Avrupa'da temmuz ayı sonunda açıklanan ve o zaman bile şüphe çekecek derecede "iyimser" bulunan stres testlerinde Avrupalı bankaların eksik bildirimde bulundukları ortaya çıktı, piyasalar alaşağı oldu. Ne ABD'nin cuma günü beklenenden iyi gelen istihdam verileri yurtdışı piyasaları yukarı çekebildi, ne de dün beklenenden iyi gelen üretim verileri bir haftadır referandum'dan "evet" çıkacağını fiyatlayan iç piyasaya tampon olabildi. Avrupa bankacılık sektörüne ilişkin kaygılar yeniden su yüzüne çıktı, Asya yüzde 0,81 civarında kan kaybederken, Alman DAX yüzde 0,73, Fransız CAC40 yüzde 1,32 kan kaybetti. Euro ise Avrupa bankalarının yeni kaynak ihtiyacına ihtiyacı olacağı endişesi ile dolar karşısında 1.2731 seviyesine kadar geriledi. İflas kaygıları hortlayabilir The Wall Street Journal'ın Bank for International Settlements'ın (BIS) verilerine dayandırarak yaptığı analize göre başta Fransız bankaları olmak üzere bankacılık stres testine giren bir çok Avrupalı banka elindeki Avrupa ülkelerine ait riskli devlet tahvillerinin miktarının küçük bir miktarını gösterdi. Bazı bankaların ellerindeki riskli tahvil miktarını düşük göstediğine dikkat çeken analizde, bazı bankaların zararlı tahvillerini değerlendirme dışında tuttuğu ve bir çoğunun da bu tahvilleri kısa vadeli pozisyonlarının yer aldığı kalemlere aktardıkları iddia edildi. Ellerindeki zararlı devlet tahvillerini en fazla gizleyen bankaların ise Barclays ile Credit Agricole olduğu iddialar arasında. Öyleki o dönem borç krizi tartışmaları ile en fazla gündemde olan İspanya, Yunanistan ve Portekiz'e ait devlet tahvilleri bankalar tarafından adeta gözardı edilmiş. Örneğin Fransız bankaları stres testlerinde incelenecek bilançolarında aslında ellerinde varolan İspanyol tahvili miktarının sadece 6'da 1'ini göstermiş. Barclays ise elindeki 4,7 milyar sterlinlik İtalyan tahvillerini 787 milyon sterlin olarak açıklamış. Bu da Avrupa bankalarının bilançolarında riskli varlık miktarının düşük görünmesini, dolayısıyla beklenenden bile iyi sonuçlar çıkmasını sağlamış. Banka yetkilileri ise kendilerine stres testini uygulayan Avrupa Bankacılık Üst Yönetimi Komitesi'nin (CEBS) verdiği yönetmelik dahilinde hareket ettiklerini iddia ediyor. Bahar aylarını tam bir iflas paniği çiinde geçiren Avrupa'da sular hükümetlerin kemer sıkma politikaları ile bir kaç aydır durulmuştu. Stres testi sonuçları şüphe uyandırsa da moral vermişti. İkinci çeyrek şirket verileri piyasaları heveslendirmiş, Euro Bölgesi'nin yıllık bazda yüzde 1,9 büyümesi yüreklere su serpmişti. Nisan sonuna kadar olan 4 haftalık dönemde yüzde 10 çakılan Avrupa borsaları temmuzun başından itibaren iyi stres testi sonuçlarının da etkisiyle tüm kayıplarını silmişti. Şimdi ise Avrupa'ya ilişkin iflas korkuları stres testlerinin gerçekleri yansıtmadığı gerekçesi ile yeniden hortlayamak üzere. Üstelik Moneyweek'in öngörülerine göre bu seferki satışlar daha da büyük olabilir. Nitekim bir kaç ay önce piyasaları iflas etti edecek diyerek sallayan İspanya, Yunanistan ve Portekiz'in iflas riskine karşı sigorta niteliği taşıyan CDS tahvillerinin spread farkları da son bir aydır yeniden yükselişe geçmiş durumda. Ağustos başında 178 baz puan olan İspanyol tahvillerinin spreadi önceki gün 215 baz puan olurken, Yunan tahvilleri 868 baz puan, Portekiz tahvilleri ise yine 300 baz puan seviyelerine