Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 yıl önce başörtüsünün yasak olduğu dönemde üniversitede okuyan kızının yaşadığı sorunları, sıkıntıları anlatarak, İran'da kadınların başlarını kısmen de olsa örtmek, Türkiye'de ise açmak zorunda kaldıklarını aktardı.
İkisinin de yanlış olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: "Çakır kızımız konuşurken 15 sene evvel tuvalet penceresinden okula girip kapıdan yaka paça atılan kızımı hatırladım. O yüzden bütün bu isteklerin başına bence içinde bulunduğumuz bu güzelliği anarak her şeyin üzerini örtmemiz lazım. Üniversitelerde başını örterek eğitim almak isteyen kızlarımız artık özgürdür. Daha çok annesinin babasının arasında kalarak ikilem yaşayan çocuklarımız destan yazılacak kadar acı günler yaşadı"
Bülent Arınç, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin 2014-2015 Akademik Yılı açılışında yaptığı konuşmada, vakıflardan sorumlu başbakan yardımcısı olarak 6 yıldır çalıştığını belirterek, bu ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nin öz evlatları olduğunu söyledi.
Bütün üniversitelerin kendileri için kıymetli olduğunu vurgulayan Arınç, ama özel şahsıların bütün mülklerini tasarruf amacıyla eğitime vakfettiği üniversitelerin ayrıca önem taşıdığını kaydetti.
Emine Nur Çakır'ın, öğrencileri temsilen yaptığı ve okul yönetiminden isteklerine yer verdiği konuşmasına değinen Arınç, üniversitenin iyi bir durumda olduğunu, bundan memnuniyet duyulması gerektiğini söyledi.
Arınç, Çakır'ın konuşmasından etkilendiğini, mutlaka bir yerde yayımlanmasını arzu ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Çıtalar yükseldiği için farklı taleplerle karşımıza gelmek de doğaldır. 12 yıllık hükümet döneminde hizmet noktasında çıtanın yükseldiğini görüyorum, işimizin de ne kadar zorlaştığının farkındayım. 15, 20, 30 sene evvel böyle bir talep yoktu. O zamanın şartları içinde insanlar böyle talepleri dile getirmek ihtiyacını bile duymazlardı. Ama şimdi kalite yükseldi, hizmet ve imkanlar arttı."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2002'deki 76 üniversitenin üzerine 110 civarında yeni üniversite koyduklarını anlatarak, "20 yıldır siyasette olduğum düşünülürse 10-15 sene evvel Hakkari'de üniversite kurulacağını birisi söylese Mazhar Osmanlık olurdu" diyerek, bununla ilgili bir fıkra anlattı.
12 YILDA 457 BİN ÖĞRETMEN Ülkenin nüfusunun genç olduğunu ifade eden Arınç, ana sınıflarını da katınca 16 milyon 100 bin civarında öğrenci bulunduğunu, ilk ve ortaöğretimde 857 bin öğretmenin 457 bininin son 12 yılda göreve başladığını kaydetti.
Arınç, 5 milyonu aşkın üniversite ve yükseköğretim öğrencisinin bulunduğu Türkiye'de dinamik bir neslin eğitim aldığını, yapılacak tek şeyin eğitimin nitelikli olması, iyi insan ve bilgili insan yetiştirmek olduğunu vurguladı.
Bu kadar üniversite ve öğrencinin servet olduğunu dile getiren Arınç, hem öğrenciler hem de öğretim üyeleri açısından felaket olarak yaşanan bir nesilden geldiğini söyledi.
"BURAYI RESTORE ETMEK İÇİN 3 TRİLYON LİRA HARCANDI" Şimdi artık yeni, farklı, çeşitlendirilmiş ve demokratik temeli güçlendirilmiş bir üniversite yapısı içinde olunduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti: "Konuşan kızımız, yeni yerleşke, sosyal ve sportif faaliyetler için, kütüphane için faklı imkanlar da hazırlanmasını istiyor. Bu taleplerin hepsi yapılacaktır. İmkanlarımız ölçüsünde bunları yapmaya gayret edeceğiz. Çıta çok yükseldi. Bu halkımız için de böyle. Sokakta karşılaştığımız her vatandaş 15 sene evvel istemediklerini şimdi bizden istiyor. Hatta 3 sene evvel verilenlerin üstüne daha fazlasını koymak istiyor. Bu üniversitenin temelinde farklı vakıflar var. Bunların geliri neyse üniversiteye yansıtmak zorundayız. Ama bunlar yeterli değil. Bu üniversitenin imkanları Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nden çok daha iyidir. Fiziki mekan bakımından bizden çok daha gerideler. Başka vakıfların gelirinden borç alıyoruz, sizlerin imkanlarına sunmak istiyoruz, olmuyor."
