E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıBankaların karı 3. çeyrekte hızlı artış gösterdi---

Bankaların karı 3. çeyrekte hızlı artış gösterdi

Bankaların karı 3. çeyrekte hızlı artış gösterdi
08 Kasım 2016 - 15:08 borsaningundemi.com

Vakıfbank, 3. çeyrek bankacılık sektörü ile ilgili analiz raporu yayınladı

Bankacılık sektörünün aktif büyümesi 2016 yılı üçüncü çeyreğinde yıllık bazda %5.75 seviyesinde gerçekleşti. Kredilerin artış hızında yavaşlama yılın üçüncü çeyreğinde de devam etti. Ancak yavaşlama hızı azaldı. Bazı bankaların takipteki alacaklarını satmaları sonucu TGA’nın yıllık artış hızında düşüş yaşandı.

YP cinsi menkul değerlerin azalması sonucu MDP’nin yıllık artış hızı üçüncü çeyrekte düşmeye devam etti. Üçüncü çeyrekte kurda yaşanan yükselişin etkisiyle mevduat sahiplerinin TP mevduata geçmeyi tercih etmesi sonucu YP mevduatlarda düşüş yaşandı.

Bankalara borçlar ve repo işlemlerinden sağlanan fonlar kalemlerinde artışın yavaşlaması mevduat dışı kaynakların da artışının yavaşlamasında belirleyici oldu. Üçüncü çeyrekte dönem net karında yaşanan artış özkaynaklara da artış olarak yansıdı ve özkaynakların pasifler içindeki payı son yedi
çeyreğin en yüksek seviyesine ulaştı. BDDK ve TCMB tarafından alınan kararların olumlu etkisiyle üçüncü çeyrekte kar hızlı bir artış gösterdi.

Yılın üçüncü çeyreğinde kar artarken kredi büyümesinin yavaşlamasının etkisiyle sermaye yeterliliği rasyosu üçüncü çeyrekte %16 ile 2014 yılının son çeyreğinden bu yana ki en yüksek seviyesinde
gerçekleşti.

1. Aktifler
2016 yılının üçüncü çeyreğinde sektörün aktif büyüklüğünün %63.5’ini krediler, %13’ünü menkul değerler portföyü, %7.5’ini nakit rezervler ve %13.8’ini diğer aktifler oluşturdu. Yılın ilk çeyreğinde hafif geriledikten sonra ikinci çeyrekte tekrar yükseliş kaydeden kredilerin toplam aktifler içindeki payı, üçüncü çeyrekte tarihi yüksek seviyeye çıktı. İlk iki çeyrekte gerileyen MDP’nin toplam aktifler içindeki payının ise üçüncü çeyrekte de azalmaya devam etti.

Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %5.75 oranında artarak 2 trilyon 533.7 milyar TL’ye ulaştı. 2015 yılının son çeyreğinden
itibaren belirgin biçimde yavaşlayan aktiflerin yıllık artış hızındaki düşüş 2016 yılının üçüncü çeyreğinde de devam etti ve aktiflerin yıllık artış hızı 2016 yılının ikinci çeyreğindeki %11.43’den yılın üçüncü çeyreğinde %5.75’e geriledi. Böylece aktiflerin yıllık artış hızı BDDK tarafından verilerin açıklanmaya başlandığı tarihten bu yana en düşük seviyeye gerilemiş oldu. Sektörün en önemli aktif kalemi olan
kredilerin yıllık artış hızının düşmesi yılın üçüncü çeyreğinde aktiflerin yıllık artış hızının gerilemesinde belirleyici oldu. Üçüncü çeyrekte toplam aktiflerin %63.5’ini oluşturan kredilerin yıllık artış hızı 2016 yılının ikinci çeyreğindeki %12.31’den üçüncü çeyrekte %8.61’e geriledi ve toplam kredi büyüklüğü 1 trilyon 609.8 milyar TL’ye ulaştı. Böylece kredilerin yıllık artış hızında 2015 yılsonunda başlayan gerileme 2016 yılının üçüncü çeyreğinde de devam etti.

