250 milyar dolarlık yatırım!

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda, enerji ve ulaştırma alanında 250 milyar dolarlık yatırım yapacağını belirterek, ''Bunlar kamu özel sektör ortaklığı ya da kamu bütçe kaynaklığı ile yapılacaktır. Dolayısıyla Fransız iş adamlarının Türkiye'ye bu cepheden bakması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
Sait Halim Paşa Yalısı'nda Fransa Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq'in de katılımıyla düzenlenen Fransız CEO'larla çalışma kahvaltısında bir araya gelen Çağlayan, Türkiye Fransa Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komitesi 2. Dönem Toplantısı çerçevesinde enerji, tarım, çevre ve şehircilik alanlarında çalışma grupları oluşturduklarını söyledi.
2 ülkenin 140 milyonluk nüfusu, 3,5 trilyon dolar civarında GSYİH'sı olduğunu ve 1,7 trilyon dolara yakın dış ticaret hacminin söz konusu olduğunu belirten Çağlayan, bu rakamların 2 ülke arasındaki ticaret rakamlarını yansıtmaktan son derece uzak olduğunu ifade etti.
Türkiye ve Fransa arasında 2011 yılında gerçekleştirilen 16 milyar dolarlık dış ticaret hacmi olduğunu aktaran Çağlayan, bu rakamın talep gerilemesi sebebiyle 2012 sonu itibariyle 15,5 milyar dolara gerileceğini dile getirdi.
1,7 trilyon dolarlık dış ticaret hacmi olan iki ülkenin bugün 15-16 milyar dolar değil, çok rahatlıkla 36-56-66 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşabileceğini vurgulayan Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:
''2011 yılında Fransa, en fazla ihracat yaptığımız 5. ülke, en fazla ithalat yaptığımız 7. ülke. Her yıl Türkiye Fransa'nın ithalatında 15. sırada yer almıştır. Fransa'da yaşayan 600 bine yakın Türk vatandaşımız var. Onlar iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerde önemli bir köprü vazifesi görüyor. 35'e yakın firmamız 1 milyar dolardan fazla bir yatırım gerçekleştirmiş durumda. Bugüne kadar Türk firmalarının dünyadaki toplam yatırımı 20 milyar Dolar olduğunu ifade ettiğimizde, Türk yatırımcılar yaptıkları yatırımların 20'de birini Fransa'ya yapmış durumdalar. Fransız firmalar, 54 firma, Türkiye'de yaklaşık 6.2 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirmiştir. Aramızda bilhassa otomotiv sektöründe önemli ticari ilişkiler var. Ancak, otomotiv, mobilya, tekstil, ulaştırma ve beyaz eşya vb gibi sektörlerde önemli işbirliği potansiyelleri mevcut.''

-''Çin'den sonra Türk müteahhitlik sektörü dünyada 2 numara haline gelmiştir''-

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin 2023 hedeflerini gerçekleştirirken, üretim yapısını ve çalışma stratejisini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, bunu yeni teşvik sistemi ile desteklediklerini dile getirdi.
Türkiye'nin bunları yaparken fiziki altyapısını da güçlendirmek zorunda olduğunu vurgulayan Çağlayan, bu anlamda önümüzdeki 10 yılda başta demir yolları ve yüksek hızda demir yolu taşımacılığı olmak üzere toplamda 110 milyar dolardan fazla altyapı yatırımı yapacaklarını ifade etti.
Bugün elektrik enerjisi kapasitesinin 57 bin megavat olduğu bilgisini veren Çağlayan, 2023'e kadar enerji kapasitesinin 2 misline çıkmasını öngördüklerini, yani 110 bin megavatlık bir enerji kapasitesinin olacağının altını çizdi.
Bunun da enerji alanında yapacakları yatırımın 130 milyar dolardan fazla olacağının bir göstergesi olduğunu belirten Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye, önümüzdeki 10 yılda özetle 2 alanda, enerji ve ulaştırma alanında 250 milyar dolarlık yatırım yapacak olan bir ülkedir. Bunlar kamu özel sektör ortaklığı ya da kamu bütçe kaynaklığı ile yapılacaktır. Dolayısıyla Fransız iş adamlarının Türkiye'ye bu cepheden bakması gerektiğini düşünüyorum.
1972 yılından bugüne kadar müteahhitlik sektörümüz yaklaşık 242 milyar dolar uluslar arası müteahhitlik üstlenmiş. 1972-2002 arasında müteahhitlik sektörü dünyada sadece 44 milyar dolarlık bir taahhüt üstlenmişti. 2002-2012 sonuçlarına baktığımızda ise, aradan geçen 10 yılda neredeyse bunun üzerine 200 milyar dolar ilave taahhüt üstlenmiştir. Gerek alt yapı, gerek üst yapı. Bu konuda Çin'den sonra Türk müteahhitlik sektörü dünyada 2 numara haline gelmiştir.''
