BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, devletin Kandil ile temasının bulunmadığını ve İmralı- Ankara- Kandil arasında görüşme ve diyalogların BDP üzerinden yürütüldüğünü söyledi. Öcalan'ın, "Kendisine af istiyor" tartışmalarına çok öfkelendiğini ve kendisi için hiç bir şey istemediğini belirten Demirtaş, "Hükümet yetkililerinin öcü gibi yaklaştığı ve adını telaffuz dahi etmeyip araç ve enstrüman olarak gördüklerini söyledikleri Abdullah Öcalan'a, İmralı'da devlet heyeti büyük saygı gösteriyor" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaparak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Demirtaş, İmralı'da yaptıkları her toplantıdan Kandil'in haberinin olduğunu, görüşmelerin hükümet tarafından kayıt altına alındığını, muhataplarından biri olan Kandil ile diyalog ve temasın da BDP üzerinden sağlandığını söyledi. Demirtaş şöyle konuştu: "Önümüzdeki bir hafta içerisinde heyetimiz Kandil'e ziyaret gerçekleştirecek. Bilgilendirmenin ötesinde, karşılıklı gelinen aşamayı tartışmak istiyoruz. Geri dönüşte de hükümetle temas olacaktır. Süreçte yaşanan tıkanıklığı aşmak için gayret sarf ediyoruz. İmralı-Ankara ve Kandil arasında diyalog ve temaslarda BDP rol üstlenmiş. Devletin Kandil ile bir teması yoktur. Kandil'e bizim üzerimizden ulaşılıyor. Bu misyonumuz gereği sürecin önünü açmak için çaba sarf ediyoruz. Bizim sayın Öcalan'la yaptığımız toplantının içeriği devlet yetkilisi tarafından hükümete götürülüyor. Kandil'e de bizim üzerimizden ulaşıyor."
'PAKETİN SÜRECE KATKI SUNMA İHTİMALİ ZAYIF' Demirtaş, Abdullah Öcalan ve kendileri ile demokratikleşme paketinin paylaşılmadığını, paketten haberdar olmadıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümetin pakete yaklaşımı ilginçtir. Sanırsınız ki mucize paket açıklanacak. Öylesine gizemli bir havayla hazırlanıyor ki, sanki Türkiye ile ilgili değil. Halk için hazırlanmışsa halkın neden haberi yok? Ya yeni başlamadı paketi hazırlamaya, ya da oyalıyor. Olağanüstü paket olmadığını biliyoruz. Sürecin hassasiyeti yerine kendi partisinin hassasiyetlerini göz önüne alıyor. Bu haliyle AKP'nin paketi haline dönüşmüştür. Beklentimiz, ortaklaşabilecek tüm partiler ortaklaşarak meclise sunmalıydı. Üstünde birlikte çalışabilirdik AKP, CHP, BDP ortak bir demokrasi paketi olarak meclise sunabilirdik. Cevap vermedi. Hazırlama yöntemi bile demokrasiden uzaktır. Paketin sürece katkı sunma ihtimali zayıftır. Paket, şu anda sürecin kilidi haline gelmemiştir. Paket süreçten kopuk bir hale geldi."
"ÖCALAN'IN AF TALEBİ YOK, BUNA ÇOK ÖFKELENİYOR" Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki son görüşmede söz ettiği formatın, diyalog sürecinden müzakere sürecine geçmek olduğunu kaydeden Demirtaş şunları söyledi: "Bir yıldır sürdürülen diyalogtan şimdi müzakerenin koşulları oluştu. Bir masa etrafında tartışılabilmeli. Hükümet 'Öcalan bir enstrümandır, araçtır' söylemi içerisinde bulunuyor. Ama orada devlet heyetinin Öcalan'a saygın bir yaklaşımı vardır. Küçük bir hücrede müzakere yürütemez. Dışarıyla teması yok. Devlet cesur ve ciddi olsun. Öcalan'ın af gibi bir talebi yok. En kızdığı 'Apo af istiyor' sözüdür ve buna çok öfkeleniyor. 'Müzakerenin koşulları oluşturulmalı, boş bir havuzda yüzmem isteniyor' diyor. Müzakerelerde uluslararası garantör bir güçten ziyade. Türkiye içinden bir izleme kurulunun oluşturulmasını istiyor. Tek tarafı temsil etmeyen hakikatleri araştırma ve izleme kurulu oluşturulmalı. Bu komisyon hakem rolü üstlenmeli. Bunlar sürecin müzakereye dönüşmesinin gerekleridir."
