E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemAlman profesör: Mesele Yunanların düşündüğü kadar basit değil---

Alman profesör: Mesele Yunanların düşündüğü kadar basit değil

Alman profesör: Mesele Yunanların düşündüğü kadar basit değil
29 Ağustos 2020 - 01:34 borsaningundemi.com

Alman hukuk profesörü Nele Matz-Lück, Doğu Akdeniz'deki gelişmeler hakkında Tagesschau haber portalına yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin tezinin haklılığını dile getirdi

Almanya'daki Christian-Albrecht Üniversitesinde Kamu Hukuku Profesörü olan Nele Matz-Lück, Doğu Akdeniz'deki Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilime ilişkin, Türkiye’nin pozisyonunun kötü durumda olmadığını söyledi.

Yunanistan ya da Kıbrıs Rum tarafının anlaşmazlık konularında çizgisinin üstün gelmesi durumunda Ankara eli boş çıkacağı iddiasına katılmadığını kaydeden Matz-Lück, şunları dile getirdi:

"Türkiye’nin konumunun hali hazırda gösterildiği kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. Zira kıta sahanlığı ve ekonomik bölgelerin sınırlarının bir orta hatta göre belirlenmesi zorunlu değildir, bu bağlamda adalet ve hakkaniyet de esas alınmaktadır. Uluslararası düzeyde sınır anlaşmazlıklarına çözüm bulunması bağlamında, kıyı şeridinin uzunluğunun rol oynadığı ve sınır çizgisinin çarpıtılmasına neden olabilecek daha küçük adaların gerekirse sınır çizgisinin dışında bırakılabileceğinin dikkate alındığı kabul edilmektedir. Bu, Türkiye’nin, Yunan adaları ile Türkiye ana karası arasında sadece bir orta çizginin belirlenmesinden daha fazla pay almasına neden olabilir. Dolayısıyla, mesele Yunan tarafının düşündüğü kadar basit değildir."

Anlaşma olmazsa mevcut çıkmaz devam eder

Alman Profesör, Doğu Akdeniz konusunda iki ülke arasında anlaşma yapılmadığı veya anlaşmazlığın bir tahkim mahkemesine veya uluslararası bir mahkemeye götürülmediği sürece mevcut çıkmaz durumun süreceğini kaydetti.

Matz-Lück, uluslararası hukukta devletlerin sınırları arasında kısa bir mesafe bulunduğu ve ülkelerin deniz yetki alanlarının tamamı üzerinde hak iddia edemediği durumlarda beklentinin devletlerin anlaşması olduğunu belirtti.

Kara sularının gerçekte nereye kadar uzandığı konusunda farklı yorumlar olduğuna işaret eden Matz-Lück, "Uluslararası deniz hukuku bunu 12 deniz mili olarak belirlemiştir. 1923 Lozan Barış Antlaşması’nda söz konusu bölge için 3 deniz mili öngörmektedir. Türkiye ise 6 mil talep etmektedir. Taraflar, anlaşma yoluyla uzlaşabilir. Ya da söz konusu anlaşmazlık uluslararası bir mahkemeye veya tahkim mahkemesine götürülebilir. Aksi takdirde sınırlar belirsiz kalır." değerlendirmesinde bulundu.

"Kıta sahanlığı konusunda görüş ayrılığı mevcut"

Nele Matz-Lück, Doğu Akdeniz'deki hukuki durumun sorulması üzerine, kıta sahanlığı konusunda da iki devlet arasında bir sınır bulunmadığına dikkati çekerek, "Kıta sahanlığı, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde tanımlanmıştır. Türkiye buna taraf olmamıştır. Hukuki teamüllerine göre ise devletlerin kıyıdan 200 deniz miline kadar ve gerekirse daha ötesinde bir kıta sahanlığı talep edebileceği kabul edilmektedir. Türkiye’nin kendisi de en azından ana karası açısından böyle bir talepte bulunabileceğinden hareket etmektedir. Aynı zamanda adaların böyle bir hakkı olduğunu reddetmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu konuda da Türkiye ile Yunanistan arasında görüş ayrılığı yaşanmaktadır." ifadelerini kullandı.

Alman akademisyen Türkiye ile Libya arasında imzalanan ekonomik bölge anlaşmasının diğer devletlerin hak iddiaları etkilenmediği sürece Türkiye ile Libya arasında geçerli olabileceğine işaret ederek, şöyle dedi:

"Ancak bu anlaşma, Yunan adalarının kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge hakkını reddettiği için Yunanistan aleyhine bir anlaşmadır. Bu bakımdan Türk-Libya anlaşması bu konuda uluslararası hukuka göre caiz olmayıp, Yunanistan hakkında hiçbir etki yaratmamaktadır. Diğer taraftan, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşma da Türkiye’nin hak taleplerine ters düşüp düşmediği açısından incelenmelidir. Türkiye’nin meşru hak talepleri dikkate alınmaz ise anlaşma hiçbir etki yaratmaz."

