ABD'deki bankacılık krizinin arkası resesyon mu?

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Piyasa stratejistleri, bir haftadan kısa bir süre içinde üç Amerikan bankasının çöküşünden kaynaklanabilecek artçı şokları tartışıyor. Stratejistler iflasların ABD Merkez Bankası’nın enflasyonla olan mücadelesinde yeni engeller oluşturabileceğini düşünüyor. MarketWatch’un haberine göre bu durum hisse senetleri için yeni olumsuzluklar yaratabilir.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre ABD’nin yerel bankalarından üçü geçtiğimiz hafta art arda çöktü. Çarşamba günü kripto ağırlıklı Silvergate Bank kapatıldı, cuma günü teknoloji start-up’larının en çok tercih ettiği banka olan Silicon Valley Bank’ (SVB) iflasını açıkladı ve ardından hafta sonu da bir diğer kripto dostu banka Signature Bank de çöktü.

Gelişmeler ABD’nin düzenleyici kuruluşlarını müdahaleye zorladı. Pazar günü FED, ABD Hazinesi ve Amerika’nın TMSF’si olarak da bilinen FDIC ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride SVB ve Signature Bank’te mevduatları olan kullanıcıların pazartesi günü itibariyle varlıklarına ulaşabilecekleri belirtildi.

Düzenleyici kurumların krize yanıtı ayrıca yeni bir FED programını da barındırıyordu. Banka Dönem Finansman Programı (BTFP) olarak adlandırılan programa göre FED bankalara teminatlarıyla eşit değerde değerlendirecek şekilde kredi verebilecek.

MarketWatch’un haberine göre birçok ekonomist müdahalenin ardından bankacılık sisteminde istikrarın yeniden sağlanmasını bekliyor. Ancak bazı borsa stratejistleri FED’in faiz artışlarının hafifletileceği, enflasyonla olan mücadelenin sürüncemeye gireceği ve borsaların potansiyel olarak daha fazla zarar görmek zorunda kalabileceği endişelerini taşıyor.

Makro araştırmalar firması Renaissance’ın İktisat Başkanı Neil Dutta FED’in faiz artış programını durdurması veya yavaşlatması halinde ekonominin önünde sonraki süreçte daha da yavaşlatılması gerekebileceği konusunda uyardı. Dutta bu tablonun potansiyel olarak ekonomide ve piyasalarda daha fazla ‘belirsizlik’ yaratabileceğini düşünüyor.

Diğer stratejistlerse piyasaların gelişmelere olan tepkisinin halihazırda pazartesi günkü yatırımcı davranışlarında görülebileceğini belirtiyor. Pazartesi günü Dow Jones Endeksi üst üste beşinci seansda düşüş göstermiş ve eylül ayından bu yana en uzun düşüş serisini gerçekleştirmişti. Bu süreçte yatırımcılarsa güvenli liman olarak devlet tahvillerine yoğunlaşmıştı.

Resesyon endişeleri artıyor

Eski bir Wall Street trader’ı olan ve "Ticaretin Tao'su" kitabının yazarı Simon Ree, hisse senetlerinin tahvil getirilerindeki son düşüşe olumlu yanıt vermediğini belirtti. Yatırımcıların FED’in faiz artırımlarını hafifletme ihtimalini görmelerine rağmen satışa geçtiğine dikkat çeken Ree piyasa ortamının resesyon konusundaki endişelerin arttığına işaret ettiğini söyledi.

FactSet verilerine göre 2 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri perşembe günkü zirvesinden 100 baz puandan fazla düştü. Pazartesi gün sonu itibariyle 2 yıllık tahvil faizleri %4,03 seviyesinde değerleniyordu. Bu oran perşembe günü ise %5’in üzerine çıkmıştı. Tahvil getirileri ile tahvil fiyatları birbirine zıt yönlü hareket ederler.

Aynı zaman aralığında ABD borsalarında S&P 500 Endeksi ise %3’ten fazla düştü. Ayrıca Wall Street’in korku endeksi olarak da bilinen Cboe Volatilite Endeksi (VIX) %0,57’lik yükselişle ile pazartesi günü ekim ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı ve kritik 25 seviyesini geçti.

Ree, konuyla ilgili verdiği demeçte, düşük tahvil getirilerine rağmen hisse senetlerinin artmamasına işaret ederek, enflasyon endişelerinin arka plana atıldığını söyledi. Borsa uzmanı piyasanın riskli yatırımlardan uzaklaşma eğilimiyle hareket ediyor olabileceğini belirtti.

Küresel hisse senetleri son aylarda FED’in faiz oranları konusunda daha az agresif bir duruş sergileyebileceğine dair herhangi bir gösterge ortaya çıktığında genellikle ralli yapıyordu. Ancak FED’in bankacılık sektöründe potansiyel bir kriz nedeniyle tereddüde düşerek para politikasını değiştirmesi Beam Capital’ın Portföy Yöneticisi Mohannad Aama’ya göre hisse senetlerine yardım etmek yerine zarar verecek.

Aama FED kararları ile ilgili açıklamasında, “Bankacılık sektöründe sistemik risk olduğunu düşündüğünüz için ya da başka bir nedenle duraklamak, 'işimiz bitti’ demekten çok farklıdır” ifadelerine yer verdi.

Ekonomik veriler yatırımcıların odağında

Stratejistler yine de FED’in önümüzdeki hafta beklentilerle uygun bir şekilde 25 baz puanlık bir faiz artırması durumunda piyasalardaki görünümün bulanık kalmaya devam edebileceğini öngörüyor. Yatırımcılar hala şubat ayı enflasyon rakamlarını merakla izliyor. Söz konusu rakamlar gün içerisinde açıklanacak.

Wall Street Journal tarafından yapılan ankete katılan ekonomistler, enflasyonun ocak ayındaki %6,4'e kıyasla yıldan yıla %6'lık bir hıza düşmesini bekliyor. Bu oran FED’in yıllık %2 enflasyon hedefinin çok uzağında.

Yale Üniversitesi’nin Finansal İstikrar Programı Kıdemli Araştırma Görevlisi Steven Kelly FED’in bankacılık sisteminin istikrarı ile endişelerin ne kadar hızlı azaldığını izlemesi gerektiğine de dikkat çekti.

Kelly federal yetkililerin sisteme olan güveni tazelemede iyi bir iş çıkardığını söyledi. Ancak araştırma görevlisi üst üste yeni programlar uygulanması halinde güvercin para politikalarının görünmesi gerekebileceğine de dikkat çekti.

Deutsche Bank'ın Küresel Döviz Araştırması Eş Başkanı George Saravelos'a göre, krizin bankacılık sisteminin tümüne bulaşacağına ilişkin korkular nispeten hızlı bir şekilde azalsa piyasalar için büyük endişe yok olmuş gözükmüyor. Bankaların kredi vermeyi kesmesi ekonomi için daha büyük bir sorunun başlangıcı anlamına gelebilir.

Saravelos, “Piyasalar bugün tutarlı bir mesaj gönderiyor: ABD'de bir resesyonun başlamak üzere olmasından korkuluyor” ifadelerine yer verdi.

İşte ABD'deki banka iflaslarının anlamı

SVB krizinin küresel finansa maliyeti 465 milyar dolar

SVB’nin iflasının '2008 Krizi’yle alakası yok

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.