ABD seçimlerini iki başkan kazandı: Xi ve Putin

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD seçimleri ülkedeki derin toplumsal ayrışmayı bir kez daha doğruladı. Dış politika ve piyasa uzmanlarına göre bu ayrışmanın oluşturacağı muhtemel sonuçlar ABD’nin jeopolitik rakipleri Çin ve Rusya’yı memnun edecektir.

Wall Street borsa sitesi Goodmoneyguide.com’un Finansal Piyasalar Yorumcusu Richard Berry Çarşamba günü yaptığı piyasa yorumlarında, “ABD seçimlerini net bir şekilde iki başkan kazandı. Ne yazık ki bunlar Pekin’de ve Moskova’da oturuyor” ifadelerine yer verdi.

Berry ABD’de ve küresel hisse senetleri piyasalarında günlerce ya da haftalarca sürecek aşırı volatilite sürecinin oluşacağını öngörüyor. Borsa uzmanı, “Borsalarda 20 yıl öncesinde milyonlarca Amerikalının Bush-Gore krizi sürecinde yaşadıkları kâbusu hatırlatan zorlu bir dönemi beklemeliyiz” ifadelerine yer verdi.

ABD Başkanı Donald Trump ve Demokrat Aday Joe Biden arasındaki yargı mücadelesinin oluşturacağı belirsizlik Amerikan demokrasisi için kötü sinyaller oluşturuyor. Bu durum siyasi kutuplaşmanın artmasıyla ABD’nin uzun vadede demokrasinin temsilcisi özelliğine zarar vererek Çin ve Rusya’ya ABD liderliğini zedelemek için alan yaratabilir.

ABD'deki kaos Rusya ve Çin'e yarıyor

Fortune’un haberine göre, Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nden (IISS) Dana Allin, dış politikada uyguladıkları sıfır toplamlı oyunu genişleten Çin ve Rusya’nın ABD demokrasinin tartışmalı seçim sonuçlarıyla gücünü kaybetmesinden mutlu olacağını belirtti.

South China Morning Post Yazarı Peter Kammerer, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in de vatandaşlarını hükümet sistemlerinin Batı demokrasisinden daha üstün olduğuna ikna ederek iktidara tutunduklarını belirtiyor. Kammerer, “Tartışmalardaki karşılıklı bağrışmalar, maske kullanımı ve sosyal mesafeyle alay edildiği Kovid-19 salgının korkunç biçimde yönetimi ve sosyal mesafesinin alay konusu olması, Amerikan ekonomisinin çöküşü ve alışılmışın dışındaki işsizlik verileri Çin ve Rusya liderlerinin demokrasinin bozuk, yozlaşmış ve zararlı olduğuna ilişkin ikna çabalarını kolaylaştırıyor” ifadelerine yer verdi.

Avrupa Politika Analizi Merkezi’nin Washington D.C.’deki Kıdemli Araştırmacısı Janusz Bugajski konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, ABD’deki siyasi ayrılıklardan sadece Çin ve Rusya yararlanmadığı ancak bu iki ülkenin de Amerika’nın uluslararası alanda faaliyet göstermesini daha zor hale getirmek amacıyla ABD’deki iç karışıkların şiddetlenmesine ilgi gösterdiği yorumunda bulundu.

Bugajski bu yılın başlarında The Hill’e verdiği röportajda, “Pekin tarafından gittikçe daha fazla taklit edilen Kremlin’in dezenformasyon saldırılarının iki hedefi var: Amerikan demokrasisini felç etmek ve küresel hedeflerine karşı çıkacak ulusal kararları etkisiz hale getirmek” ifadelerine yer vermişti.

ABD'de silahlı Trump yanlıları sokağa indi

Rusya ABD seçimlerinden ne istiyor?

Hem Allin hem de Bugajski Rusya’yla Çin’in hedefleri arasındaki önemli farklılığa dikkat çekiyor.

Bugajski yazısında, “Moskova için idea dünya Trump’ın ulusal güvenlik ekibini hiçe sayacak derece daha fazla siyasi özgürlükle yeniden seçildiği, ekonomik yaptırımların kaldırılarak, Doğu Avrupa’nın Rusya nüfuzuna terk edilerek ve Amerika’nın Avrupa’daki kuvvetlerini çekilerek Putin’le olan ortaklığın güçlendirildiği bir ortam” dedi.

ABD istihbarat teşkilatları, Rusya'nın özellikle Trump'ın seçilme ihtimalini artırmak için 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerine müdahale etmeye çalıştığı sonucuna vardı.

Allin, Rusya'nın dezenformasyon kampanyalarının amacının, Trump'ın seçilmesinden çok, toplumsal ayrışmayı artırmaktan ve ABD'nin demokratik sürecine ilişkin şüphe oluşturmaktan ibaret olduğunu söyledi.

Allin konuyla ilgili yazısında, “Propaganda açısından, meşruluğu zedelenen ve derin toplumsal ayrışmaları olan bir Amerika Rusya’yı daha az eleştirebilir. Bu muhtemelen Rusya’nın hoşuna gider” dedi.

AB ve İngiltere arasında kriz sürüyor

Rusya'nın aksine Çin Trump'ın yanında değil

Bugajski’ye göre Çin Pekin’in itibarını sarsma kampanyası ve yoğunlaşan ticaret savaşı nedeniyle Trump’ın başkanlığı konusunda daha az destekleyici olabilir. Bugajski, “Yine de bu, Çin’in iç karartıcı insan hakları siciline odaklanması beklenen Demokrat Aday Joe Biden için destek anlamına gelmiyor. Bunun yerine Pekin’in hedefi kamunun seçimlere yönelik güvensizliğini derinleştirmek ve Amerikan yönetimini kötülemek” görüşlerine yer verdi.

Allin de aynı fikirde olsa da Çin’in başlangıçta insan hakları sebebiyle başının belaya girmeyeceği için Trump’ın başkanlığından daha umutlu olduğunu belirtiyor. Buna karşın Trump’ın Çin’le ticaret savaşını derinleştirme isteği ve Çin teknoloji şirketlerini engellemesi Çin’in Trump’a olan bakış açısını değiştirmesinde rol oynamış olabilir.

Allin Pekin yönetimine ilişkin, “Öngörülemeyen ve dengesiz bir Amerikan dış politikasının olumsuz yanlarını gördüler” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte dış politika uzmanı Çin’in Asya’da ve tüm dünyada etkisini artırdığı ve bu bağlamda ABD ile yeni bir ilişki oluşturmaya istekli olduğunu belirtiyor. Zira nüfuzu daha az olan bir ABD ile işbirliği yapmak Çin için de daha kolay bir yöntem.

Bazı güvenlik analistleri Çin’in ABD’deki seçimler etrafında oluşan belirsizlikten ya da anayasal krizden yararlanarak Tayvan’ın işgal edilmesi ya da Asya’daki bazı tartışmalı bölgelerin ele geçirilmesinin hedeflenmesi gibi bazı hamleleri deneyebileceğini belirtiyor. Ancak Allin özellikle Trump’ın öngörülemezliği hesaba katıldığında bunun çok tehlikeli olacağının altını çiziyor. Allin Pekin’in böyle bir risk almak istemeyeceğini belirtiyor.

Biden'ın seçilmesi ABD-Çin gerilimini azaltmaz

ABD Başkanlık seçiminde son durum! Olası 3 senaryo var

Rekor halka arzın ertelenmesi borsaların gündemini değiştirdi

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.