Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD’nin başkenti Washington’da, IMF-Dünya Bankası Yıllık Bahar Toplantıları kapsamında, Türkiye G20 Başkanlığı ve IMF’nin ortaklaşa düzenlediği "İslami Finans" başlıklı konferansta konuştu.
İslami finansın son yıllarda gösterdiği performansa ilişkin soruyu yanıtlayan Babacan, bu sistemin gayet iyi bir büyüme gösterdiğini kaydetti.
Babacan, “Sadece son 5-6 yılda değil, çıkış noktası ve ne kadar hızlı geliştiğine baktığımızda, İslami finansın büyüme oranı gerçekten olağanüstü” diye konuştu.
Bu model içindeki ülke, şirket ve KOBİ'lerin sistemi canlandırdığını ve yatırımcıların da bundan çok kazanç elde ettiğini ifade eden Babacan, bu noktada iki önemli boyutun önemine işaret etti.
Babacan, ilk olarak, İslami finanstaki tüm sistemlerdeki işlemlerde gerçek bir hareketlilik bulunduğunu ve buralarda yatırım, ticaret ve kalitenin de yer aldığını, diğer önemli boyutun ise risk paylaşımı olduğunu dile getirdi.
"İslami finansta riskler daha iyi yönetildi" Bu sistemin yatırımcılara daha az risk taşıyan yatırım imkanı sunduğuna dikkati çeken Babacan, “Genel olarak İslami finansın performansı oldukça iyi” dedi.
Babacan, küresel ekonomide 2000 ile 2009 krizlerinin İslami finansta risklerin daha iyi yönetildiğini bir kez daha gösterdiğini vurgulayarak, bu noktada dünyada birçok güzel örneklerin verilebileceğini söyledi.
Şirketlerin şimdi bu sistemi daha çok kullandığını, piyasanın büyüdüğünü belirten Babacan, normal bankalarla zorluk yaşayan KOBİ'lerin de bazen İslami bankalarla daha kolay çalışabildiğini kaydetti.
"Evrensel olarak kabul gören bir finans modeli" Babacan, İslami finans modellerinin evrensel olarak kabul edildiğini ve diğer finans modelleriyle de uyumlu olduğunun altını çizerek, "İslami finans doğal finans yöntemlerine veya finansın temel kural ve kavramlarına karşı değil” dedi.
İslami finansta regülasyonun çok kritik bir rol oynadığına dikkati çeken Babacan, bu sistemde sadece kanuni çerçevenin değil, aynı zamanda kanuni güvencenin, kesinliğin ve öngörülebilirliğin bulunduğu ama bunların ülkeden ülkeye, bir şeriat sisteminden diğerine değişebildiğini hatırlattı.
Babacan, "Sorunuza kısa yanıt olarak ise, evet, İslami finans sisteminde net bir başarı bulunuyor" ifadesini kullandı.
Babacan, Türkiye’nin, G20 dönem başkanı olarak, Şubat ayında İstanbul’da yapılan ilk bakanlar toplantısında, İslami finansın gerçek değerini vurgulamaya çalıştıklarını da anlattı.
"Enstrümanlarımız, hayli piyasa ve müşteri odaklı” Öte yandan, sukuk (faizsiz tahvil) piyasasında hazinenin piyasayı düzenlemede sahada bulunmasının önemine işaret eden Babacan, sukukun mevduat bazlı önemli bir enstrüman olduğunu ve daha az risk içerdiğini söyledi.
Babacan, Türkiye’nin bu alana geç girdiğini ama şu anda şirketlerin konuyla daha fazla ilgilenmeye başladığını ifade ederek, “Ancak halen erken aşamalardayız” dedi.
Türkiye’deki bankacılık düzenlemesinde İslami finansı güvenli finans olarak gördüklerini kaydeden Babacan, bir soru üzerine, Türkiye’deki düzenlemelerde “İslami” tanımlamasını kullanmadıklarını, onun yerine bankacılık sisteminde “katılımcılık” gibi kavramlara yer verdiklerini kaydetti.
Babacan, bu noktada kanuni çerçeveyi, farklı fikirler ve katılımcılık yöntemlerine imkan veren en geniş şekilde hazırlamaya çalıştıklarını dile getirerek, "Günün sonunda şeriata uyumluluk, farklı şeriat yöntemlerine göre değişiyor. Hükümet olarak bizim veya şirketlerin sunduğu enstrümanlar, hayli piyasa ve müşteri odaklı” diye konuştu.
"Kredibilite arttıkça talep de artacaktır" Babacan, sukukun geleceğini nasıl gördüğüne yönelik soru üzerine, İslami finans endüstrisinin büyümesine bakıldığında, bu sisteme talebi çok olumlu bulduklarını belirterek, “İslami finansa yönelik daha kredibilite ve güven oluştukça ve daha fazla ülke bu finans sistemini destekleyen daha güçlü yasal düzenlemelere sahip oldukça, sisteme talep de artacaktır" dedi.
Bu modele kapsayıcı bakış açısından bakmak gerektiğini ifade eden Babacan, İslami ülkelerin çoğunda toplumun büyük kısmının İslami kurallara karşı çok hassas olduğuna ama aynı zamanda bu kesimlerin İslami kurallarla uyumlu enstrümanların eksikliği nedeniyle bir şekilde sistemin dışında kaldığına dikkati çekti.
Babacan, “Finansal enstrümanların daha geniş çaplı kabul edilmesi, uygulanması ve düzenlenmesi sağlandıkça, toplumun daha fazla kesiminin sisteme dahili olabilir ve finansal dahiliyet, bizim G20 ve diğer uluslararası platformlarda küresel ajandamızdaki önemli konulardan biri” dedi.
"G20 ajandamızdaki kilit unsurlardan biri" Babacan, “İslami likidite”ye yönelik soru üzerine, İslam’ın evrensel bir din olduğunu ve sadece tek bir ülkenin veya bir grup ülkenin tekeline dahil edilemeyeceğini belirterek, İslami finansal tekniklerin de evrensel kabul gören ve desteklenen teknikler olduğunu söyledi.
İngiltere ve Lüksemburg’un İslami finans ile ilgilenmesinden memnun kaldıklarını ve bunun cesaret olduğunu kaydeden Babacan, bu konuda G20 dönem başkanı olarak da çalıştıklarını dile getirdi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.