Kredilerin yıllık artış hızındaki bu yavaşlamada 2015 yılından bu yana yatırım talebindeki düşüş, kredi faiz oranlarının yüksek seyretmesi, uygulanan makro ihtiyati tedbirler ve sermaye yeterlilik rasyoları
üzerinde oluşan yük nedeniyle sektörün kredi koşullarını sıkılaştırması etkili oluyor. Son üç çeyrekte ise toplam krediler içinde yabancı para kredilerin payının %30 gibi yüksek bir seviyede olmasının etkisiyle TL’deki değerlenme de kredilerin yıllık artış hızındaki düşüşte belirleyici oldu. Bu nedenle kur etkisinden
arındırılmış kredilerin yıllık artış hızı da yılın üçüncü çeyreğinde düşmeye devam etti. 2016 yılının ikinci çeyreğinde %10.1 seviyesinde olan arındırılmış kredilerin yıllık artış hızı, yılın üçüncü çeyreğinde %9.24 seviyesine geriledi. Bunun sonucunda kur etkisinden arındırılmış kredi büyümesi 2009 yılı dördüncü çeyreğinden sonra görülen en düşük seviyede gerçekleşti.

BDDK tarafından 2014 yılı Şubat ayında yürürlüğe koyulan yönetmelikle tüketici kredilerinde vade sınırlamasına gidilerek ihtiyaç kredilerinin vadesi 36 ay ve taşıt kredilerinin vadesi ise 48 ay ile sınırlandırılmıştı. Ayrıca aynı yönetmelikle bireysel kredi kartlarıyla alışverişlerde taksit sayısına sınırlama getirilmişti.

Buna göre nakit çekimlerinde ve mobilya ve beyaz eşya satışlarında taksit sayısı 9 ayla sınırlandırılmış, kuyum, telekomünikasyon, gıda ve akaryakıtta taksit uygulaması ise kaldırılmıştı. Daha sonra söz
konusu uygulamaya ilişkin sınırlamalar bir miktar gevşetilmiş olsa da sınırlama devam etmişti. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi BDDK tarafından 2013 yılında yapılan düzenlemelerle alınan makroihtiyati
tedbirler tüketici kredi büyümesinin yavaşlamasında etkili olmuştu.

2016 yılı Ağustos ayında yapılan düzenlemeler ile bireysel tüketici kredilerine ve kredi kartı kullanımına getirilen sınırlamalarda değişikliğe gidilmesine karar verildi. Böylece kredi kartlarındaki taksit sınırlamasının bazı sektörler için kaldırılması, tüketici kredilerindeki 36 ay olan vade sınırlandırmasının esnetilerek 48 aya çıkarılması ve konut kredilerinde kredi kullandırım miktarının %75’ten %80’e çıkarılması gibi uygulamalar yürürlüğe konuldu. Ayrıca TCMB de likidite koşullarını gevşetmek amacıyla zorunlu karşılık oranlarında ve Rezerv Opsiyon Mekanizması kapsamında döviz imkanının bazı
dilimlerinde indirime gitti. Böylece bankaların kredi faiz oranlarında indirime gidebilmesi sağlandı.
Yukarıda belirttiğimiz gibi tasarrufları artırmak amacıyla alınan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte Ağustos ve Eylül aylarında bireysel kredilerin yıllık artış hızı Temmuz ayına göre yükseldi.