Navtex bölgesine yaklaşan 6 Yunan jeti havada önlendi

 
"Araştırma gemilerine askeri gemilerin eşlik etmesi çatışma korkusunu körüklüyor"

Profesör Matz-Lück, sınır çizgisi kesin olarak belirlemeksizin doğal kaynak yataklarının ortak kullanımı konusuna da değinerek, "Deniz hukukunun yanı sıra, hukuk teamülleri de elbette buna imkan tanımaktadır. Belki Türkiye bunu kabul edebilir ancak Yunanistan, kaynaklar üzerinde tek başına hak talep etme konusunda hukuki açıdan daha iyi bir konumda olduğunu düşündüğü için bunu reddetmektedir." dedi.

Türkiye’nin araştırma gemilerine askeri gemilerin eşlik etmesinin çatışma korkusunu körüklediğini vurgulayan Matz-Lück, "Bu durum yasalara aykırı değil, ancak karşı tarafın da askeri mevcudiyetini artıracağını bilerek tartışmalı bir sahada askeri varlığın artırılması -iki NATO ülkesi arasında- anlaşmazlığı önemli ölçüde kızıştırmaktadır” ifadelerini kullandı.

Macron'dan Türkiye açıklaması: Türkler sadece...

 

Erdoğan, Jens Stoltenberg ile Doğu Akdeniz'i görüştü

 

Miçotakis ve Trump görüşmesinde gizli telefon detayı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (9)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • eeee30 Ağustos 2020 00:43

    Adamlar akepe döneminde 10- 12 ada alsı.. adalarda silahlandı... ne istedilerse elde ettiler. o bakımdan bu yunanaı başımıza şımarttılar. Lozan ı tartışanda akp deilmidi ? sen lozanı tatrışırsın ama, adana sahip çıkmazsın. o nasıl olacak ?

  • Aloooo29 Ağustos 2020 23:55

    Alman anladida bizim Yunanlılar anlamadi

  • Selim demişti 29 Ağustos 2020 17:28

    Bugüne kadar böyleydi.Bundan sonra tam tersi olsun.Tüm adalar bizim olsun ve yunan ana kararının 1 miş ötesinde olalım...

  • Vatandaş29 Ağustos 2020 10:11

    Yunanistan’ın kuyruk acısı var ama haddını bildırırız bizimle oyun oynama tarihe bak Çanakkale Ege de nasıl denize döktükse gene aynı sını yaparız akıllı olun

  • Arif gsli29 Ağustos 2020 10:07

    Yunanistan bir göstermeliktir. Asıl olan roma imparatorluğu(avrupa birliği) vardır. Corchil nedemiş:Türkler dallanırsa budayın. Kurursa sulayın. Bide hainlerimizde ölse idi.

  • BORSACI29 Ağustos 2020 09:51

    AB DENEN MAHLUKATLAR BİZ TÜRK MİLLETİNİ YOK SAYIP YUNANI DESTEKLERİZ DERSE OLACAKLARI İYİ DÜŞÜNMELİ.

  • Kerim29 Ağustos 2020 04:38

    Adalar denizindeki adalar girit rodos sakiz sisam 14 ada ne zaman yunanistanin olmus...

  • Yorum29 Ağustos 2020 03:01

    Ayrıca Yunanistan ile Güney kıbrısın AB statülerini AB askıya almalıdır çünkü bunların sınır problemleri var ve git sınır problemlerini çöz öyle gel demelidir

  • Yorum29 Ağustos 2020 02:58

    Öyleyse aklı başında bir prof un Yunanistan'a sen ada devleti değilsin demesi lazım dolayısı ile meis ve diğer adalara sadece kendi kara suları verilebilir yani sadece yüzersin ancak demesi lazım bu bir ikincisi türkiyenin karalarının kıyı şeridi uzunluğundan bahsetmesi lazım bu ikii ayrıca adalardaki nufus yorgunluğu ile Türk tarafındaki nufus yoğunluğundan bahsetmesi lazım bu üç ayrıca mevcut anlaşmalara aykırı olarak biir adaları silahlandırmış ayrıca garantör ülke haricinde devletlerden savaş uçaklarını davet etmiş güney Kıbrısa birde bu davete icabet eden devletlerde buraya geldikleri için onlarda en az güney Kıbrıs kadar suçlular bu konuda buda döört birde güney kıbrısın kuzeye olan sorunları bir netliğe ulaşmadan alan AB de kuzeyin tüm sorumluluğunu haklarını güneye karşı savunmalıdır güney Kıbrıs kuzeye ortak sularda bulduğu her zenğinliği paylaşmalıdır bunu AB yerine getirmiyorsa kuzey Kıbrıs'ı AB ye ayrı bir devlet statüsünde kabul etmelidir