Cevdet Yılmaz, Kalkınma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gerçekleştirdiği sunumda, 2013 yılının Kalkınma Bakanlığı açısından çok önemli faaliyetlerin yürütüldüğü bir yıl olduğunu belirtti. Onuncu Kalkınma Planı döneminde uygulanacak politikalar sonucunda büyümenin yıllık ortalama yüzde 5,5 civarında gerçekleşmesi beklendiğini ifade eden Yılmaz, plan dönemi sonunda, Türkiye'nin 2023 hedefleriyle de uyumlu olarak, cari GSYH'nın 1,3 trilyon dolara, kişi başına gelirin ise 16 bin dolara ulaşması hedeflendiğini kaydetti.
Plan döneminde 4 milyon yeni istihdam yaratılması, 2018 yılına gelindiğinde ise işsizlik oranının yüzde 7,2 seviyesine gerilemesinin, işgücüne katılma oranının da (özellikle kadınların işgücüne katılma oranı) artırılmasının öngörüldüğünü dile getiren Yılmaz, "Ayrıca, başarılı ihracat performansımıza paralel şekilde cari açığımızın milli hasılaya oranının Plan dönemi sonunda yüzde 5 seviyelerine gerilemesi öngörülmektedir" diye konuştu.
Yılmaz, 2013 yılında büyümenin yüzde 3,6 oranında gerçekleşeceği tahmin edildiğini bildirdi.
İthalat içinde önemli bir paya sahip olan enerji faturasının 2013 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyar dolar azalarak 59 milyar dolar civarında gerçekleşmesi beklendiğini anlatan Yılmaz, "Ancak, net altın ticaretindeki bozulma nedeniyle 2013 yılı dış ticaret açığının 98 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. 2013 yılında altın ve enerji hariç tutulduğunda ise, dış ticaret açığının nominal olarak 2012 yılı seviyesine yakın 37,2 milyar dolarda kalması öngörülmektedir. Dış ticaret dengesindeki bu gelişmeler neticesinde 2012 yılında yüzde 6,1'e gerileyen cari işlemler açığının GSYH'ye oranının, 2013 yılı sonunda yüzde 7,1'e yükselmesi beklenmektedir. Altın ve enerji hariç tutulduğunda ise cari dengenin GSYH'ya oranının yüzde 0,1 açıktan, yüzde 0,2 fazlaya döneceği tahmin edilmektedir" dedi.
2013 yılında, vergi gelirleri, sosyal güvenlik prim gelirleri ve özelleştirme gelirlerindeki artışlar sonucunda genel devlet toplam gelirlerinin GSYH'ye oranının yüzde 39,7 ile bir önceki yıl seviyesinin 1,9 puan üzerinde olması beklendiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Genel devlet harcamalarının da aynı dönemde 1,9 puan artarak yüzde 40,8 seviyesinde yükselmesi ve 2013 yılı genel devlet açığının GSYH'ye oranının yüzde 1 olan 2012 yılı seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. Bu oran, Maastricht Kriterlerinde öngörülen yüzde 3'lük açık tavanının oldukça altındadır. 2013 yılında program tanımlı kamu kesimi faiz dışı fazlasının GSYH içindeki payının ise yüzde 0,9 olması beklenmektedir."
İstihdam artışı beklenti oranları 2014 yılında GSYH büyümesi yüzde 4 ve bu büyüme hızı ile uyumlu işsizlik oranı yüzde 9,4 olarak öngörüldüğünü ifade eden Yılmaz, toplam istihdam artışının yüzde 2,2 ve toplam verimlilik artışının ise yüzde 1,8 olmasının beklendiğini söyledi.
Toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının 2014 yılında da devam edeceği ve bunun yanı sıra enflasyon üzerinde maliyet yönlü baskı da oluşmayacağı öngörüldüğünü dile getiren Yılmaz, TÜFE yıllık artış hızının 2014 yılında yüzde 5,3 seviyesine gerileyeceğinin tahmin edildiğini bildirdi.
Dünya ticaretinde ve ticaret ortaklarımızın ekonomilerinde 2014 yılında sınırlı bir toparlanmanın da etkisiyle ihracatın yüzde 8,5 oranında artarak 166,5 milyar dolara ulaşması beklendiğini bildiren Yılmaz, "Büyüme performansı ve petrol fiyatlarındaki beklentilere bağlı olarak ithalatın yüzde 4,2 oranında artarak 262 milyar dolar seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede, 2014 yılında cari işlemler açığının yaklaşık 55,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği, GSYH'ye oranının ise yüzde 6,4 olacağı tahmin edilmektedir. Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığının GSYH'ye oranı yüzde 6,1'e, enerji hariç tutulduğunda ise yüzde 0,3 gerilemesi öngörülmektedir. GSYH'ye oranla yüzde 2,2 olarak programlanan 2013 yılı merkezi yönetim bütçe açığının, özellikle tek seferlik gelirlerin etkisiyle yıl sonunda yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 2014 yılında merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 1,9 olması beklenmektedir. Bu yükselişin temel nedeni, bir önceki yıl bütçe gelirlerinin öngörülenin üzerinde gerçekleşmesidir."