Ancak bu yükseliş Haziran ayından Temmuz ayına geçerken yaşanan yavaşlamayı telafi etmeye yetmedi. Bu nedenle yılın üçüncü çeyreğinde bireysel kredilerin yıllık artış hızı ikinci çeyreğe göre yavaşlamış görünse de aylık bazda artışın başlamış olması yılın son çeyreğinde kredilerin yıllık artış hızının artacağına işaret ediyor. Ticari kredilerin yıllık artış hızında ise düşüşün devam etmiş olması, makro ihtiyati tedbirlerin gevşetilmesinin bireysel kredilerin artışındaki etkisini ortaya koyuyor. Böylece yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda %5.92 artan bireysel krediler 403.1 milyar TL gerçekleşti. Ticari
kredilerin yıllık artış hızı ise 2016 yılının ikinci çeyreğindeki %14.57 seviyesinden, yılın üçüncü çeyreğinde %9.54 seviyesine geriledi ve ticari kredi büyüklüğü 1 trilyon 206.7 milyar TL gerçekleşti. Kur
etkisinin belirgin olduğu ticari kredilere kurdan arındırılarak bakıldığında artış hızındaki yavaşlamanın çok daha sınırlı kaldığı görüldü. Yatırım talebinin yılın üçüncü çeyreğinde de düşük seyretmeye
devam etmesi yılın üçüncü çeyreğinde ticari kredilerin yıllık artış hızının yavaşlamasında belirleyici oldu. Ekonomiye destek sağlamak amacıyla bankaların başta konut kredisi olmak üzere faiz oranlarını
düşürmesinin yılın son çeyreğinde bireysel kredilerde artışa neden olması bekleniyor.

Sektörün tahsili gecikmiş alacakları (TGA), 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %23.2 oranında artarak 55.3 milyar TL’ye yükseldi. Yılın ikinci çeyreğinde %29.1 olan TGA’nın yıllık artış hızı yılın üçüncü çeyreğinde %23.2’ye geriledi. TGA’nın yıllık artış hızındaki bu gerilemede, bazı bankaların takipteki alacaklarını satmaları ve faiz oranlarındaki düşüş etkili oldu.
Kredilerin takibe dönüşüm oranı ise yılın üçüncü çeyreğinde 2010 yılının son çeyreğinden sonra görülen en yüksek seviye olan %3.32’ye yükseldi. Yılın son çeyreğinde ise hem kredilerin yıllık artış hızının
yükselecek olması hem de tüketici kredilerinde 72 aya varan borç yapılandırma imkânının tanınmış olmasının etkisiyle takibe dönüşüm oranında düşüş yaşanabilir.

2.Pasifler

2016 yılının üçüncü çeyreğinde mevduatlar toplam pasifin %53’ünü, mevduat dışı kaynaklar %35.5’ini, özkaynaklar ise %11.6’sını oluşturdu. Mevduatlar toplam pasifler içindeki ağırlığını ilk çeyrekte
de korurken, mevduatları %14.6’lık pay ile bankalara borçlar ve %11.6 ile özkaynaklar kalemleri takip etti.
2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %5.6 oranında artan mevduatlar 1 trilyon 340.7 milyar TL gerçekleşti.

Böylece mevduatın yıllık artış hızında 2015 yılının son çeyreğinde başlayan düşüş bu yılın üçüncü çeyreğinde ivme kazanarak devam etmiş oldu. Bununla birlikte mevduatın yıllık artış hızı verilerin
açıklanmaya başlandığı 2002 Aralık ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Mevduatların toplam pasifler içindeki payı ise önceki iki çeyrekte olduğu gibi değişmeyerek %53 oldu. Mevduatın yıllık artış
hızının gerilemesinde YP mevduatların diğer çeyreklerde yaşadığı yıllık artışın aksine geçen yıla göre %7.7 gerilemesi belirleyici oldu. Ancak, YP mevduattaki yıllık gerilemeye karşın TP mevduatların
geçen yıla göre %16.3 artış göstermesinde yılın üçüncü çeyreğinde yaşanan yurtiçi gelişmeler sonucu tasarruf sahiplerinin YP mevduatlarını TP’ye çevirmesi etkili oldu. Sektörün döviz tevdiat hesabının üçüncü çeyrekte geçen yıla göre %7.9 düşüş göstermesi tasarruf sahiplerinin bu tercihini teyit etmekte. Mevduatlara kurdan (0.6*$+0.4*¬)1 arındırılıp bakıldığında ise 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda %7.6 artış gösterdiği ve yıllık artış hızının bir önceki çeyreğe göre 1.8 puan azaldığı dikkat çekiyor. Üçüncü çeyrekte yerli yatırımcının YP mevduattan TL mevduata geçmesi, yurtdışı borçlanma maliyetlerinin artmasıyla birlikte borç çevirme oranlarının %100’ün altına gerilemesi, sektörde yabancı para mevduatın maliyetinin artmasına yol açtı. TCMB’nin Rezerv Opsiyonu Mekanizması kapsamında döviz imkanının bazı dilimlerinde indirime gitmesi, sektörü rahatlatacak olsa bile sektörün maliyetleri üzerindeki aşağı yönlü etkisi sınırlı kalabilir.

