İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği iftarda konuşan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan, "Yakın bir tarihte kapatılan özel yetkili mahkemeler ile TMK gereği kurulan mahkemelerde yapılan incelemelerde, benim aldığım sonuca göre, 2010 ile 2014 yılları arasında, 297 bin adli dinleme, 569 bin önleme dinlemesi olmak üzere toplam 866 bin dinleme yapılmış olduğunu tespit ettik. Bu çalışma halen devam ediyor"
"17 Aralık ve 25 Aralık süreçlerinde yaşananların, ileri sürülen gerekçelerle ilgili olmadığını hepimiz biliyoruz. Rahmetli Menderes ve bakanlarını yolsuzlukla suçlayıp kamuoyunda yıpratan zihniyet yeniden dirilmiş, kritik süreçlerde devreye girmek suretiyle ülkemizin ayağına bağ olmuştur"
“Hiçbir devlet kendisine ortak istemez. Bir görev verilmiş olması kimseye devletin sahibi olma gerekçesini, devleti ele geçirme hedefini meşrulaştırmaz" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Topkapı 1453 Sosyal Tesisleri'nde iftar programı düzenledi. Adalet Bakanlığı müsteşarları ve yardımcılarının da hazır bulunduğu iftara İstanbul'da görevli 900 hakim ve savcı katıldı. Program sırasında ilk olarak kürsüye çıkan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, Ramazan ayını kutladığı davetlilere programa katıldıkları için teşekkür etti.
"SİCİL AFFININ MUTLAKA GETİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ" Daha sonra konuşma yapan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, “Kimin hangi görüşten olduğunun bizim için bir önemi yoktur. Ülkemiz için bir araya gelmenin ön koşulu bağımsız ve ilkeli bir duruş sergilemektir. En kısa sürede belki 1 ay belki 15 gün, en kısa sürede parlamentoya kanun teklifi olarak, özlük haklarının iyileştirilmesi ve zam konusunu getirmiş olacağız. Son yıllarda maalesef birçok meslektaşımızın haksızlığa maruz kaldığına inanıyoruz. Ve sicil affının mutlaka getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
"BİR GÖREV VERİLMİŞ OLMASI, DEVLETİ ELE GEÇİRME HEDEFİNİ MEŞRULAŞTIRMAZ" Hiçbir devletin kendisine ortak istemeyeceğine dikkat çeken İpek, “Bir görev verilmiş olması kimseye devletin sahibi olma gerekçesini, devleti ele geçirme hedefini meşrulaştırmaz. Adalet Bakanlığı'nın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı için adım attığı bir dönemde, yargıyı bazı yapıların, kelimesi kelimesine ifade etmek gerekirse, bağımlı ve taraflı hale getirmeye çalışması, kanunla, hukukla, ahlakla, milletimizin beklentileriyle ve yargı mensuplarımızın genelinin istekleriyle bağdaşır bir durum değildir. Düzmece bir yargılama ile düzmece şahitler, düzmece delillerle bırakın başbakan ve bakan olmasını, 3 insanın idam edilmiş olması, üstelik bunun bir yargı kararına dayanılarak yapılmış olması, ülkemiz demokrasisi için olduğu kadar, yargımız için de tarihe geçen kara bir lekedir. Demokrasi kesintilerinde yargı maalesef adeta kullanılmış, çoğu zaman da bunda gönüllü olanlar bile çıkmıştır" diye konuştu.
17 VE 25 ARALIK SORUŞTURMALARI 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmalarına da değinen İpek, “Bazı yargı mensupları da kullanılarak, devlet sistemini altüst edecek şekilde bir teşebbüste bulunulmuş, darbeler ve müdahaleler tarihine yarım kalmış bir müdahale başlığı daha eklenmiştir. 17 Aralık ve 25 Aralık süreçlerinde yaşananların, ileri sürülen gerekçelerle ilgili olmadığını hepimiz biliyoruz. Rahmetli Menderes ve bakanlarını yolsuzlukla suçlayıp kamuoyunda yıpratan zihniyet yeniden dirilmiş, kritik süreçlerde devreye girmek suretiyle ülkemizin ayağına bağ olmuştur" ifadelerini kullandı.
"HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" İpek Sözlerini şöyle sürdürdü: “2010 yılında HSYK ile ilgili yeni bir mevzuat hayata geçirilmiştir. Bunun yargımız adına bir fırsat olduğunu hep düşündüm. Ancak bu imkan ve fırsat ne yazık ki, tüm yargıyı bağlayıcı şekilde kötüye kullanılmış özel yapılanmalar için bir fırsatçılığa dönüştürülmüştür. Bu şansı bu çevrelerin gizli ajandaları ve hizipçilikleri nedeniyle değerlendiremedik. Bu acı durum milletin referandum ile ortaya koyduğu iradeye, bakanlığımızın reform çabalarına da adeta ihanet teşkil etmiştir. Ayrım yapmamak adına, tarafsızlık adına yakalarımız ayyıldız ve adalet terazisinden başka rozet bile takmamak lazım geldiğini takdirlerinizi sunuyorum. Halkımızın her ikisinden biri yüzde 50'si adalet hizmetlerinden maalesef memnun değildir. İnşallah çalışmalarımızla bu oranı hep beraber düzelteceğiz. Millet iradesi üzerine irade kabul edenlerin, kanaatleri üzerinde vesayeti meşru görenlerin şahsi ve mesleki bağımsızlığı üzerinde bir gücün etkisini, bağını kendisine ve mesleğine layık görenlerin ne bu meslekte, ne demokraside yeri vardır. Onlara şimdilik basiret, uyanıklık, şuur, irade diliyoruz. Sonrasını da hiç şüphesiz hukukun gerekleri yerine getirilecektir"
"NE İÇİN DİNLEDİKLERİNİ MUTLAKA BİLMEMİZ GEREKİYOR!" Dinlemeler ile ilgili yaptıkları inlemelerin sonuçlarını da paylaşan İpek, “Televizyonlara, gazetelere, internet sitelerine binlerce insana ait dinleme kayıtları yer alıyor. Yakın bir tarihte kapatılan özel yetkili mahkemeler ile TMK gereği kurulan mahkemelerde yapılan incelemelerde, benim aldığım sonuca göre, 2010 ile 2014 yılları arasında, 297 bin adli dinleme, 569 bin önleme dinlemesi olmak üzere toplam 866 bin dinleme yapılmış olduğunu tespit ettik. Bu çalışma halen devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, milet vekilleri, işadamları, gazeteciler neden dinlenir? Projeleriyle gurur duyduğumuz, övündüğümüz, savunma sanayinin, neredeyse bütün yöneticileri ve uzmanları, Aselsan'ın yöneticileri, Makine Kimya Endüstrisi'nin yöneticileri, Türk milletinin gözbebeği silahlı kuvvetlerimizin muvazzaf ve emekli subayları, hakkın rahmetine kavuşan eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, Hufzullah Gültekin adıyla ve terör suçuyla dinlenmiş. Bunları kim adına ve ne için dinlediklerini mutlaka bilmemiz gerekiyor" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE HSYK SEÇİMLERİ İpek, “Önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından HSYK üyeliği ile ilgili seçimler yapılacak. HSYK seçimlerinde yargımızın kendi kaderini belirleme iradesini, başarısını ve özgüvenini göstereceği inancındayım. Her birinizin bağımsız iradesine güveniyorum. Bu bakımdan önümüze çıkacak adaylar kim olursa olsun, temel kriterimiz bu isimlerden hangisinin HSYK'da adil ve yargının sorunlarına duyarlı bir şekilde görevini yapacağı olmalıdır. Süreçle ilgili ifade edeceğimiz bir diğer nokta, seçimin emniyetini sağlamak olacaktır. Bakanlığımız seçimle ilgili kendisine düşen görevleri, tarafsız bir şekilde yerine getirecektir. Yeni HSYK'nın ilk kararnamesi İstinat mahkemeleri atamaları olacaktır" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.