Türkiye’nin demir çelik devi Erdemir, bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutlayacak. Karadeniz Ereğli'de devletin kurduğu sanayi şirketi ve bağlı iştirakleri 2005 yılında özelleştirildi ve büyük hissesi Oyak Grubu'na geçti. Erdemir Grubu'nun amiral gemisi Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş, Karadeniz Ereğli'ye hayat veren bir tesise sahip. Grup bünyesinde İskenderun Demir Çelik'in yanı sıra üç şirket daha bulunuyor. Erdemir Grubu'nda 13 bin kişi çalışıyor. Geçen yılki cirosu 5.3 milyar dolara ulaşan Erdemir bu yıl 500 milyon dolarlık yatırım yapacak.
Erdemir'in kaptan köşkünde otomotiv sektörünün yakından tanıdığı bir profesyonel olan Ali Pandır oturuyor. Tofaş'ın eski CEO'su olan ve İtalyan otomotiv devi Fiat'ın Türkiye temsilciliğini yapan Pandır, 33 yıllık otomotiv deneyiminden sonra aslında yarı emekli olmuştu. Bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak adım attığı Erdemir'in Kasım 2013'te yönetim kurulu başkanlığını üstlenen Pandır, şimdi Erdemir'i dünya klasmanında bir şirket yapmak amacıyla oluşturduğu 2020 Vizyonu'nu hayata geçirmeye çalışıyor. Para dergisinden Rahime Baş Uçar Erdemir Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır ile Erdemir'in 2020 hedeflerini konuştu..
-Otomotiv sektöründen sonra Erdemir'in başına nasıl geçtiniz? -Yarı emekliyken ve Nişantaşı'nın güzel ortamına alışmışken tekrar sahalara döndüm. Aslında ben Türkiye'nin ilk bağımsız yönetim kurulu üyesiyim. Erdemir'de bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak göreve başlamıştım. Çok alışık olunmayan bir durum ama yönetim kurulu başkanı oldum. Bir buçuk yıldır da bu görevi yürütüyorum.
-Öncelikle yeni teşvik kanununu nasıl değerlendiriyorsunuz? -Yüksek teknolojili ürünlere teşvik verilecek. Ancak ileri teknoloji, yüksek katma değer değildir. Bilakis yüksek teknolojili ürünler az katma değerli oluyor. Elektronikte olduğu gibi... Biri yerli cep telefonu yapıyor ama ne kadarı yerli? Biz yüksek teknolojili değiliz. Ama yaptığımız işin katma değeri yüksek.
-Türkiye'de cevherden üretim yapan tek demir çelik tesisi Erdemir. Rakiplerinizle aranızdaki maliyet avantajı ortadan kalkarsa ne yapacaksınız? -Son yıllarda cevher fiyatlarının 120'den 55 dolara kadar düşmesi nedeniyle rakiplerimize karşı bir maliyet avantajımız var. Rakiplerimiz devlet teşviki ile entegre tesis olurlarsa bizimle olan maliyet farkını kapatabilirler. Bu nedenle bizim başka bir boyuta geçmemiz lazım. Rakipler sıcak ticari saç yaparken ki üretimimizin yüzde 60'ı böyle bizim üretimimizin büyük bölümünü daha yüksek katma değerli, yüksek mukavemetli çeliklere çevirmemiz gerekiyor. Türkiye'de tank yapılacak. Onun zırh çeliğini yapmak için araştırma yapıyoruz. Dünyadaki bin 800 çelik şirketinden yalnızca 10'u teknoloji geliştiriyor. Onlar da yıllardır Ar-Ge'ye yatırım yapıyorlar. Bizim de geliştirdiğimiz 300'e yakın çelik var ama bunlar jenerik formülün varyasyonları. Bugüne kadar ileriye yönelik bir şey yapamadık. Çünkü şu ana kadar Ar-Ge'miz yoktu. Ar-Ge'yi ben geldikten sonra kurduk.
-Erdemir gibi bir şirketin Ar-Ge sinin olmaması inanılmaz! -Halen Ereğli'de Ar-Ge laboratuvarlarımızı kuruyoruz. Şu ana kadar 25 milyon dolar fiziki yatırım yaptık. Bu merkezde çalışacak yurtdışından araştırmacı mühendis ithal edeceğiz. Sertifikamızı almak üzereyiz. Laboratuvarlarından birinde çelik simülasyonu yapabilecek bir yer olacak. 500 metrekare büyüklüğündeki haddehaneyi bir odaya sığdıracağız.