''Türkiye şu anda dünyanın 243 gümrük bölgesine ihracat yapan bir ülke''
Bakan Çağlayan, Türk ve Fransız sanayisinin sıfır gümrükte bir rekabet halinde oluğunu söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'ya yaptığı ihracatın yüzde 90'nından fazlasının sanayi ürünlerinden oluştuğunun altını çizen Çağlayan, Türkiye'nin şu anda dünyanın 243 gümrük bölgesine ihracat yapan bir ülke olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin ihracat yapamadığı 2 ülkeyi anımsatan Çağlayan, oralarda ihracat yapacaklarını belirterek, dünyada Türk'ün ayağının değmediği yer bırakmayacaklarını dile getirdi.
Pegasus'un ve THY'nin Airbus ile yaptığı ticari ilişkilerin, Türk uçak sanayisinin, TUSAŞ'ın Fransız meslektaşları tarafından en iyi şekilde değerlendireceği beklentisi olduğunu belirten Çağlayan, Gaziantep Belediyesi'nin imzaladığı anlaşmanın ekonomik gelişmelere önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.
Dünyada 6 milyon Türk diasporasının olduğunu aktaran Çağlayan, ''600 bine yakın Türk'ün yaşadığı Fransa dışında, Avrupa'da toplam 5 milyonun üzerinde Türk nüfusunun yaşadığını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Avrupa'da yaşayan 5 milyonluk nüfusumuz bugün 8 AB üyesi ülkeden daha fazla durumda'' şeklinde konuştu.
Bakanı Zafer Çağlayan, Hazine'nin kredi derecelendirme kuruluşu S&P ile anlaşma imzalamamasına yönelik, ''Bunu iyi değerlendiriyorum. Hazine bu konuda istedikleri ile çalışma özgürlüğüne sahip. Dolayısıyla bunun, derecelendirme kuruluşlarının akıllarını başlarına getirilmek için yapıldığını sanmıyorum ama inşallah akıllarını da başlarına getirir'' dedi.
Çağlayan ve konuk Fransa Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq, Sait Halim Paşa Yalısı'nda düzenlenen Fransız CEO'larla çalışma kahvaltısından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Çağlayan, THY'nin Airbus'tan yapacağı alım ile ilgili, bunun nereden, nasıl alınacağına THY'nin yönetim kurulunun karar vereceğini söyledi.
THY'nin de bir çok şirket gibi Türkiye'nin hassasiyetlerine son derece duyarlı hareket ettiğini aktaran Çağlayan, ''Ayrıca Pegasus'un Airbus'a vermiş olduğu bir siparişleri de söz konusuydu. Bundan dolayı bugün TAEK, TUSAŞ, hakikaten göz bebeği şirketlerimizin en üst düzey temsilcisi de bugün bu toplantıdaydı. Bu tür alımlarda ister Pegasus, ister THY, kim ne alırsa alsın mutlak surette Airbus'un TAİ ve TUSAŞ ile işbirliği yapmasını son derece önemsiyoruz'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını belirten Çağlayan, Türkiye'ye mal satanların yeri geldiğinde mutlak surette o sesi de göz ardı etmemesi gerektiğini ifade etti.
THY'nin Airbus'tan uçak alımıyla ilgili görüşmelerin bir süredir sürdüğünü anlatan Çağlayan, bunun zaman zaman siyasi mülahazalardan dolayı kesintiye uğradığını ama önümüzdeki dönemde buna yönelik gelişmelerin görüleceğini dile getirdi.
Fransa'nın geçmiş dönemdeki siyasi hatalarını yapmamasını umut ettiklerinin altını çizen Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:
''Fransız iş dünyasına, 'Faturayı siz çekiyorsunuz' dedim. Biz ülke olarak bir kota vs koymayız. Serbest piyasa kurallarını uygulayan bir ülkeyiz. Ancak Türk halkının kotası her türlü kotanın üzerindedir. Bizim hassasiyetimiz olan ve sizlere vazife olmayan konularla ilgili senatonuzu ve parlamentonuzu meşgul ettiğiniz sürece, bilhassa sizin iş dünyanızın Türkiye'de ürünlerine karşı Türk halkından bir defans söz konusu olabilecektir. Ermeni meselesinin çözümü Fransız parlamentosu ya da senatosunun işi değil. 2 tane de milletvekili vardı heyette, onlar için bilhassa ifade ediyorum. Biz yeni dönemde Nicole Hanım ile beraber yeni bir yaklaşım içindeyiz. Ekonomimizi yeniden güçlendirme ve ekonomik değerlerimizi artırma noktasında yoğun hareket ediyoruz. Bu noktada Fransız iş dünyasının da, ki Fransız Odalar Birliği Başkanı da toplantıda idi, onlarında bu konuda son derece hassas oluşu önemli. Kendi ülkelerinde siyasilere baskı yapıyorlar. Onlardan yanlış yapanları doğru yola getirmek için önemli baskılar yapıyorlar. Fransız iş dünyasına bu konuda uyanık olmalarını ifade ettim. Türkiye onlar açısından önemli bir pazar ve dünyada üçüncü pazarlarda birlikte yapacağımız işler var diye ifade ettim.''