'SİLAHLARI SUSTURMAK BENİM, SİYASETİN ÖNÜNÜ AÇMAK HÜKÜMETİN GÖREVİYDİ' Son görüşmelerinde Öcalan'ın, "Ben bir dayatmada bulunmuyorum, talep ortaya koymuyorum. Bunlar müzakerenin olmazsa olmaz koşullarıdır" dediğini aktaran Demirtaş, şöyle devam etti: "'Havuzu doldurmak istenmiyorsa kimse benden de yüzmemi istemesin' diyor. Eski format diyalog ve güven oluşturmaydı. Mesafe alındı. Bunların heba edilmemesi için sürece ruh katmak istiyor. Yeni format budur. Diyalogun müzakereye dönüşmesini istiyor. Hükümet korkak davranıyor. Öcalan öcü değil. Siyasi gücü var. İsmini bile ağzına almaktan korkuyorlar, aman oy kaybederiz diye. Hükümet risk almadan süreci nasıl ilerletecek. Öcalan sıradan bir insan değil. Barışın mimarlarından biridir. Daha ciddi ve cesur olunmalı. Başka türlü nasıl çözeriz. Hayret ediyor 'Ben devlet görevlilerini zorla mı getirdim' diyor. 'Barışı kurmak istiyoruz' diyorlar, 'rolünü oyna' dediler. Ben de oynarım dedim ve başlattım. Sanki dayatma içerisindeyim. Rolümü oynadım, adım atma sırası onda. Silahlı mücadelenin bitmesi gerektiğini söyledim yaptım. Silahları susturmak benim, demokratik siyaseti öne çıkarmak hükümetin göreviydi. Ben görevimi yaptım. Hükümet yapmıyor.' Bazı hükümet çevreleri, 'Kandil Öcalan'ı ezdi geçti' diyor. Öcalan diyor ki, 'Kandil ne dedimse uydu, benim dışımda tek adım atmadı. 1 Haziran'a kadar yasal güvenceyle geri çekilme tamamlanabilir demiştim. Araçlarla Türkiye sınırı dışına çıkarlar. Hatta bir dağda toplanıp yasal düzenleme yapıldıktan sonra ineceklerdi. Gerillanın kanadı yok ki uçsun.' Hükümet diyor ki şimdi 'son gerilla sınır dışına çıkacak' Dağdakiler nasıl inecek. Bunların tartışılması gerekir. Dağdan iniş siyasi çözümle bağlantılıdır. KCK dağdan inişe karşı değil. Çözümün kapısı aralanırsa inecekler. Biz savaşın artık tümden bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu paketi heyecanla bekliyor olmayacağız. AKP paketine dönüşmüş durumdadır."
DROGBA DİYALOGU İmralı görüşmesinde adı gündeme gelen Galatasaray'ın golcü futbolcusu Drogba ile ilgili Öcalan ile aralarında geçen diyalogu anlatan Demirtaş şöyle dedi: "Türkiye'de siyasette sonuç alınmak isteniyorsa, bir takımın çok koşması neticeyi belirlemiyor. Gol atmak gerekir. Geçmişte Metin Oktay şimdi de Drogba var. Çok koşmak yorulmak gerekmiyor. Sonuç alınmak isteniyorsa pratik adımların atılması gerekiyor. Sayın Öcalan biliyorsunuz Galatasaray taraftarı. 'bu anlamda anlamda sonuç isteniyorsa, Drogba gibi gol atmak gerekiyor' dedi."