2016 yılının üçüncü çeyreğinde mevduatlar diğer çeyreklerde olduğu gibi 1-3 ay arası vadede yoğunlaştı. Toplam mevduatlar içinde en yüksek paya sahip ikinci mevduat türü ise yine vadesiz mevduatlar
oldu. 3-6 ay arası vadeli mevduat üçüncü çeyrekte %18 yıllık artış gösterirken, 1 aya kadar vadeli ve 6-12 ay arası vadeli mevduatlar yıllık bazda düştü. Mevduatın krediye dönüşüm oranı yılın üçüncü
çeyreğinde 119.7’den 120.1’e yükseldi.

2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2.4 oranında artan mevduat dışı kaynaklar (MDK) 900.2 milyar TL oldu. Böylece MDK’nın yıllık artış hızında 2015 yılının son çeyreğinde
başlayan belirgin düşüş devam etti. MDK’nın yıllık artış hızının yavaşlamasında MDK içinde en yüksek paya sahip bankalara borçlar ve repo işlemlerinden sağlanan fonlar kalemlerinin artış hızında yaşanan
yavaşlama belirleyici oldu. Sektörün uzun vadeli fon kaynaklarından olan sendikasyon kredilerinin toplam MDK içindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğine göre sınırlı azalış göstermesine karşın, yıllık
değişimi 2012 yılının son çeyreğinden bu yana ilk kez düşüş gösterdi.

Sektörün bir diğer uzun vadeli fon kaynaklarından olan seküritizasyon kredilerinin ise yıllık değişimi 2013 yılının son çeyreğinden bu yana ki artış eğilimini koruduğu ancak %9.4’lük artış oranı ile en düşük
seviyesinde gerçekleştiği dikkat çekiyor. Üçüncü çeyrek itibarıyla sektörün kullandığı toplam sendikasyon kredisi 60.1 milyar TL, seküritizasyon kredileri ise 36.4 milyar TL gerçekleşmiş oldu.
2016 yılının üçüncü çeyreğinde, sektörün özkaynakları, geçen yılın aynı dönemine göre %18.4 artarak 292.8 milyar TL’ye yükseldi. Üçüncü çeyrekte özkaynakların yıllık artış hızında bir önceki çeyreğe göre
1.7 puanlık yükseliş olmasına karşın, özkaynakların toplam pasif içindeki payı %11.5 ile belirgin bir değişiklik göstermedi. Dönem net karında yaşanan artış, özkaynakların artmasında da etkili oldu.
Sektörün sermayesinin risk ağırlıklı varlıklarına olan oranını gösteren sermaye yeterliliği rasyosu ise, üçüncü çeyrekte %16 ile 2014 yılının son çeyreğinden bu yana ki en yüksek seviyesinde gerçekleşti.
SYR’nin yükselişinde kar artarken kredi büyümesinin yavaşlaması etkili oldu. Öte yandan dördüncü çeyrekte kredi artış hızının yükselecek olması ve aşağıda da belirteceğimiz üzere karda yaşanabilecek düşüş SYR’de de düşüşe neden olabilir.

