BANKALARI BEKLEYEN YENİ TEST: GÜVENİRLİLİK

Avrupa Birliği’nin (AB) kıtanın en büyük bankalarının mali şoklara karşı ne kadar ayakta kalabileceğinin ölçüldüğü stres testlerinin amacı Avrupa’nın sıkıntı içindeki bankacılık endüstrisini rahatlatmaktı. Ancak bu testlerin kesin sonuçlar ortaya çıkardığına inanan kişi sayısı çok az. Finansal sisteme olan güveni yeniden tesis etmek isteyen Avrupalı düzenleyici kurumlar, stres testlerinin yeteri kadar sert ve şeffaf olmasını umut ediyor. Cuma günü testin sonuçlarının açıklanmasının ardından, Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, bu yıl hem Avrupalı hükümetler hem de bankalara karşı oluşan güvensizliği ortadan kaldırmak adına yapabileceklerini tamamladıklarını söyledi. Lagarde’ın sözleri Uluslararası Para Fonu hem de küresel Finansal İstikrar Kurulu (FSB) tarafından da yinelendi. ANALİSTLERİN BEKLENTİLERİNİN ALTINDA Stres testine tabii tutulan 91 bankadan sadece yedisinin başarısız olması, analistlerinin beklentilerinin altında kaldı. Testten, bankaların toplamda 3.5 milyar ile 4.5 milyar euro arasında değişen bir oranda sermaye artırımı yapması sonucu çıkarken, birçok uzman bu rakamın çok daha yüksek olmasını bekliyordu. Ancak stres testlerinin metodolojisinde, kriz sürecinde bankaların yaşadıkları büyümeye yönelik oldukça iyimser hesaplamalar yapıldığı belirtiliyor. İsviçreli bankacılık düzenleyici kurumu Finma da ülkedeki bankalara yönelik stres testleri yaptı. Credit Suisse Group’un CEO’su Brandy Dougan’ın AB’nin uyguladığı testlerin iki katı daha sert olan bu testlerden, Credit Suisse, UBS gibi ülkenin en güçlü bankalarının küresel bir resesyon olasılığında Tier 1 olarak adlandırılan ana sermayelerinin varlıklarına oranının yüzde 8 olması sonucu çıktı. AB’nin uyguladığı stres testlerinin sonucunda ise bankaları olası bir resesyon ya da mali şok sürecinde, ana sermayelerinin varlıklarına oranının yüzde 6 olması gerektiği belirtildi FAYDASIZ OLMA İHTİMALİ VAR AB’nin stres testlerinin kıtanın finansal sistemine herhangi bir katkı sağlamama olasılığı da tartışılıyor. Brüksel merkezli bir düşünce kuruluşu olan Bruegel’in kıdemli üyelerinden Nicolas Veron, testlerinin beklendiği kadar sert olmamasına rağmen piyasalara daha öncesine göre daha fazla bilgi aktardığına dikkat çekti. İngiltere merkezli varlık yönetimi şirketi Principal Global Investors’ın portföy yöneticilerinden Jon Taylor, “Stres testlerinin güvenirliğine yönelik bir takım şikayetler gelse de testler şeffaflık yaratıp, yol haritalarının belirlenmesine yardımcı olacak. Asıl önemli olan da bu” diye konuştu. ÖNEMLİ HANDİKAP Düzenleyici kurumların önündeki önemli handikaplardan biri, daha önceki testlerin bankaların performanslarını olması gerekenden daha yüksek göstererek, şu an sektörde yaşanan krizi tetiklemesi. Ekim ayında, yeni göreve gelen Yunan hükümeti kamu borçlarının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranının yüzde 13 olduğu gerçeğiyle yüz yüze kaldı. Bu bir önceki hükümetin açıkladığı rakamdan daha yüksek olmakla birlikte, euro bölgesi üyeleri için belirlenen standart oranın dört katından fazlasına denk geliyor. Bu şok, Yunanistan başta olmak üzere, benzer şekilde borç yükü sorunları yaşayan İspanya, İrlanda, Portekiz ve İtalya gibi diğer euro bölgesi ülkelerindeki mali durumların yeniden gözden geçirilmesine sebep oldu. *Bu yazı Wall Street Journal gazetesinde "Credibility is the next test" başlığıyla yayımlanmıştır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.