E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemAK Partili vekilden çarpıcı yorum!---

AK Partili vekilden çarpıcı yorum!

AK Partili vekilden çarpıcı yorum!
12 Ağustos 2013 - 11:32 borsaningundemi.com

AK Parti Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal Gezi olayları'nda Erdoğan'ın takındığı tavır için şaşırtıcı bir yorumda bulundu

AK Parti Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal'ın yaptığı Avrasya Global Araştırmalar Merkezi'nin (AGAM) araştırmasında Gezi olayları için 'Başbakan yanlış yönlendirildi ve stratejik hata yapıldı' denildi.
Başkanlığını Ak Parti Kütahya Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal’ın yaptığı Avrasya Global Araştırmalar Merkezi (AGAM) tarafından hazırlanan ‘Taksim Olayları Analizi’ başlıklı raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yanlış bilgilendirilerek’ olayın tarafı haline getirildiği belirtildi. Raporda ‘stratejik hata’ yapıldığı, yerel projenin halka danışılması gerektiği vurgulandı.
Radikal Gazetesi'nden Tarık Işık'ın haberine göre, raporda özetle şu görüşlere yer verildi:
SEÇİMDEN SEÇİME DEMOKRASİ OLMAZ
Çok partili sistemin gerekliliği gibi, belli periyotlarda gerçekleştirilen seçimler de demokrasinin olmazsa olmaz önşartlarındandır. Doğal olarak, demokrasiler sadece düzenli aralıklarla gerçekleştirilen seçimlerden ibaret değildir. Yani, hiçbir parti veya yönetici “Artık bana görev verdiniz, bir dahaki seçime kadar bana karışmayın” deme lüksüne sahip değildir.
DİYALOĞA GEÇİLMEDİ
Taksim olayları çevreci bir duyarlılıkla ve az sayıda insanın katılımıyla başlamıştır. Fakat görünürde bu az sayıda çevre duyarlılığına sahip insanlara yönelik müdahalenin şekli ve onlarla yeterince diyaloğa geçilememesinin neticesinde muhtemelen fırsat bekleyen belirli odakların sahneye çıkmasıyla olayların muhtevası ve şekli tamamen değişmiş, olaylar Taksim’de ne olduğu ya da ne olacağı ile ilgili olmaktan çıkmış, daha ziyade öncelikle Sayın Başbakan’a, ikinci derecede ise hükümete yönelik genel bir hoşnutsuzluk ve tepki haline dönüşmüştür.
PROJE HALKA SORULMALIYDI
Birinci sınıf demokrasinin var olduğu ülkelerde halka mal olmuş, tüm gözlerin üzerinde olduğu mekânlarla, meydanlarla ilgili tüm projeler halkla danışıklı bir şekilde, halkın onayı alınarak gerçekleştirilir. Zira demokrasilerde meşruiyetin kaynağı halktır. Taksim’de projeyle ilgili yeterli anket yapılmamış, yerel halkla danışıklı şekilde süreç götürülememiştir. Bu, daha projenin formüle edilmesi aşamasında ciddi bir sıkıntı olduğunu göstermektedir. Oysa kışla, cami, müze, alışveriş merkezi, rezidans ya da Londra’daki High Park gibi bir proje için farklı alternatifler hazırlanmalı, bu alternatiflerin neler olabileceği halka sorulmalı, sonrasında alternatifler belirlenmeliydi. Ardından en çok benimsenen alternatifin ne olduğu yine halkın onayına şu ya da bu şekilde sunulmalıydı. Oysa Taksim örneğinde, ne alternatifler oluşturulurken ne de hangi alternatifin benimsenmesi gerektiği hususunda yeterince halka sorulmamış, ‘en iyi alternatif olduğuna inansak bile’ kendi doğrumuz yeterince halka mal edilememiştir.
DEMOKRATİK HAREKET EDİLSE SORUN ÇIKMAZDI
Merkezi yönetim, özellikle Sayın Başbakan, projenin sahibi, tarafı, planlayıcısı ve yürütücüsü gibi yansımış, yansıtılmıştır. Ne Beyoğlu ne de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı projeyle ilgili taraf görülmemiştir. Taraf olarak sadece Sayın Başbakan ve hükümet görülmüştür. Bunun sonucu olarak da, sorun çıktığında birinci derecede Sayın Başbakan, ikinci derecede AK Parti, üçüncü derecede hükümet, dördüncü derecede ise devlet sorunun tarafı haline gelmiş ve getirilmiştir. Oysa demokratik geleneklere göre hareket edilse, yerel bir meydana dair bir proje öncelikle Beyoğlu Belediyesi’nce çalışılsa, yerel halkla dayanışma ve danışma içerisinde çözümler ve projeler üretilse, büyükşehir ile işbirliği içerisinde son hali verilse, anketler ve mini referandumlarla halkın ve kamuoyunun desteği alınsa ve uygulansa idi zaten bir sorun ortaya çıkmazdı.
BAŞBAKAN YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ
Velev ki, bir sorun çıkarsa böyle bir durumda da, sorunun tarafı birinci derecede Beyoğlu Belediyesi, ikinci derecede de İBB olurdu. Böyle bir kriz ya da kaos durumunda ise hükümetin başı olarak Sayın Başbakan krizin, sorunun tarafı olarak değil, kriz çözücü olarak devreye girer, gerekirse yerel yöneticilere telkinlerde bulunur, halkla yöneticiler arasında ara bulucu rolü oynayabilirdi. Hatta siyasi yaptırım bağlamında Sayın Başbakan belediye başkanlarını hatalı buluyorsa onları eleştirebilir ve hatta gelecek dönemde partinin yerelde farklı isimlerle yoluna devam edebileceğini ima edebilirdi. Oysa Sayın Başbakan yanlış yönlendirilmiş, bu böyle olmasa bile kamuoyuna yansıdığı kadarıyla krizin damardan tarafı haline getirilmiştir. Bu ise stratejik bir hata olmuş, pusuda bekleyen, kaostan nemalanan illegal yapılanmalara fırsat verilmiştir.
SİYASİLER SORUMLU DAVRANMALIYDI
Taksim’de başlayıp ülkeye yayılan olaylar ülkemize, milletimize, ekonomimize, imajımıza, diplomasimize zarar veren ulusal bir problem haline gelmiştir. Olaylar özelde sayın Başbakan’ı, daha sonra AK Parti’yi ve hükümeti hedefe koyarak gerçekleşmiştir. MHP lideri Bahçeli’nin uyarıları ve bir camianın o topluluklara karışmasını engellemesi takdir edilmesi gereken bir duruş olmuştur. CHP ve BDP için ise aynı yorumu yapmak mümkün değildir.
HERKES ÜZERİNE DÜŞEN DERSİ ALMALI
Bal, raporun amacının AK Parti’yi veya muhalefeti övmek ya da eleştirmek olmadığını söyledi. Amacın ‘ülke menfaati’ olduğunu, demokratik ülkelerde sorunların üstesinden böyle gelindiğini belirten Bal, şöyle dedi: “Tarafgir ve bağnaz bakarsak hayırlı bir sonuç çıkmaz. Sorunlara ancak elbirliğiyle, partiler üstü, demokratik tartışma zemininde baktığımızda gerçeği yakalayabiliriz. Herkesin üzerine düşen dersi alması lazım. ‘Nerede hata yaptım’ sorusunu sorması lazım. Benzer hataların önüne böyle geçilebilir.”
 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Kafayı Değiştirecek12 Ağustos 2013 13:04