Yılmaz, AB tanımlı genel devlet borç stokunun GSYH'ye oranının 2013 yılında yüzde 35 düzeyinde olması, 2014 yılında ise düşüş eğilimini devam ettirerek yüzde 33 düzeyinde olması beklendiğini söyledi.
2013 yılı sonunda özel kesim tasarruf oranın yüzde 9,7, kamu kesimi tasarruf oranının yüzde 2,9 ve toplam yurtiçi tasarruf oranının yüzde 12,6 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirten Yılmaz, "Onuncu Plan dönemi sonunda yurtiçi tasarrufların yüzde 19'a yükseltilmesi amaçlanıyor" dedi.
2013 yılında 314,5 milyar lira olarak gerçekleşeceği tahmin edilen toplam sabit sermaye yatırımlarının reel olarak yüzde 3,6 artışla 2014 yılında 344,4 milyar lira, GSYH'ye oran olarak da yüzde 20 olması beklendiğini ifade eden Yılmaz, bunun yüzde 78'inin özel kesim tarafından gerçekleştirilmesi öngörüldüğünü kaydetti.
"2 bin 737 adet kamu yatırım projesi yürütülüyor" 2013 Yılı Yatırım Programı kapsamında, mahalli idare yatırımları ve kamulaştırma giderleri hariç olmak üzere toplam proje tutarı yaklaşık 400 milyar lira olan 2 bin 737 adet kamu yatırım projesi yürütüldüğünü bildiren Yılmaz, "2014 yılında toplam kamu sabit sermaye yatırımlarının, 2013 yılı başlangıç ödeneklerine göre nominal olarak yüzde 10,8 artışla 75,6 milyar TL'ye ulaşarak GSYH'ye oranının yüzde 4,4 oranında gerçekleşmesi öngörülmüştür. Söz konusu tutarın yüzde 54'ünün Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamında, yüzde 30,7'sinin ise mahalli idareler tarafından yürütülmesi programlanmıştır" diye konuştu.
Yılmaz, 2014 yılında, sektörel olarak eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, ulaştırma ve sulama yatırımlarına, bölgesel bazda ise GAP, DAP, KOP ve DOKAP başta olmak üzere ekonomik ve sosyal altyapı projelerine öncelik verileceğini belirtti. Yılmaz, 2001 yılında 9,4 yıl olan kamu yatırım stokunun ortalama tamamlanma süresinin, 2013 yılında 3,7 yıla kadar düşürülerek çok önemli bir iyileşme sağlandığını dile getirdi.
Türkiye İstatistik Kurumunun faaliyetleri hakkında da bilgi veren Bakan Yılmaz, ekonomik ve sosyal gelişmeler ölçülebildiği derecede yönlendirilebildiğini, bunun da ancak güvenilir istatistiki bilgiyle mümkün olacağını bildirdi.
Doğru ve çabuk karar alma ile sonuçların değerlendirilmesi için gerekli olan istatistiki bilgiyi sağlamak ve güçlü bir istatistiki bilgi altyapısı oluşturmak bugünler için olduğu kadar ülkemizin geleceği için de önem arz ettiğine dikkati çeken Yılmaz, 2012-2016 yıllarını kapsayan İkinci Resmi İstatistik Programının 1 Ocak 2012'de yürürlüğe girdiğini anımsattı.
TÜİK'in, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) bölgesindeki uluslararası faaliyetlerin koordinasyonu için temel platform olan Avrupa İstatistikçiler Konferansı Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiğini belirten Yılmaz, TÜİK resmi istatistik üretimi konusunda bölgesinde lider ülke haline gelmiş ve uluslararası organizasyonlarda katkı veren konuma ulaştığını söyledi.
Hanehalkı İşgücü Araştırmasının 2014 Ocak döneminden itibaren, sürekli ankete geçilerek, yılın 52 haftasında uygulanacağını anlatan Yılmaz, çalışan çocuklar anketinin sonuçlarının bu yıl yayınlandığını kaydetti.
TÜİK tarafından, güncel idari kayıtlara dayalı olarak nüfus projeksiyonları yenilendiğini ve ilk defa Türkiye toplamı için 2075 yılına kadar, iller için ise 2023 yılına kadar nüfus projeksiyonları üretildiğini belirten Yılmaz, Yaşam Memnuniyeti Araştırmasının ilk defa bu yıl il bazında tahmin verecek şekilde gerçekleştirildiğini bildirdi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.