Avrupa'nın yaramaz çocuğu Fransa

Fransa'nın Euro'nun en büyük tehlikesi haline gelmesinden endişe ediliyor.

Fransa ekonomisinin ikinci çeyrekte gösterdiği performans endişeleri artırdı. 

Geçtiğimiz hafta açıklanan büyüme rakamlarına göre, Fransa ekonomisi ikinci çeyrekte değişiklik göstermeyerek üst üste iki çeyrekte büyüme kaydedemedi. 

Hayalkırıklığı yaratan veri sonrası Fransa Maliye Bakanı Michel Sapin, 2014 yılı için büyüme tahminini düşürdü ve bütçe açığı hedefinin yakalanamayacağını duyurdu. 

İngiliz The Telegraph'da yayımlanan makalede, Fransa'nın İtalya ile birlikte Avrupa'nın en zayıf halkası haline geldiği bildirildi. 

Ekonomistlerin bir dönem, Yunanistan, İspanya hatta Portekiz'in euroyu tehdit ülkeler olarak sıraladıklarının kaydedildiği makalede, Fransa'nın da bu gruba girmesi durumunda Euro'ya en büyük tehditi oluşturacağına dikkat çekildi. 

Euro Bölgesi krizinde ikinci faza girildiğine dikkat çekilen makalede, semptomların bu defa daha uysal olduğu fakat daha az öldürücü olmadığına yer verildi.

Sıfır ya da negatif büyümenin düşük ya da negatif enflasyonla birlikte olmasının, borç yükünün GSYH içindeki payının hızla yükselmesi anlamına geldiği ve banka bilançolarının yeniden zarar yazacağı kaydedildi.  

Hollande'nin bu yıl bütçe açığını yüzde 3,8 seviyesine düşürme planının olduğunun kaydedildiği makalede, büyüme yoksunluğunun Hollande'nin mali planlarını raydan çıkardığı ifade edildi.

Makalede şu görüşlere yer verildi: ''Krizin yeniden gündeme gelmesinin ardında pek çok neden yatıyor: ilki hükümetlerin vergilendirme ile regülasyon politikaları. İkincisi banka borç vermesindeki sıkılaşma.  Sonuncusu ise, Euro Bölgesi'nin en sorunlu ülkelerinin şirketlerin yatırım konusunda cesaretini kıran politikaları. 

Hollande'nin vergi, harcama ve mevzuata ilişkin politikaları, François Mitterrand'ın sosyalist-komünist koalisyonunun ülkeyi iflasın eşiğine getirdiği 1980 yılından bu yana görülen en kötü politikalardı.

Hollande'nin zengin vergisi ülkenin en başarılı girişimcileri, yöneticileri ile yatırımcılarının büyük kısmının Londra'ya kaçmasına neden oldu. Hükümetin yüksek gelirlilere yönelik vergiyi yüzde 75'e çıkarması ekonomik intihardı. 

Şirketlerin işe alma ile harcamadan kaçınmasıyla negatif arz şoku yaşandı ve özellikle genç işsizliği daha yüksek seviyeye tırmandı. Sonunda hatalarını anlayan Hollande, özel sektörle hükümet arasında köprü kurmaya çabalasa da işe yaramadı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.