E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro Ekonomi8 milyon hanenin yıllık geliri en az 35 bin dolar---

8 milyon hanenin yıllık geliri en az 35 bin dolar

8 milyon hanenin yıllık geliri en az 35 bin dolar
26 Haziran 2014 - 12:58 borsaningundemi.com

Türkiye'de yıllık geliri 35 bin dolardan fazla olan 8 milyon hane sayısının, 2022 yılı itibarıyla 12 milyona yükselmesi bekleniyor

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY'nin "Yükselen Piyasalarda Bankacılık: Başarı İçin Yatırım" raporuna göre, Türkiye'de yıllık geliri 35 bin dolardan fazla olan 8 milyon hane sayısının, 2022 yılı itibarıyla 12 milyona yükselmesi bekleniyor.

EY açıklamasına göre şirket, 9 bin bireysel bankacılık müşterisi ve finansal hizmetler alanında önde gelen 50 kurumla bankacılık üzerine bir araştırma yaptı.

Söz konusu araştırmanın bulgularının yer aldığı "Yükselen Piyasalarda Bankacılık: Başarı İçin Yatırım" adlı rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef, Türkiye'de yıllık geliri 35 bin dolardan fazla olan 8 milyon hane sayısının 2022 itibarıyla 12 milyona yükseleceğini bildirdi. 

Orta sınıfın büyümesinin, bankacılık dahil tüm sektörlerde mal ve hizmet talebini sürüklemesinin beklendiğini vurgulayan Elhadef, tahminlere göre gelecek 5 yıl içerisinde 11 hızlı gelişen piyasa ülkesindeki özel sektöre yönelik banka kredilerinin miktarının 3.5 trilyon dolardan 5.1 trilyon dolara ulaşacağını dile getirdi.

Elhadef, bu fırsat karşısında yeni oyuncuların da belirtilen piyasalara dahil olacağının öngörüldüğünü ifade etti. 

''Kurumsal kredilere yönelik talep artışında geçen yıldan bu yana düşüş yaşandığı gözleniyor"

Rapor, hızlı gelişen pazarları bankacılık açısından üç aşamada inceliyor. Buna göre Kenya, Nijerya ve Vietnam "yerleşmemiş"; Kolombiya, Mısır ve Endonezya "geçiş dönemindeki"; Şili, Malezya, Meksika, Güney Afrika ve Türkiye ise "yerleşmiş" pazarlar olarak tanımlandı. 

Raporda, "Kırılgan Beşli" içerisinde yer alan Türkiye ve Güney Afrika, cari işlem açıklarındaki büyüklük ve dış finansmana bağımlılıkları dolayısıyla yatırım çıkışlarının potansiyel merkezi olarak yer aldı.

Türkiye raporda, KOBİ'ler ve tüketici kredilerindeki (kredi kartı dahil) hızlı artışla öne çıktı. Türkiye'deki geri dönmeyen kredilerin oranı yüzde 3'ten az olsa da, parasal sıkılaştırmanın borç alanları baskı altında tutacağı ve kredilerde bozulmalar yaşanabileceği belirtildi. Bu durumun, küresel finansal kriz yaşandığında Türkiye'de geri dönmeyen KOBİ kredilerinin oranının yükseldiği dönemi anımsatabileceği kaydedildi.

Rapora göre, hızlı büyüyen piyasalar 2014 yılında parasal sıkılaştırmanın gölgesi altında kalacak. Bu durumun da, parasal genişlemenin zayıflamasının ekonomik büyümeye sekte vurduğu bir dönemde yatırım akışlarını şekillendireceği ve hızlı büyüyen pazarların büyüme oranlarını etkileyeceği tahmin ediliyor.

Raporda, son dönemde Türkiye gibi ülkelerde görülen para çıkışı ve piyasa dalgalanmalarının büyük altyapı projelerinin uzun vadeli finansmanını zorlaştırabileceği yorumları da yapıldı. 

ABD'nin tahvil alımlarında azaltmaya gitme kararının, tahmin edilen ekonomik durgunluğun ve yüksek faiz oranlarının borçlular üzerinde baskı yarattığı bir dönemde özellikle, hızlı kredi artışlarının yaşandığı piyasalarda faaliyet gösteren bankalar için zorlayıcı olacağı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere de yer verildi:

"Malezya ve Türk bankaları, hem bireysel hem de kurumsal kredilerdeki fiyat rekabetinin sektör açısından gelecek yıl beklenen zorluklar arasında yer aldığı görüşünde birleşiyor. Kurumsal kredilere yönelik talep artışında geçen yıldan bu yana düşüş yaşandığı gözleniyor. Katılımcıların yüzde 78'inin beklentilerine göre ise bu yıl kurumsal kredilere yönelik talepte artış yaşanması bekleniyor.

Türkiye ve Şili'deki katılımcılar ise talebin azalacağını düşünüyor. Merkez bankaları para birimlerini korumak için faizleri yükseltirken ABD'de parasal genişlemenin yavaşlatılmasının fonlama maliyetini artırabileceği belirtiliyor. Ek olarak, bankalar kredilerini yeniden fiyatlandırmadıkça marjların baskı görebileceği düşünülüyor. Bunun, özellikle sabit faizli kredinin büyük oranda bulunduğu Türkiye gibi piyasalarda sorun yaratabileceği raporda belirtiliyor."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)