    Başbakan önce Polis Devleti kurma kafa yapısını değiştirmelidir. Demokrasi, Cumhuriyet konusunda her gün atıp tutuyorlar, bir yandan da Polis Devleti için sürekli yeni polis, yeni Toma'lar, Biber Gazları, Gaz bombaları alıyorlar. Başbakan şunu iyice görecek; bu ülkede Demokrasi, İnsan Hakları, Özgürlükler son 10 yılda en kötü dönemini yaşadı. Çünkü çıkarttığı bir kanunla, hiç kimse protesto, yürüyüş, direniş yapamıyor. Herkesi gözaltına aldırıyor ondan sonra da bu ülkede Demokrasi var diyor. Tam bir Komedi.

  • kısmen doğru...12 Ağustos 2013 12:51

    ancak olayın gerçek boyutu şu şekilde gerçekleşti.gezi parkına müdahele olduğu gün,başbakana ve ak parti teşkilatlarına organize bir saldırı hem medyada,hem tweet tırda,hem yurt dışı medyada,dış ülkelerin hükümet sözcülerinde,her koldan başlatıldı.küresel güçler ve onların uzantısı olan türkiyedeki bazı sermaye grupları da başbakan erdoğan ve hükümeti devirmek için harekete geçti..ne yapsaydı başbakan ,bu organize güce karşı,kadir topbaş ve misbah demircan mı karşı koyacaktı..başbakan gerekeni yapmış,kendisine komplo kuranları alt etmiştir..kimsede hayal görmesin seçimlerde ak parti %50 nin zerinde oy alacaktır.

  • Başbakanın Yanlış Tavırları12 Ağustos 2013 12:20

    İdris Bal'ın önce başbakanı iyi analiz etmesi gerekir. Başbakan, Danışmanları tarafından ama yanlış yönlendirme, ama kendi kapris ve egolarından, Gezi'de Halkımıza pırıl pırıl Gençlerimize uygulattırdığı Şiddet ve Zulüm nedeniyle kendisini çok yıprattı, Halkın gözünden iyice düştü ve bir çok insanı kendinden nefret ettirdi. Gezi'deki Polis Şiddeti hiç bir şekilde kabul edilemezdi. Yanlış üzerine yanlış yaptılar. Sonradan bazı şeyler kafalarına dank etti, ama iş işden geçmişti.

  • Eksikleri Var12 Ağustos 2013 12:15

    Milletvekilinin tespitlerinin doğrularının yanında bir çok eksik var. Başbakanın son yıllarda Tek Adam diktatörlüğüne soyunması, kendisine oy vermeyenleri Ötekileştirmesi, Halkın içkisine, giyimine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına karışması, yandaş işadamlarını koruması, kendisine biat etmiyenlere sürekli davalar açması, gazetecilerle uğraşması, daha onlarca yazılabilir. Cumhuriyetle yönetilen bir ülkede Başbakan bu işlerle kesinlikle uğraşamaz, uğraşmaması gerekir. Gezi direnişi bütün bu başbakanın yaptıklarına Halkın Baş kaldırışıdır.

  • adnan12 Ağustos 2013 11:58

    ahmet demircan,kadir topbaş,avni mutlu üçüde eylemde burunlarını yerden kaldırmadılar. özellikle kadir topbaş, istanbula yapılacak projeleri haber vermeyi biliyor. onları çocuğa ezberlet o bile çıkar ekrana anlatır yada kağıttan okusun. önemli olan kriz anında neler yaptığındır.

  • huseyin12 Ağustos 2013 11:46

    mükemmel tespit