-Yeni yatırım planlarınız neler? -Şu anda Türkiye'de üretilen otomobillerde kullanılan sacın yüzde 50'sini biz yapabiliyoruz. Bunu yüzde 70'e çıkarmak istiyoruz. Ereğli'deki galvaniz hattımız 350 bin ton çelik üretiyor ve dolu. İkinci galvaniz hattını kurmak için ihaleyi bitirdik. Yaklaşık 100 milyon dolara mal olacak. Ayrıca çelikte ebat olarak kısıtlarımızı azaltacağız. Örneğin otomobilde kullanılan tavan sacı yapacak tesisimiz yoktu; onu da kuruyoruz.
-Yatırım paketi içinde başka neler var? -İskenderun'da haddehane kapasitemizi hem kalınlık hem de kalite olarak artıracak bir yatırım planlıyoruz. 14 oksijen tesisimiz vardı; 15'inciyi kuruyoruz. Kok fabrikalarımıza ilave gerekiyor. Bunların hepsi büyük yatırımlar. Hepsini toplarsanız 500 milyon doları buluyor.
-Yurt dışı ile ilgili satın alma planlarınız devam ediyor mu? -Yurt dışında maden ve haddehane almak için de bakmıyoruz. Genellikle Kanada ve Avusturalya'da demir madeni bakıyorduk. Bu konuda biraz durduk; maden fiyatları 50 doların altına inince birçok küçük madenin işletmesi fizibıl olmaktan çıktı.
-Haddehanelere ilginiz devam ediyor mu? -Haddehane bakıyoruz. Bizim için fizibıl olabilecek kendi tedarik zincirimize entegre edebileceğimiz yerler belli. Ya Akdeniz Havzası'nda, ya Doğu Avrupa'da olmalı. Bizim zaten Romanya'da elektrik sacı yapan bir tesisimiz var.
-2015'te dış rekabet Erdemimi zorlayacak gibi görünüyor. Buna ilişkin ne tür stratejiler geliştirdiniz? -Bu senenin en zorlu kısmı, düşen cevher fiyatlarının ardından düşen mamul fiyatlarıyla marjlarımızı makul bir seviyede tutma meselesi. Dış rekabette adil olan ve olmayan rekabet var. Zaten adil olmayan bölümü hükümetin açtığı damping incelemesiyle soruşturuluyor. Özellikle Rusya ve Çin'den gelen mallarda büyük damping olduğunu tahmin ediyoruz. Ayrıca euro’nun dolar karşındaki kaybı, Avrupalı üreticilerin daha önce yüksek olan maliyetlerini bi-ze yaklaştırdı. Dolayısıyla Avrupa ve Rusya rekabetiyle karşı karşıyayız.
-ABD pazarındaki sorunlar çözüldü mü? -ABD büyük ve karlı bir pazar ama sürekli korumacılık yapıyor. Geçen sene Türkiye'ye özellikle de Erdemir'e karşı bir hareket başlattı. Çelik sanayinin büyük bir lobisiyle 170 senatörün mektubuyla bize karşı bir vergi koydular. İddiaları, "OYAK bir devlet kuruluşudur. Devletten sübvansiyon almaktadır..." Onun savaşını vermeye çalıştık, veremedik. Amerikan hükümeti bizi muhatap almadı. Çünkü vergiyi bizim mamullerimizle yapılan borulara koydukları için kendimizi savunamadık. "Vergi boruya karşı konuldu siz muhatabımız değilsiniz" dediler. Yüzde 15 telafi vergisi koydular.
-Bu verginin kaldırılması için başka bir adım atılmayacak mı? -Aslında tehlike büyük... Ereğli malı ile yapılan borular sübvansiyonludur deyip vergiye tabi tutulduğu zaman bunu genişletme ihtimali var. Ve genişletmeye başladılar. Geçen sene petrol borularıydı; 15 gün evvel hat boruları denilen borulara da vergi geldi. Şimdi sıra su borularına geçebilir. Ardından her şeye yayabilirler. Amerika'ya ihraç edilen Doblo'nun sacı da bizim, zeytinyağı tenekesinin sacı da... Ayrıca bu vergi başka ülkelere de yayılabilir. Bu büyük tehlikeyi hükümetimize anlattık. Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi Bey bizi çok iyi savunuyor. Amerikan Ticaret Bakanı ile konuyu defalarca müzakere etti ama değiştiremedik. Amerika'daki bu lobiler o kadar kuvvetli ki... Ekonomi Bakanlığı şimdi başka bir silahı kullanmaya hazırlanıyor. Cenevre'deki Dünya Ticaret Örgütü'ne Amerika'yı şikayet edip orada dava açmaya hazırlanıyor. Belki bu dava 2-3 sene sürer ama ABD'ye bir diş göstermiş oluruz. Dünya Ticaret Örgütü'nde ABD, Çin'e karşı birçok vergi davası kaybetti. Bu Dünya Ticaret Örgütü'ndeki ilk davamız olacak. Dünya Ticaret Örgütü'nün kurucusu olan ABD'yi kendi örgütünde mahkum ettirmek önemli bir aşama olacaktır.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.