Bu üniversitenin yerinin eski Beyoğlu Adliyesi olarak kullanıldığını, köprünün altında bulunması ve gürültü olması gibi şikayetler gelebileceğini ifade eden Arınç, "Ne yapalım. Burayı restore etmek için 3 trilyon para harcamıştık. Yapıyoruz, yapacağız. Her şeyin mükemmel olmasını isteriz. Her şey sizin için, gençlerimiz için ama bulabildiğiniz imkanları inanın fazlasıyla veriyoruz" diye konuştu.
Arınç, Atik Valide Külliyesi'nin restorasyonu bitince 70 trilyon lira para harcanacağını belirterek, buranın üniversiteye tahsis edileceğini kaydetti.
ÜNİVERSİTELERDEKİ BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜĞÜ Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 yıl önce baş örtüsünün yasak olduğu dönemde üniversitede okuyan kızının yaşadığı sorunları, sıkıntıları anlatarak, İran'da kadınların başlarını kısmen de olsa örtmek, Türkiye'de ise açmak zorunda kaldıklarını aktardı.
"ÇOCUKLARIMIZ DESTAN YAZILACAK KADAR ACI GÜNLER YAŞADI" İkisinin de yanlış olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: "Çakır kızımız konuşurken 15 sene evvel tuvalet penceresinden okula girip kapıdan yaka paça atılan kızımı hatırladım. O yüzden bütün bu isteklerin başına bence içinde bulunduğumuz bu güzelliği anarak her şeyin üzerini örtmemiz lazım. Üniversitelerde başını örterek eğitim almak isteyen kızlarımız artık özgürdür. Daha çok annesinin babasının arasında kalarak ikilem yaşayan çocuklarımız destan yazılacak kadar acı günler yaşadı. Yeni gençlerimize 15 sene evvel yaşananları anlatmanın zor olduğunu biliyorum. Çok şükür bugün 5 milyon öğrenci içinde artık ayrımcılık kalmamıştır. O acı günleri yaşayan bizler devlete isyan etmedik, suç işlemedik, dağa da çıkmadık, elimize silah almadık. 'Demokrasi o kadar güçlü bir silahtır ki günün birinde mutlaka demokrasi, özgürlükler bu ülkeye gelecektir' diye düşündük."
Baş örtüsü özgürlüğünün artık kamuda, parlamentoda, orta okullarda da olduğunu ifade eden Arınç, "Türkiye bu özgürlüklerin tadını aldı. Bu kazandıklarımızın yanında 'yeni bina istiyoruz, spor alanları, kafeler istiyoruz', onu da yaparız. Meselenin anasını çözmüşüz biz. Anasını, temelini çözmüşüz. Bu üniversiteler artık özgür. Bu özgürlük varken bu üniversitelerde bilim, ahlak, arkadaşlık, kardeşlik, Türkiye sevdası olur. İnşallah Türkiye bunlarla yükselir ve ileri gider" dedi.
Öğrencilerin geçmişi unutmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, işin temelini, inancın, düşüncenin, fikir ve vicdanın özgür olmasının oluşturduğunu kaydetti.
Arınç, "Bugün kimler, 'Bu ülkede özgürlük yoktur, despotizm vardır' diyorsa, yalan söylüyor, yanlış söylüyor. Onlar geçmişteydi. Geçmişte kalanları, bu özgürlükleri ülkeye getirenler için konuşamazsınız" dedi.
Törende konuşmaların ardından akademik başarılarından dolayı bazı öğretim elemanlarına ödülleri verildi. Bu sırada, Arınç'ın da oturduğu protokol bölümünün önünden geçen kedi, gülüşmelere neden oldu.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.