yaklaşıyor. Türkiye'nin 5 yıllık CDS tahvilinin spreadi ise cuma günkü kapanışa göre dün 5 baz puan daha yükseldi, bir ara 172 baz puanı gördü. Yani iflas riskleri yeniden artmaya başladı. Bu ayki tahvil ihracı kilit Üstelik bu ülkelerin CDS'leri dışında 10 yıllık tahvilleri ile gösterge Alman tahvilleri (Bund) arasındaki spread farkları da giderek açılıyor. Bu da ülkelerin borçlanma maliyetlerini artıracak. Bu ay içinde Euro Bölgesi hükümetlerinin çıkacağı 100 milyar dolara yakın tahvil ihracına gelecek talep ise kilit önemde. Bu miktar geçen ay yapılan tahvil satışının neredeyse iki katı. Yatırımcı yeniden hortlayan Avrupa kaygıları ile tahvillere ilgi göstermezse Euro Bölgesi'ni yeni bir finansman zorluğu daha bekliyor olabilir. Uzmanlara göre önümüzdeki dönemde bu ülkelerin toparlanması neredeyse imkansız hale gelen bütçe dengeleri piyasalarda yeni bir kaygı rüzgarı estirebilir. Portekiz'in toplam kamu ve özel sektör borcu GSYİH'sının yüzde 200'üne ulaşmak üzere. İrlanda'da ise emlak fiyatlarındaki düşüş beraberinde her an bir emlak krizi getirebilir. Yunanistan'ın toplam borcu ise en iyi senaryo ile GSYİH'sının yüzde 150'sine çıkacak. İYİ ÜRETİM VERİSİ DE TAMPON OLAMADI Üretimden gelen istikrar işaretlerine ve referandumdan evet çıkacağı yönünde tahminlerin son günlerde yarattığı yukarı yönlü fiyatlamalar Avrupa bankacılık sektörüne ilişkin endişelere takıldı. Referandumdan "evet" çıkacağı beklentisi bile Avrupa bankalarının gerçek risklerine ilişkin doğan kaygılara karşı Türk piyasası için tampon olamadı. Oysaki temmuz ayı sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,6 yükselerek yüzde 8,2'lik beklentileri bile üzerinde arttı. Böylece ocak-temmuz 2009 döneminde yüzde 17,3 daralan üretim, bu yılın aynı döneminde yüzde 14,4 yükseldi. Ancak bir süredir dış piyasalardan etkilenmeyen İMKB 100 Avrupa ülkelerindeki "stres testi çarpıtmaları" yüzünden yüzde 0,58 değer kaybetti. Bu gelişme Avrupa'da yeni bir satış dalgası başlaması halinde referandumdan çıkacak olası bir "evet" sonucunun içerideki satışları gerçekten sınırlama şansı olup olmayacağı konusunda şüphe uyandırıyor. GOLDMAN SACHS'IN DAVASI SÜRÜYOR Küresel krizin çıkış noktası da aslında Avrupalı bankaların strest testi sonuçlarının iyi çıkması için yaptıklarına benzer kasıtlı yanlış bilgilendirmelerden kaynaklanmıştı. 2007 yılında mortgage kredilerine dayalı menkul kıymetlerde giderek büyüyen riskin üzeri yatırım bankaları tarafından adeta örtülmüştü. Riskten habersiz yatırımcı mortgage tahvillerine yatırım yapmaya devam etmiş, kriz patlayınca ise hem bankalar hem de yatırımcılar tarafında büyük kayıplar yaşanmıştı. Geçen nisan ayında ise ABD'nin sermaye piyasalarını düzenleyici kurumu SEC, krizden en az yara alarak çıkan Wall Street bankası Goldman Sachs'a dava açtı. Goldman'ın mortgage'a dayalı ürünleri hakkında yanlış bilgi vererek ve bazı önemli bilgileri "Abacus" isimli bir yöntemle gizleyerek yatırımcılarını 1 milyar dolardan fazla zarara uğrattığı iddia edildi. Sadece Goldman'ın yatırım bankası müşterilerine verdiği zarar milyar dolarları buldu. Alman IKB Bankası ile Aca Management'in Goldman'ın pazarladığı çöp tahvillerden 150 milyon dolar zarar ettiği ortaya çıktı. Üstelik aynı şeyin Avrupa'da Deutsche Bank tarafından da yapıldığı öne sürüldü.SILA ÖZÇELİK/REFERANS
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.