Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, otobüs ve minibüs esnafıyla buluşmasında "Ortada bir gerçek var, 400'ü vermeniz lazım. 400'ü verin yeni anayasanın kurulması lazım. Ben her partiye eşitim. Kime verecekseniz verin ama 400'ü verin" dedi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları "Sabrınızla tevekkülünüzle çalışkanlığınızla bu ülkeye hizmet veriyorsunuz. Yaptığınız işin sizleri insan sarrafı haline getirdiğini biliyorum. Ankara'yı anlamak isteyen önce siz şoför esnafına bakmalı. Türkiye'nin geçtiğimiz 12 yılda nereden nereye geldiğini hiç kimse sizin kadar iyi bilemez.
Sizin okuluna giden öğrenciyle, memurla, fabrikasında ter döken emekçiyle, esnafla, muayene giden hastayla, bankaya giden iş adamına, başka ülkeye giden yolcuyla velhasıl bu şehirden yolu geçen herkesle irtibatınız var.
"SİZİ GÖRMEYEN TÜRKİYE'Yİ GÖREMEZ" Sizler bu kavşakların kıymetini bilirsiniz, alt üst geçitlerin kıymetini bilirsiniz. Ama bunların kıymetini bilmeyenler var mı, var. Hayatında dalçık nedir bilmeyen belediyeler bilirim ben, oradan biliyorum. Hep ideolojik bakmışlardır olaya. Sizi görmeyen Türkiye'yi göremez.
"ŞOFÖR ESNAFI DELİKANLIDIR" Her biriniz müşterilerinizi en güzel şekilde ağırlamanın gayreti içindesiniz. Kurallara gayelere kültürümüze, biz ahilik kültürünü iyi biliriz dedi ya, evet siz de birer ahisiniz, onun için önemlisiniz. Bizim kültürümüzde şoför esnafı delikanlı adamdır. Adam gibi adamdır. Baba adamdır. Ağır başlılığıyla, dikkatiyle, özeniyle, ahlakıyla diğer tüm şoförlere tüm insanlara örnek olan kişidir.
"CANİNİN MESLEĞİ OLMAZ" İçinizde bu imaja zarar verenler varsa, onları yola getirmek en başta sizin görevinizdir. Geçtiğimiz aylarda hepimizi derinden yaralayan biz Özgecan hadisesi yaşandı. Bu genç kızımız alçakça bir cinayete kurban gitti. Bunun münferit bir olay olduğunu biliyorum, cani canidir. Caninin mesleği olmaz, eğitimi olmaz, sıfatı olmaz.
Özgecan'ın katili başka bir mesleğin mensubu da olabilirdi. Şoför esnafına yöneltilen eleştirileri haksız ve insafsız buluyorum. Şoför esnafının içindeki çürük elmaları ayıklamanız gerektiğine inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde yine şoförlerimize yönelik terbiyesizce tweet atan bir hanım yazarın hezeyanlarına şahit olduk. Kendince şoför esnafının, kitap okuru olmadığı iddiasından hareketle, onlara hakaret eden bu zihniyeti de huzurlarınızda kınıyorum.
"BUDUR TAŞTAN FARKLI YANIM" Hani Orhan Gencebay’ın şarksında ifade ettiği gibi “Hem düşünür hem severim. Budur taştan farklı yanım. Her maddenin zerresini bedenimde taşıyorsam, ben ne bir taş ne ağaç insanlığımla insanım” Sizlerin insanlığınızla insan olduğunuzu biliyorum. Sizler bu milletin adeta büyükelçileri, misyon şeflerisiniz. Çünkü aracınıza binen herkese sizler ahilik kültüründen gelen o incelikleri anlatıyorsunuz.
Bu ülkede bizim dini sorunlarımızın yürütüldüğü yer neresidir, diyanet işleri başkanlığı değil mi? Bir siyasetçi, sözde siyasetçi diyaneti kaldıracağız diyorsa, bunların dine yaklaşımı nedir? İşte ortada. Bu ülkede eğer bizim dini değerlerimize inancımıza eğer hakaretler saldırılar yapılıyor da bütün bunlara karşı eğer birileri sessiz kalıyorsa işte bu millet bunu en iyi şekilde değerlendirecektir diye inanıyorum.