EL NUSRA TÜRKİYE'DEN DESTEK ALMAZSA BİR HAFTA KALAMAZ' Suriye sınırında yaşanan gelişmeler ve Suriye helikopteri'nin düşürülmesi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Demirtaş, "El-Nusra Türkiye'den destek almazsa orada bir hafta kalamaz, dayanamaz. 3 günde ellerindeki erzak bile biter. Türkiye'nin sınırları buna açık. Esad'ın helikopteri sınırı 2 dakika ihlal etti diye düşürüyorsun, kara sınırın niye bu kadar delik deşiktir. Çeteler sınırı istediği gibi kullanıyor. Türkiye'nin orda bir tarafı desteklemek yerine ateşkesi desteklemesi gerekir" diye konuştu.
'SİZ VALİSİNİZ, AKP'NİN İL BAŞKANI DEĞİL' Ana dilde eğitim ve destekledikleri okul boykotuna yapılan eleştirilere de tepki göstere Demirtaş, şöyle konuştu: "Burası da Kürtlerin anavatanı. Kürdistan coğrafyasının bir parçasıdır. Ana dille eğitim hükümetin tasarrufunda değildir. Ana dil kullanımı doğuştan gelen bir haktır. Hükümet engelliyor. Hükümet engel olmaktan çıksın. Çocukların boykotu ile çocukları çirkin siyasete alet edilmekle suçlandık. Siz, okuttuğunuz ırkçı marşlar ve tekçi anlayış ile çocukları alet etmiyor musunuz? Siyasetin çirkinliği budur. Bizim değil sizin yaptığınız çirkinlik. Çocukları siyasete alet eden sizsiniz. Eğitim sistemini de demokratikleştirmek istiyoruz. Irkçı andı okutmak mıdır demokrasi. Asimilasyon anlayışı çirkinliktir. Kürt çocuğuna 90 yıldır 'sen Türksün, ana dilinde Türkçe'dir' demek çirkinliktir. Halkımız bunu boykot etmiştir. Valiler okullara koşup BDP'yi kınama görevini yüklenmiştir. Valilik makamında oturup bir partiyi kınayamazsınız. Partimizi kınayanları buradan kınıyorum. Siz valisiniz, AKP'nin il başkanı değil. BDP ne karar almış seni mi ilgilendiriyor. Derdiniz varsa istifa edin gidin AKP'ye katılın. Tüm partilere eşit davranmak zorundasınız. Gün gelecek bu ülkede ana dilde eğitim olacak. Biz yapacağız. Parti vakıf, okuluyla, biz başlatacağız. Ülkenin bölünmediğini ve kıyametin kopmadığını göstereceğiz. O gün geldiğinde bugün karşı çıkanlar 'biz yaptık' diyecekler. Hükümet sözcüsü dahil olmak üzere."
'OLUMSUZ YAKLAŞILIRSA KCK BAŞKA KARARLAR ALABİLİR' Selahattin Demirtaş, hükümetin çözüm süreci konusunda büyük umutlar bağladığı Öcalan'a yeri geldiğinde 'Biz görüşmüyoruz istihbarat görüşüyor' dediğini hatırlatarak, "Öcalan istihbaratçı mıdır, siyasetçidir. Siyasetçilerin onunla görüşmesi kadar normal bir şey yoktur" dedi.
Öcalan'ın artık bir takvim ve bir dayatma ortaya koymadığını da belirten Demirtaş, "Paket 1 Eylül'de açıklansaydı geri çekilme durmayacaktı. Öcalan'ın derinlikli müzakere talebine olumsuz yaklaşılırsa KCK de başka kararlar alabilir. Öcalan önünü açmak istiyor. Paket şu anda hazırlanma şekli ile sürecin kilidi haline gelememiştir" diye konuştu.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.