nın CEO’su James Robo bilançolarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Seçimlerinin sonuçlarına bakmaksızın biz işletmemizi her zaman kazanacak bir noktaya konumlandırıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Saira Malik de seçim sonrasında altyapı yatırımlarının arttırılmasını bekleyen isimlerden. Yatırım uzmanına göre bu durum Terex gibi altyapı şirketlerine platform ve araç üreten şirketler için de iyi haber. Terex’in gelirlerinde son 12 ay içerisinde %25 oranında düşüştü. Şirket korona virüs ve durgunluk nedeniyle büyük bir darbe aldı. Şirket devam eden operasyonlarıyla 35 kat hisse başına kazançla işlem görüyor. Buna karşın Malik Terex’in hayatta kalan şirketlerden olduğuna inanıyor. Şirketin ürettiği havada çalışma platformları biriminde güçlü bir toparlanma olacağını bekleyen yatırım uzmanı (Satışlarının kabaca %60’tan %65’e kadarını oluşturan birim) bu alanın Terex'in bilançolarındaki toparlanmanın en önemli etkenini oluşturacağını belirtiyor. Terex'in sağlam bilançosuna dikkat çeken yatırım uzmanı, "2024 yılına kadar borcu olmayacağını ve pozitif serbest nakit akışına ulaşacağını" öngördüğünü belirtiyor.

Eric Schoenstein ise emin olmak için ürünlerini havacılık, ulaşım, raylı sistemler ve ticari araçlar için üreten çok yönlü endüstriyel devi hisselerini tercih ediyor. Schoenstein’ın tercih ettiği hisse 3M ve yatırım uzmanı hisse senedi için şirketin içerisinde bulunduğu endüstrilerin zor zamanlarda birbirlerini dengelemek için el ele çalışabileceğini düşünüyor. Schoenstein Hisse senedinin hisse başı kazançlarda 19 katla görece ucuz olduğunu ve %3,5 temettü verimi olduğunu belirtiyor.

Sürpriz sektör: Teknoloji ve sağlık

Sayısız manşetler ve siyasi söylemler tarafından kuşatılmış olan yatırımcılar, bu iki sektörü seçimden gelen en büyük tehditlerle karşı karşıya olanlar arasında görebilirler. Sağlık sektörü önemli bazı değişiklikleri görebilir. Örnek vermek gerekirse ilaç fiyatlarının düşürülmesi konusundaki Beyaz Saray’a karşı olan kamuoyunu baskısı genişliyor. Bu süreçte teknoloji sektörü ise ABD milletvekillerinin büyük çoğunluğunun dev şirketlerinin piyasa gücüyle ilgili eleştirileri ve bazı yatırımcılar arasında hisse senedi fiyatlarının fazla yükseldiği kanaatinin artan etkisiyle karşı karşıya kaldı. Fakat portföy yöneticileri halen her iki alanda da büyük fırsatların bulunduğunu düşünüyor.

David Bianco teknoloji şirketlerinin büyük bir hukuki sorunla karşı karşıya kaldığını düşünmüyor. Bianco, “Batı teknolojisi karşısında Doğu teknolojisinin olduğu ciddi bir rekabet var ve ben ABD politikacılarının Batı teknolojilerinin rekabet gücünü engelleyeceğini düşünmüyorum” görüşlerine yer veriyor.

Yine de bazı teknoloji şirketleri diğerlerine göre daha savunmasız. Bu nedenle Benkendorf hükümetin odak noktasında olmadığını düşündüğü Microsoft’u Amazon gibi rakiplerinin karşısında daha fazla tercih ediyor. Şirketin yazılım alanında büyüyen ve süreklilik arz eden aboneleri, güçlü bulut yazılım platformu Azure ve son zamanlarda yaptığı şirket evliliğiyle gücüne güç katıyor. Fakat Benkendorf’un ifadelerine göre tüm bu gelişmelere rağmen değerinin altında işlem görmeye az takdir edilmeye devam ediyor. Şirketin hisse başı kazanç oranı 32 kat seviyesinde ve diğer yüksekten uçan rakiplerine göre çok daha sınırlı kalan değerlemelere sahip.

Sağlık sektörü de benzeri bir şekilde endişelerin mevcut olduğu bir diğer tartışmalı alan. Benkendorf ise yatırımcıların manşet korkularına fazlasıyla odaklanmış olabileceğini düşünüyor. Yatırım uzmanı, “İnsanla genelde ‘ Aman tanrım, eğer demokratlar büyük çoğunluğu yakalarsa, şu ya da olursa’ biçiminde düşünüyor. Fakat iyi bir işletmeniz ve buna eklenecek tüketiciler için etkileyici bir değerlemeniz varsa bana kalırsa sağlık sektörü araçları hala görece güvenilir bir alan” dedi.