"KİMLER, KİMLERİN YANINDA YER ALIYOR" Eğer bu ülkede ermeni mezalimi yoktur demek suretiyle, Ermenilerin yanında AP'de yer alanlar varsa, bunlara da gerekli cevabı benim milletimin vereceğine inanıyorum. İşte bakın kimler kimin yanında yer alıyor. Bunları görüyoruz. Bunlara gereken cevabın verilmesi gerekmiyor mu?
Bunların gereken cevabı alacakları yer neresi? 7 Haziran'da sandık. Bakın 12 yıllık başbakanlığım dönemi, 40 yıllık siyaset hayatımda biz hiçbir zaman silahı tavsiye etmedik. Ama bakıyorsunuz birileri, silahla oy temin etmenin peşindeler. Bunlara gerekli cevabın verilmesi, 7 Haziran için önemli değil mi?
"MİLLETÇE HEPİMİZİN SORUNU" Öyleyse bu ülkede sorun sadece ne cumhurbaşkanının ne de bunlara muhalif olanların sorunu değildir, milletçe hepimizin sorunudur. Tüm bu gerçekler ortadayken, ülkemizi dünyayı okumaktan aciz bir takım partiler, hala eski Türkiye'yi ihya etmeye çalışıyorlar.
Ne diyorlar, imam hatip okullarını kapatacağız. Bir taraftan Atatürk'ün partisiyiz diyor, Atatürk'ün açtığı imam hatipi kapatacakmış. Ben bir imam hatip mezunuyum, dört çocuğum da imam hatip mezunu. Hepsinden de memnunum. Öğrenci sayısı 1 milyona yükseldi. Yani millet evladının eğitimi için böyle bir hakkı kullanıyorsa, sen buna hayır diyemezsin ki ya.
"MEDYAYI KAPATACAĞIZ DİYOR" Bir başkası çıkıyor, geldikten sonra biz bu medyayı, nasıl kapacağımızı hemen ertesi gün göreceksiniz diyor. Hani sizde özgürlük vardı? 1990'lı yılları hatırlayın, sadece 1991 sonu ile 99 sonu arasında bu ülkede 9 ayrı hükümet kuruldu. Allah aşkına 9 hükümetin kurulduğu ülkede istikrar olabilir mi?
İlk göreve geldiğimizde bize hep, o zaman 5 yıldı, görevde kalır mı... Ne demek ya, 5 yıllığına seçildik, tabi kalacak. 30 yıl tek başına iktidarların olduğu Özal'ın filan iş başında, kısmen Demirel'in iş başında olduğu dönemler, o zamanlar tırmanış olmuştur. ülkemizde bölücü terörün de ekonomik terörün de en azgın dönemleri o koalisyon döneminde yaşanmıştır. Gelin Türkiye'nin istikrar iklimini kalıcı hale getirelim.
400'Ü VERİN Parlamenter sistem artık miladını doldurdu, 10 Ağustos 2014 itibariyle, şahsımın doğrudan milletin oylarıyla cumhurbaşkanı olarak seçildiği günden itibaren Türkiye yeni bir günün kapısını aralamış oldu. Ortada bir gerçek var, 400'ü vermeniz lazım. 400'ü verin yeni anayasanın kurulması lazım. Ben her partiye eşitim. Kime verecekseniz verin ama 400'ü verin. Diyorum ki biz bir şeyi hedefledik, biz size sevdalıyız.
"HEPİMİZİN GİDECEĞİ YER KARA TOPRAK" Sanıyorlar ki Tayyip Erdoğan kendisi için istiyor. Hepimiz faniyiz ya benim böyle bir derdim yok. Bizim geleceğe yönelik bir hayat garantimiz olabilir mi? Hepimizin gideceği yer kara toprak. 2 metreküp bir yer, defnedecekler, kimse cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, er kişi niyetine diyecek, oraya koyacaklar çekip gidecekler. Bu kubbede hoş bir seda bırakmışsak ne mutlu bize.