Sektörün dönem net karı 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %54.8 artarak 29 milyar TL gerçekleşti. 12 aylık kümülatif rakamlara göre ise dönem net karı yıllık bazda %47.1
ile Ocak 2010’dan sonraki en hızlı artışı gösterdi. 12 aylık kümalatif toplama göre net faiz gelirlerinin yıllık artış hızı ise yılın ikinci çeyreğindeki %15.7’den üçüncü çeyrekte %17.9’a yükseldi. Bir önceki raporumuzda belirttiğimiz üzere, TCMB 9 Ağustos’ta aldığı kararla TL zorunlu karşılıkları tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirmiş, ayrıca Rezerv Opsiyonu Mekanizması kapsamında döviz imkânının ikinci, üçüncü ve dördüncü dilimleri ile altın imkânının ilk iki diliminde katsayıları 0.1 puan artırmıştı. Ayrıca TCMB 6 Eylül’de de benzer bir karar yayımladı. TCMB kararlarının yanı sıra BDDK da 27 Eylül’de yürürlüğe giren yönetmelik ile ihtiyaç ve otomobil kredilerinde %4 olan karşılık oranını %1’e indirdi. Hem TCMB kararlarının hem de BDDK yönetmeliğinin bankacılık sektörünün karına olumlu yansımasını üçüncü çeyrekte gördük ve kar %47 gibi hızlı bir artış gösterdi. Bununla birikte TCMB Ekim ayında da Rezerv Opsiyonu Mekanizması kapsamında döviz imkânının ikinci, üçüncü ve dördüncü dilimlerinde katsayıları 0.2 puan düşürdü. Önceki kararlarla birlikte bu kararın olumlu etkisini de dördüncü çeyrek karında görebiliriz. Kardaki artışa bağlı olarak üçüncü çeyrekte sektörün karlılık rasyoları de yükseldi. 2015 yılsonunda %1.11 olan aktif karlılığı 2016 yılının üçüncü çeyreğinde %1.53’e, %9.9 olan özkaynaka karlılığı ise %13.2’ye yükseldi. Yılın üçüncü çeyreğinde net faiz gelirlerinin yıllık artış hızının
yükselmesi ve faiz getirili aktiflerin yıllık artış hızının yavaşlamasının etkisiyle net faiz marjı yükseldi. 2015 yılsonunda %3.9 olan net faiz marjı 2016 yılının üçüncü çeyreğinde %4.13’e çıktı.

Üçüncü çeyrekte sektörün faiz dışı gelirlerinin yıllık artış hızında yavaşlama yaşandı. İkinci çeyrekte %18.4 olan faiz dışı gelirlerin yıllık artış oranı yılın üçüncü çeyreğinde %11.45’e geriledi. Söz konusu gerilemede en önemli faiz dışı gelir kalemi olan bankacılık hizmetleri gelirleri ile kredilerden alınan ücret ve komisyonlarda yaşanan düşüş etkili oldu. Kredilerin yıllık artış hızında yaşanan yavaşlama, kredilerden alınan ücret ve komisyon gelirlerinin yıllk artış hızının da yavaşlamasına neden oluyor. Üçüncü çeyrekte en hızlı artışı gösteren faiz dışı gelir kalemi ise ikinci çeyreğe benzer şekilde aktiflerin satışından elde edilen gelirler oldu. Bazı bankaların takipteki alacaklarını satmış olmaları, söz
konusu kalemde sert artış yaşanmasına neden oldu.

Yılın son çeyreğinde ekonomiye destek sağlamak için kredi faiz oranlarında indirime gitmesine rağmen, mevduat faiz oranlarında ve mevduat dışı kaynakların maliyetinde benzer bir düşüş olmaması
mevduatın krediye dönüşüm oranının %120’nin üzerine çıktığı bir dönemde bankaların kar marjlarının düşmesine neden olabilir. Öte yandan TCMB’nin ROk kararlarının bankacılık sektöründe YP maliyetleri
düşürücü etkide bulunabilecek olması ve kredilerdeki artışla birlikte ücret komisyon gelirlerinde de yaşanabilecek artış kar marjlarındaki düşüşü bir miktar telafi edebilir."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)