E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıAvrupa Parlamentosu seçimleri ve Euro'nun geleceği---

Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Euro'nun geleceği

Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Euro'nun geleceği
21 Mayıs 2019 - 10:32 borsaningundemi.com

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Euro’yu ne yönde etkileyeceğini Alan Yatırım yanıtladı.

Avrupa Birliği üyesi 28 ülke, 23 ve 26 Mayıs 2019 tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu vekillerini seçmek üzere sandığa gidiyor. Parlamento, Avrupa Birliği’nde yaşayan 450 Milyon nüfusu temsil ediyor ve üye ülkeler nüfuslarına göre AP’de temsil ediliyor. Birliğin en kalabalık ülkesi Almanya, 96 parlamento üyesiyle temsil edilirken, Almanya’yı 74 ve 73 sandalye ile Fransa ve İngiltere takip ediyor. 750 temsilci ve 1 başkandan oluşan Parlamento, farklı siyasi yelpazedeki gruplardan oluşuyor. Brexit sürecini geçtiğimiz aylarda Ekim ayı sonuna erteleyen İngiltere de 2019 seçimlerine katılacak ülkeler arasında yer alıyor. 2014 yılında yapılan seçimlerde merkez sağ partilerin temsilcileri parlamentoda en fazla vekille temsil edilme hakkını kazanmışlardı. Sosyal demokratlar ise 189 sandalye ile ikinci büyük grup olarak parlamentoya girdiler. AB kurumları arasında doğrudan halk tarafından seçilen organ olan AP, üye ülkelerde yaşayan vatandaşların demokratik menfaatlerini ve siyasi görüşlerini temsil ediyor. Yasama faaliyetlerini yürütmek, bütçeyi kontrol etmek ve Avrupa Konseyi’ni denetlemek temel işlevleri arasında yer alıyor.

2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerine sayılı günler kala sağ popülist partilerin eksenindeki tartışmalar da yoğunlaşmaya başladı. Aşırı sağ partilerin parlamentoda blok oluşturma çabaları birliğin geleceğini tehdit edebilecek unsurlar arasında gösteriliyor. Ülkeler bazında yapılan genel seçimlerde oy oranlarını ciddi oranda arttıran aşırı sağ partiler Avrupa Parlamentosu seçimlerine daha önce hiç olmadıkları kadar iddialı giriyorlar.  2008 küresel krizi sonrasında oluşan konjonktürde birliğin toplumsal sınıfları arasındaki uçurum derinleşti. İş piyasasının daralması, işçi sınıfıyla beraber orta sınıfı da olumsuz yönde etkiledi. 2013 yılında %11’lere ulaşan işsizlik oranı, Avrupalı seçmenin ana akım siyasi partilere olan güvenini sarstı. Bu süreçte göçmenlerin işsizlik sorununa neden olduğunu düşünen aşırı sağ partiler ile işsizlik sorununa alternatif politikalar geliştirmeye çalışan sol partiler yükselişe geçti. Fransa’da Maria Le Pen’in lideri olduğu Ulusal Cephe, İspanya’da VOX, Almanya’da AfD, İtalya’da Lega Nord’un oylarının yükselmesi ortak bir gelecek hayali kuran Avrupalıları tedirgin ediyor. Öte yandan işsizlik oranının yüksek olduğu İspanya ve Yunanistan’da sol partiler Syriza ve Podemos’un aldığı oylar da solun yükselişe geçtiğini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, sağ ve sol popülizm merkez partilerin aleyhine olacak şekilde büyümeye devam ediyor. Bu durumu anket sonuçları da gözler önüne seriyor. Seçmenlerin büyük çoğunluğu göçmen krizini Avrupa’nın temel sorunu olarak görmeye devam ediyor. Ekonomi ve iklim değişikliği ise sandığa gidecek seçmenin gündeminde ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. 2015 ve 2016 yılları arasında Suriye’deki çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte Avrupa’ya 1 milyondan fazla sığınmacı gelmişti. 2016 yılında Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşma ile sığınmacıların en çok kullandığı rotalardan birisi olan ve “Batı Balkanlar rotası” olarak da bilinen Doğu Akdeniz rotası büyük ölçüde kapandı. Her ne kadar göç akını 2016 yılındaki kadar yoğun olmasa da seçmenin gündeminde kalmaya devam ediyor.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Euro’yu ne yönde etkileyeceğine ilişkin öngöre ve beklentilerimiz için tıklayınız…

Alan Yatırım

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)