Bugün varız, yarın yoğuz. Ama Türkiye'nin 2023-2053-2071 hedeflerine ulaşmaya ahdimizin olması lazım, biz göremiyoruz ama torunlarımız görsün dememiz lazım. Biz eğer bu adımları atmazsak, çocuklarımız, torunlarımız yarın bizden davacı olur, bu dünyada olmazsa öteki dünyada olur.
"TAM GAZ DEVAM ETMELİYİZ" Başkanlık sistemi, akıntının gücünü arkasına almasının adıdır. Artık motoru tekleyen, kaportası dökülen, her tarafından ses gelen bu arabayla yolumuza devam edemeyiz. Hele bir de bu arabanın benzini mazotu bitmek üzereyse, onunla en fazla yakındaki akaryakıt istasyonuna gidebilirsiniz, zorlarsanız yolda kalırsınız.
Şu anda her tarafı dökülen yakıtı da bitmek üzere olan bir sistemle yoluna devam etmeye çalışıyor. Araba beni değiştir diye adeta bağırıyor, yakıt lambasının yanması da epeyce oldu. 7 Haziran seçimleri en yakın akaryakıt istasyonu gibi. Hemen ardından da arabayı yenileyip 2023 hedeflerine doğru tam gaz yolumuza devam etmeliyiz. Türkiye yolda kaldığı anda sanmayın muhalefet el atıp itecekler, inanın etmezler. Tam aksine işte yurtdışında her yerde gidip Türkiye'yi şikayet ediyorlar. Eğitimde 8 yıllık eğitimi biz geride bıraktık, onlar geri getirmekten bahsediyorlar.
"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ GÖNDERMEKTEN BAHSEDİYOR" Suriyeli misafirlerimizi zorla geri göndermekten bahsediyorlar. Hani Azeri kardeşlerimiz Iğdır'da esir düşmüşlerdi ya ve o zaman Stalin'in yönetimi ne yazık ki bunları Botan köprüsünün üzerinde kurşuna dizdi. Fakat o zamanki İnönü yönetimi bunları onlara teslim etti. Ne diyordu azeri kardeşlerimiz biliyor musunuz "bizi onlara teslim etmeyin siz öldürün"
Bak değişen bir şey yok, aynı zihniyet. Şimdi bunlar, biz zalim esed'e teslim edeceğiz, ve o da bildiği gibi yapsın. Ama biz buralarda olduğumuz sürece bu kardeşlerimiz bizim misafirimizdir. Ha bu arada asgari ücrette açık artırmaya çıkmış galiba. Çok değişik değişik rakamlar söylüyorlar. Ermeni iftiralarının sözcülüğünü yapıyorlar. Hele bir durun bakın, bu millet sahipsiz değil, 90'lı yılları unutmuş değil. Siz eski Türkiye'nin sevdalısı olabilirsiniz, ama milletimiz eski Türkiye'nin ne olduğunu biliyor.
SSK'nın başında da kimin olduğunu biliyorsunuz değil mi? Doktorun verdiği reçeteyle ilacı alamadığımızı hatırlıyorsunuz değil mi? bırakın o gün muayene olmayı, bir röntgen filmi çektirmek için 7-8 ay sonrasına gün verildiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi böyle bir şey var mı? ilaçlarımızı istediğimiz eczaneden alıyor muyuz?
TARAF DEĞİLİM...TERCİHİM VAR O AYRI Okul kapılarından geri çevrilen kızlarımızın görüntülerini bir daha asla tekrarlatmayacağız. O başörtülü yavrularımıza nasıl zulmettiklerini biliyorsunuz değil mi? Ben de öyle bir babayım da onun için söylüyorum. Benim kızlarım da okulların kapısından geri çevrildiler.
Ben cumhurbaşkanlığı makamındayım diye yan gelip yatacak halim yok. Milletimize de bazı şeyleri hatırlatmak bizim asli görevimizdir. Artık cumhurbaşkanlığı makamında, vesayetin muhafızı değil, milletin kendi yetki verdiği kendi temsilcisi var. Bunun tarafsızlıkla bir ilgisi yoktur, bu milletin yanında olmanın en başta gelen şartıdır. Ben herhangi bir partinin tarafında değilim, tercihim vardır o ayrı konu. Ama ben milletin tarafındayım.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.