Benkendorf bu kriterlere uyan medikal araç üreticisi Medtronic hisselerini tercih ediyor. Şirket kalp pilleri, insülin pompaları gibi cihazlar üretiyor ve fiyat kazanç oranında 22 kat seviyesinde ticaret görüyor ki bu daha geniş sektöre bakılırsa iyi bir fiyat. Benkendorf şirketin kablo gerektirmeyen minyatür kalp pili cihazı Micra AV sayesinde güçlü bir büyümeye ulaşacağını öngörüyor. Ayrıca yatırım uzmanı şirketin yeni CEO'su Geoff Martha'nın "iş birimlerine daha fazla özerklik getirmek istediği” belirterek “bunun da daha çevik bir organizasyona yol açacağına" inanıyor.

ABD’nin dışarısında

Seçim endişeleri nedeniyle bazı portföy yöneticileri büyüme umutlarını tamamen ABD’nin dışına ve özellikle de Doğu Asya’ya kaydırıyor. Ancak portföy yöneticilerinin ABD ve Çin arasındaki gerginliğin devamına ilişkin endişeleri seçimi kim kazanırsa kazansın ortadan kalkacak gibi değil. Fakat bu durum Benkendorf’un meşru fakat hararetli siyasi söylemlere rağmen kendini savunacak kadar güçlü şirketlere yatırım yapmasından alıkoymuyor.

Siyasi söylemlere karşı hiçbir şirket Alibaba kadar dirençli değil. Çin’in dev perakende şirketinin Amazon gibi güçlü bir rakibi bulunuyor. Fakat hisse başına 89 kazanç oranıyla karşılaştırdığında Alibaba’nın 29 katlık oranı yatırımcıların tercihlerini yönlendiriyor. Saira Malik Alibaba için, cazip değerlemelerine, e-ticarette güçlü reklam büyümesine karşın diğer perakende şirketlerine göre ekonomisinde daha az kredi kullanan bir şirket olduğunu ve yerel süpermarket işletmelerine geçmesinin de olumlu olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor.

Bu arada Benkendorf, Alibaba'nın kabaca %33'e sahip olduğu finansal teknoloji şirketi Ant Group'un halka arzı konusunda boğa davranışında bulunuyor ve "Alibaba'nın hisse fiyatı içinde ek bir değer parçasını belirginleştirecek" ifadelerine yer veriyor. Ayrıca ABD ve Çin arasındaki rekabet Alibaba için diğer şirketlere göre çok daha az bir tehdit oluşturabilir. Zira Benkendorf’a göre Alibaba “yerel odaklı bir işletme ve Çin çok derin bir iç pazara sahip.”

Asya’nın bir başka bölgesinde Japonya merkezli baskılı devre kartları ve mikroçip ambalajı üreten Ibiden az bilinen fakat eş değerde cazip bir şirket. Malik yeni jenerasyon işlemci pazarının Intel ve AMD tarafından yüksek talebe tabi olduğunu belirtiyor ve Ibiden’in yüksek ticari bariyerlere maruz kalan mikroçip ambalajları sektöründe lider olduğunun altını çiziyor. Yatırım uzmanı birkaç yıllık periyottaki büyümeyle Ibiden’in kapasitesini arttıracağına ve talip hacimlerini karşılayacağına bu sayede de daha yüksek kâr marjına ulaşacağına inanıyor.

Malik ayrıca dünyanın en büyük sözleşmeli çip üreticisi olan Tayvan Yarıiletken İmalatı (TSMC) şirketinin de hisselerini tercih ediyor. TSMC’nin tercih edilmesindeki en önemli sebeplerden birisi de dünya çapındaki 5G hazırlığı. Malik akıllı telefonların çip üretimi işletmelerinin kabaca yarısını oluşturduğunu ve Apple’ın iPhone 12 hamlesinden bu şirketin de faydalanacağını belirtiyor. TSMC rakiplerinin sektöre girmesi için büyük engeller oluşturan karmaşık, gelişmiş ürünler üretiyor. Malik büyümenin Amazon, Microsoft ve Google tarafından inşa edilen yüksek performanslı bilgi işlem merkezleri sayesinde TMSC’nin de büyüyeceğini belirtiyor.

Ayrıca teknoloji çevrelerinde dile getirilen TSMC’nin Intel’e ürün satması ihtimali de şirketin değerlenmesini sağlayacak bir diğer önemli değişken. Malik, bu anlaşmanın önümüzdeki beş yıl içinde şirkete %20'lik bir artış ekleyebileceğini tahmin ediyor. Yarı iletken sektöründe ortalama fiyat kazanç oranı 29 kat iken TSMC 25 kat seviyesinde değerleniyor ve sektör ortalamasının altında işlem görüyor.

Wall Street’in seçim tahminleri tutacak mı?

 

Trump'ı bilen anket firmaları kimi başkan görüyor?

 

Çelik devi devletten yardım bekliyor

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)