E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemBaşbuğ milletvekili mi olacak?---

Başbuğ milletvekili mi olacak?

Başbuğ milletvekili mi olacak?
20 Ağustos 2013 - 17:19 borsaningundemi.com

Anayasa profesörü Hikmet Sami Türk, Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan sanıklarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu

"Ergenekon davasında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan sanıklar da dahil olmak üzere CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay da önümüzdeki seçimlerde hem aday olabilirler hem de oy kullanabilirler..."
Bu sözler eski adalet bakanlarından, anayasa profesörü Hikmet Sami Türk'e ait. Türk, Ergenekon sanıklarına verilen cezaların kesinleşmediğini, bu cezalar Yargıtay tarafından onanmadıkça tüm sanıkların seçimlerde hem aday olup hem de oy kullanabileceklerini söyledi.
Vatan Gazetesi yazarı Reha Muhtar, bugünkü köşe yazısında Ergenekon davasında 12 yıl 6 ay hapis cezası alan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın, İstanbul'dan büyükşehir belediye başkan adayı olacağına dair duyumlara yer verdi. Demirel tarafından desteklenen Haberal ile merkez sağ ve sol seçmen üzerinde etkili olacak bir CHP yaratılmaya çalışıldığı iddialarını gündeme taşıyan Muhtar, Haberal'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra CHP'nin zirvelerine doğru bir yolculuğa hazırlandığı söylentilerini köşesine taşıdı...
Peki ama Ergenekon davasından 12 yıl 6 ay ceza almış bir kişi yerel ve genel seçimde aday olabilir mi? Oy kullanabilir mi? İşte bu soruyu Adalet Eski Bakanlarından Anayasa Hukukçusu Prof. Hikmet Sami Türk'e yönelttik. Türk, Anayasa'nın 76. maddesinin milletvekili seçilme şartlarını düzenlediğine dikkat çekiyor. 1 yıl ve üzerinde hapis cezası alanların affa uğrasalar bile vekil seçilemeyeceklerini anımsatıyor. Bunun kesin ve açık bir hüküm olduğunu belirtiyor. Ancak söz konusu davada karar veren Silivri Mahkemesi'nin birinci derece mahkeme olduğunu, davanın Yargıtay'a intikal ettiğini vurguluyor. "Yani Yargıtay da bu kararı onarsa hüküm kesinleşir ve bu kişilerin milletvekillikleri de düşer" diyen Türk,
"Ama Yargıtay bu kararı bozarsa, bu kez yeniden Silivri Mahkemesi'nde yargılama gerekecek. Mahkeme kararında direnirse de konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gidecek. Son sözü orası söyleyecek. İşte tüm bu süreçte, hüküm kesinleşinceye kadar, herkes masumdur. Bu dava temyizdedir. Dolayısıyla Haberal da Balbay da Engin Alan ve İlker Başbuğ da, BDP'li vekillerde de hangi davadan yargılanıyorlarsa yargılansınlar, Yargıtay kararı onayana kadar, seçimlerde aday olabilir. Oy kullanabilir" diyor.
SON SÖZÜ YSK SÖYLEYECEK?
Hürriyet'te yer alan habere göre, 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesinde Yüksek Seçim Kurulu şu kararı vermişti:   
"Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlü bulunanların seçme hakkına sahip oldukları tartışmasız olmakla birlikte, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerinde; tutuklu bulunanlar taksirli suçlardan hükümlü olanlar ile kasıtlı suçlardan koşullu salıverilenlerin yasal durumu göz önünde tutularak, oy kullanıp kullanamayacakları, kullanacaklar ise hangi seçim çevrelerinde hangi seçim türleri için oy kullanacakları hususunun ve sair ilkelerin belirlenerek bir karara bağlanması takdirlerinize arz olunur” talebi üzerine;
"GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında; vatandaşların, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahip olduğu vurgulandıktan sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; on sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşının seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahip olduğu belirtilmiş, beşinci fıkrasında da; “Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar” denilmek suretiyle seçme hakkının istisnaları başka bir anlatımla oy kullanamayacaklar gösterilmiş, buna bağlı olarak aynı hükümler 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 7. ve 8. maddelerinde de yinelenmiş ve kimlerin seçmen olamayacağı, kimlerin oy kullanamayacakları açıklanmış bulunmaktadır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde, ceza ve tutukevlerinde bulunan seçmen niteliğine sahip olan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanların da oy kullanabileceklerine,
2- Yapılacak olan seçimde kullanılacak tutuklu seçmen listelerine, kesinleşen seçmen kütüğüne kayıtlı olupta ceza ve tutukevinde bulunan taksirli suçlardan hükümlü ile tutuklu seçmenler, ceza ve tutukevi yönetimi aracılığıyla ilgili ilçe seçim kurulu başkanlığından, seçmen kütüğüne kayıtlı olduğuna ilişkin aldığı belgeyi veya seçmen bilgi kağıdını vermesi halinde, tutuklu seçmen listesine dahil edilmesi gerektiğine,
3- 10 Şubat 2009 tarihinden sonra yeni kurulan ceza ve tutukevlerinde bulunan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklular için dahi tutuklu seçmen listesi oluşturulmasına,
4- 140/I sayılı Genelgemizin 13. maddesine göre, 24 Mart 2009 tarihi itibariyle kesinleşecek seçmen listelerine kayıtlı bulunan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanların ceza ve tutukevlerinin bulunduğu seçim çevresinde yapılacak tüm seçim türleri için oy kullanabileceklerine,
5- Kasıtlı suçlardan koşullu salıverilen hükümlülerin hükümlülük durumları devam ettiğinden, bihakkın tahliye oluncaya kadar oy kullanmalarının mümkün olmadığına,
6- Karar örneğinin tüm il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 09/01/2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • huseyin20 Ağustos 2013 17:41

    bu ülkede halkın oyuyla seçilmiş bir partiyi darbeyle indirmekten ceza almış biri milletvekili oluyorsa ve siz bunu destekliyorsanız, TC Devletinden hiçbirşey beklemeyin, bi öngörü söyleyim size ister katılın ister katılmayın, bu şartlarda ve birbirimizle uğraşmaya devam edersek, TC diye bir devlet kalmayacak Mısır gibi sonumuz çünkü ben sizi sevmiyorum siz beni sevmiyorsunuz, benden nefret ediyorsunuz mesela, o nefret hepinizin gözünde var benim amcaoğlumun bile bana karşı olan gözünde, benim teyzeoğlumun bana karşı olan gözünde ee ne olacak sanıyorsunuz birbirimize sarılıp kucaklaşacak mıyız,