Bankalarda seçici fiyat hareketleri

Banka sektöründeki hisseler; likiditelerinin yüksekliği, endeks üzerindeki ağırlıkları ve yüksek hacimleriyle her zaman yatırımcıların takibinde yer almakta. Sektördeki hisselerin performansım ölçen BIST Banka Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 15 yükseldi. Aynı sürede Albaraka Türk, Yapı Kredi, Vakıflbank ve İş Bankası C yüzde 30ün üzerinde değer kazandı. Ancak hızlı fiyat hareketleriyle dikkat çeken Denizbank, Kalkınma Bankası, ICBCT, QNB Finansbank ve Halkbank hisseleriyse değer kaybetti.

Uzmanlar sektörün ortalama fiyat/kazanç oranının 7,87 seviyesinde olduğunu hatırlatırken en düşük fiyat/kazanç oranına sahip sektör hissesinin Vakıfbank olduğunu belirtiyor. Halkbank, TSKB, İş Bankası C, YKB fiyat/kazanç oranı 4 seviyesinin altında olan diğer banka hisseleri. TEB Yatırım Stratejisti Işık Ökte, 2019 yılında banka sektörü endeksinin Avrupa ve ABD bankaları ile gelişmekte olan ülke bankalarından pozitif ayrıştığını söylüyor. Öte yandan bankaların getirilerini etkileyen tüm değişkenler yakından izleniyor. Enflasyon, faiz oranlarının seyri, para arzı, döviz kuru ve altın fiyatlarının hareketi, sanayi üretim endeksi, banka hisselerini alan yatırımcıların yakın takibinde bulunuyor. Bu değişkenlerdeki aşırı dalgalanmalar sektör hisse senetlerinde de yukarı ya da aşağı yönlü hareketlenmelere yol açıyor.

Diğer yandan uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi KPMG, 2019 yılı raporunda bankacılık sektöründe bu senenin dengelenme yılı olduğunu söylemekte. Raporda; sektördeki kredilerin ucuz ve bol likidite dönemlerinde mevduatların üzerinde büyüdüğüne dikkat çekilirken yakın dönemde ortaya çıkan eğilimlerin ise sektörün bir dengelenme evresine girdiği yönünde olduğuna vurgu yapılıyor. Bu noktada kredilerin yönelimi de önemli. Toplam krediler içinde yüzde 2’nin üzerinde payı olan sektörlere bakıldığında, en yüksek payı sırasıyla toptan ve perakende ticaret, inşaat, elektrik, gaz ve su üretimi ile emlak komisyonculuğu ve taşımacılık sektörlerinin yerine aldığı görülmekte.

Bankacılık sektörü, yapısı gereği finansal piyasalardaki hareketlere hızlı tepki verebilmekte. Aynı şekilde uluslararası kaynaklara erişim kanalları güçlendiğinde ilk toparlanan sektör olma özelliği ile de öne çıkabiliyor. Diğer taraftan bankacılık sektörü, diğer sektörlere sağladığı finansman üzerinden birçok olumlu ve olumsuz eleştirinin ve gözetimin de odağında yer alabiliyor. Bu nedenle sektöre olan güvenin sarsılmaması ve şeffaflığın korunması, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yatırımcı algısı açısından son derece kritik öneme sahip. Türkiye ekonomisinin hızlı ve istikrarlı büyüyebilmesi için bankacılık sektörünün sağlamlığının korunması büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda şeffaflığın artırılması, aktif kalitesinin ve sermaye yapısının güçlendirilmesi beraberinde sektöre olan ilgiyi canlı tutmaya devam edecektir. (ZEYNEP AKTAŞ/FORTUNE TÜRKİYE DERGİSİ)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.