E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaYaşam-MagazinAlçı, Ali Saydam'a meydan okudu---

Alçı, Ali Saydam'a meydan okudu

Alçı, Ali Saydam'a meydan okudu
07 Ağustos 2011 - 01:18 borsaningundemi.com

Bu gazeteyi, temsil ettiği postalcı zihniyetin kalesi gibi görerek ve göstererek beni kimse korkutamaz. AKŞAM en az onun olduğu kadar benim de gazetem

Nagehan Alçı'nın yazısı
Perşembe günü generallerin görevi bırakmasının ardından hayret verici makaleler okuduğumdan bahsetmiş, bu makalelere iki örnek vereceğimi söylemiştim. O gün yer darlığından yalnızca Aslı Aydıntaşbaş'ın yazısının üzerinde durabildim. Bu gün başka bir yazar ile devam edeceğim: Hem bizim gazetenin yazarı hem de benim İstanbul Erkek Lisesi'nden abim olan Ali Saydam'la.
***
Aslında onun yazısının baştan aşağı tamamı kanımı dondurdu ama siz zaten okumuşsunuzdur diye en vurucu kısımları alıyorum buraya: 'Komutanların istifası vesilesiyle yapılan bazı değerlendirmeler, darbeler tarihiyle özdeşleştirilmek istenen Türk ordusunun tüm kültür ve değerlerini yadsıyarak, bir kurum olarak ötekileştirilmesi haksızlığı ve hadsizliğini güçlendiriyor. Bu yaklaşımın sahipleri, sanki ülkemizde kendiliğinden gelişmiş bir demokrasi ruhu varmış hayalciliğiyle, bu ülkenin gelecek tasarımının olumsuz etkilenmemesine de seyirci kalabilecekleri izlenimi veriyorlar.'
***
Evet, evet! Aynen Ali Saydam'ın yazısından aldım bu satırları. Genelkurmay Başkanlığı sitesinden değil! İnanılmaz değil mi? 1) Orduyu darbeler tarihi ile özdeşleştirme değil, darbeler tarihinin ordunun içindeki cuntacılar tarihinden oluştuğunu söylemeye bilmem gerek var mı sevgili Ali Saydam? Darbeleri cuntacılar değil de kim yaptı? 2) Ülkemizde ordunun geliştirdiği değil, ordunun içindeki cuntalara rağmen gelişmeye çalışan bir demokrasi var. Yoksa siz tarihimiz boyunca demokrasiyi belli aralıklarla kendi iktidarını sağlamak için sekteye uğratan bir gücü, demokrasiyi geliştiren güç olarak gösterme çabasına mı girişiyorsunuz?
***
Yazıda daha neler var, neler... Şu tanım mesela, yıllarca beyinlerimizi kirleten şu tanım: 'Halkıyla birlikte cumhuriyetin bekçisi olması gereken ordu'. Yahu halkıyla birlikte halkına silah doğrultarak neyin bekçisi oldu cuntacılar? Ordu tek bir şeyin bekçisidir: Sınırlar. Bu korkunç beyin yıkama ezberletmelerinin hala tedavülde olmasından utanç duyuyorum!
***
Uzun lafın kısası; generallerin, sivil hükümete kabul ettiremedikleri hukuk dışı davranma talebi nedeniyle görevlerini bırakmaları sadece demokrasimizin önünü açması değil, meslektaşların eteklerindeki taşları dökmesi bakımından da hayırlı oldu. Daha da olacak gibi görünüyor...
Postalcı zihniyet kendini kandırmaya devam etsin.
Önceki gün, yani perşembe, yukarıdaki satırları yazarken öngörümün şimdiden gerçekleşmeye başladığına şahit oldum. Hakikaten de müthiş bir 'eteklerindeki taşları dökme' dalgası aldı başını gidiyor medyamızda. Kaybetmişlik duygusunun getirdiği gözü dönmüşlük mü desem yoksa askeri vesayetin zayıflamasının verdiği öfke ile mantığı yitirme mi... Bilmiyorum. Ama bazı 'rütbeli kalemler' kendi dönemleri sona erdiği için panikleyip açık açık saldırıya hatta tehdide giriştiler. Hele içlerinden bir tanesi var ki... Beni kendi gazetemden kovmaya kalktı!
**
Ciddiye alıp cevap verdiğim biri değil ama bir zihniyetin deşifresi bakımından önemli bulduğum için bu tavır üzerine iki kelam etmek isterim: Bu gazeteyi, temsil ettiği postalcı zihniyetin kalesi gibi görerek ve göstererek beni kimse korkutamaz. AKŞAM en az onun olduğu kadar benim de gazetem. Şayet değilse, şayet bu gazete demokrasinin değil askeri vesayetin yanında yürüyüp, onun temsilcilerine kol kanat germek istiyorsa ben inandığım yolda yalnız yürümeye devam ederim. Bunun takdiri onun bunun değil, benim ve gazete yönetiminin arasındadır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)