''Amerika ve AB'nin krizden çıkış noktasında en büyük pazarlardan biri olarak Türkiye'yi gösteriyor''
Çağlayan, Türkiye'de bir devlet başkanının ya da yabancı bir ülke bakanının olmadığı günün olmadığını söyledi.
Bazen günde 3-5 konuk bakan ile görüşme yaptığını belirten Çağlayan, Amerika ve AB'nin krizden çıkış noktasında en büyük pazarlardan biri olarak Türkiye'yi gösterdiğini dile getirdi.
Bakan Çağlayan, Hazine'nin kredi derecelendirme kuruluşu S&P ile anlaşma imzalamamasına yönelik olarak ise şunları kaydetti:
''Bunu iyi değerlendiriyorum. Hazine bu konuda istedikleri ile çalışma özgürlüğüne sahip. Dolayısıyla bunun, derecelendirme kuruluşlarının akıllarını başlarına getirilmek için yapıldığını sanmıyorum. Ama inşallah akıllarını da başlarına getirir. Bu noktada Hazine tercihini şimdi bu şekilde kullanmıştır. Tabi bunu kullanmış olması da farklı bir şekilde algılanmaması gerekiyor. Türkiye'nin istediği S&P, Fitch, Moody's gibi şirketlerin kendi kredibilitelerini tamir etmeleri, onarmaları ve sonrada Türkiye ile ilgili notları düzgün bir şekilde vermeleri. Bakın bugün gerek S&P'nin, gerek Moody's'in, gerekse Fitch'in Türkiye ile ilgili değerlendirmelerine bakın, yatırım yapılabilirlik açısından söylüyorum, ortalamalarını söylüyorum, maalesef Guatemala ile, Macaristan'la ve Türkiye'yi geride kalmış bir çok ülke ile aynı kefe içine koyuyorlar. Bunun son derece yanlış olduğunu ifade ediyorum. Ama S&P'nin devre dışı bırakılmasının bunlarla bir alakası yok. Bu bir tercihtir. Burada bu şirketlere düşen de, bu kredibilitelerinin onarımını, restorasyonunu süratle yeniden yapmaları belki onlara yeniden bir fırsat, imkan tanıyacaktır. Kendi yatırımcıları açısından son derece zor durumda kalmışlardır.''
Paris'teki olay
Bakan Çağlayan, Paris'te 3 PKK'lının öldürülmesine ilişkin bir soruyla ilgili, konuk bakan ile daha çok ekonomik olayları konuştuklarını söyledi.
Ancak Fransa'da meydana gelen olayın aydınlatılması, gerçek durumunun ortaya çıkartılması ve faillerinin soruşturularak ortaya çıkarılmasının Türkiye olarak beklentileri olduğunu vurgulayan Çağlayan, ''Umut ediyoruzki, Fransız makamları, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, her halde konu ile ilgili çalışmalarını en kısa sürede bitirerek, hepimizin beklemiş olduğu, tüm dünya kamuoyunun beklemiş olduğu sorunun cevabını vereceklerdir. Bizler konunun aydınlatılması için Fransız makamının yapacağı çalışmayı bekliyoruz. Tabiiki Fransız makamlarının bu konuyu çözecekleri inancımızı ifade etmek istiyorum'' ifadelerini kullandı.
Fransa Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq ise bugün yaptıkları toplantının daha önce 20 Kasım'da Paris'te gerçekleştirdikleri toplantının devamı niteliğinde olduğunu söyledi.
O toplantıda başlıca ekonomik konuları gözden geçirdiklerini aktaran Bricq, aynı zamanda her iki iş adamlarını bir araya getirdiklerini ve sorunların dile getirildiğini ifade etti.
Bu toplantıda ekonomik konuları görüşmek için bir araya geldiklerini vurgulayan Bricq, Paris'teki olayla ilgili, ''Fransa İçişleri Bakanı son derece üzücü olan bu olayla ilgili olarak, bunu tamamen açıklığa kavuşturma konusunda ne kadar kararlı olduğunu açıkladı'' dedi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.