AB için tehlike görünenden daha büyük

Güney Kıbrıs kurtarma planı üzerinde tatışmalar sürerken mali kargaşanın sadece Rum Kesimi için değil tüm Euro Bölgesi için geçerli olduğu imaları gündeme bomba gibi düştü. IMF'ye göre Avrupa, dünyanın "risk merkezi".
Petros Klerides’in ülkenin ağır kayıplar vermesine neden olacak kurtarma anlaşması üzerinde parlamentonun söz sahibi olması gerektiği yönündeki açıklamasının ardından Güney Kıbrıs parlamentosunda kılıçlar çekilmişti. Troyka ve “kurtarma” dayatmasına karşı ülkede yükselen öfkenin hükümet tarafından bastırıp bastırılamayacağı merak konusu.
Anlaşmaya muhalif olanlar troykanın Güney Kıbrıs’ı kolonileştirmeye çalıştığını savunuyor. Komünistler ve Sosyalistler anlaşmayı ilk günden bu yana şiddetle eleştiriyor. Parlamentodaki oylamada da tavırlarının aksine oy vermeleri beklenmiyor. Yeşiller anlaşmanın ihanet olduğunu iddia ediyor.
Rum Kesimi parlamentosu anlaşmanın ilk halini reddetmişti. Parlamentodan çıkacak ikinci bir ret kararı Berlin ve Frankfurt’ta sabırları taşırabilir ve Güney Kıbrıs euro bölgesinden çıkarılabilir.
Avrupa Parlamentosu'ndaki sosyalist blok Güney Kıbrıs’a dayatılan "neo-sömürgeci" uygulamaların “rezalet” olduğunu söylerken diğerleri sessiz kalıyor.
BUZDAĞININ TAMAMI HİÇBİR ZAMAN GÖRÜNMEZ...
Güney Kıbrıs’tan öte euro birliğinin diğer üyeleri adına da bazı endişeler yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Avrupa'nın en büyük politika yapıcılarının yaşanan ekonomik fiyaskolardan alınan dersleri ve kemer sıkma politikaları konusundaki yıkıcı iddiaları görmezden gelerek sert kriz stratejilerini sürdürmeye devam ederek gerçekliğe meydan okudukları söyleniyor.
Yükselen eleştirilere meydan okuyan bir açıklamada; Avrupa Merkez Bankası (ECB), Avrupa Komisyonu ve Eurogroup üçlüsünün Euro borç krizinin yönetilmesinde ve kurtarma planlarında başarılı olduğuna dair açık kanıtlar olduğu ve euro bölgesi politika yapıcılarının sorun çözme kapasitesinin ve esnekliklerinin öngörülerin ötesinde arttığı söylendi.
Bu hafta Euro bölgesinin "potansiyel risk merkez üssü" olmaya devam ettiği konusunda uyarıda bulunan IMF ise kriz yönetiminde başarılı olunduğuna dair iddiaya tamamen karşı çıkarak Avrupalı yöneticilerin AB bankacılık birliği konusunda ayak sürüyerek istikrarı tehlikeye attığını savunuyor.
Saxo Bank yöneticisi Steen Jacobsen, Avrupalı liderlerin tehlikeli bir rahatlık içinde olduklarını iddia etti. Jacobsen; “Söyledikleri hiçbir şey doğru değil. Gerçeklik hiç daha uzakta olmamıştı. Euro bölgesi göründüğünden çok daha kötü durumda bulunuyor. Bu yıl yüzde 1 küçülme göreceğiz ancak rakam yüzde 2’ye de çıkabilir” dedi.
AVRUPA, KEMER SIKMA POLİTİKASINDA GERİ ADIM ATACAK MI?
Avrupa'nın politika elitlerinin yaygın kemer sıkma uygulamaları için entelektüel gerekçe olarak gösterilen Harvardlı Carmen Reinhart ve Kenneth Rogoff araştırması üzerine başlayan büyük tartışmada artan oranda fikir değiştirdikleri göslemlendi. Söz konusu araştırmada kamu borcunun GSYİH’ye oranı yüzde 90 üzerinde olan ülkeler için ortalama reel GSYİH büyüme oranının yüzde -0.1 olduğu söyleniyordu.
Massachusetts Üniversiteli ekonomistler tarafından geçtiğimiz gün yayımlanan bir araştırma raporunda Reinhart ve Rogoff araştırmasının sonuçlarında ciddi hatalar olduğu belirtildi. yüzde 2.2 dir”. Massachusettsli ekonomistler Thomas Herndon, Michael Ash ve Robert Pollin; yüzde 90 üzerinde borçlu zengin ülkelerde büyüme oranının yüzde -0.1 değil yüzde 2.2 olduğunu savundu. Etkinin kendi para birimi ve para araçları olan devletlerde daha az olduğu belirtildi.
KEMER SIKMA UYGULAMALARININ DÜŞÜNÜLENDEN ÇOK FARKLI ETKİLERİ OLABİLİR!
IMF; kemer sıkma uygulamalarının çok daha büyük etkiye sahip olduğunu ima ederek; Euro bölgesi liderlerini "mali çarpan"ın düşünülenden daha yüksek olduğu konusunda uyarmıştı.
Yunanistan, Portekiz, İrlanda, İspanya, İtalya ve en son Fransa; ekonomik daralmanın vergi tabanını aşındırdığı ve bunun da bütçe açığı hedeflerine ulaşmalarını engellediği bir kısır döngü içine kısılıp kaldılar. Her seferinde daha çok kesinti yapıp daha derine düşüyorlar.
IMF; Küresel Finansal İstikrar Raporu’nda Güney Avrupa'daki kredi krizinin iyileşmek yerine daha kötüye gittiği ve Avrupa şirket tahvillerinin dörtte birinde borçlanmanın sürdürülemez olduğu uyarısında bulundu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.