E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasa2023 yılbaşı rallisinin ardındaki 1 trilyon dolarlık sır---

2023 yılbaşı rallisinin ardındaki 1 trilyon dolarlık sır

2023 yılbaşı rallisinin ardındaki 1 trilyon dolarlık sır
03 Mart 2023 - 11:39 borsaningundemi.com

Borsalar yeni yıla güçlü bir borsa rallisiyle başladı. Analistlere göre bu rallinin arkasında ise beklenmedik bir gelişme yatıyordu: Merkez bankaları açıklamalarının aksine piyasalara 1 trilyon dolarlık likidite saldı

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

2023’ün başında küresel hisse senetlerindeki yükselişler yatırımcıları şaşkına çevirdi. Değer kazanan hisse senetlerinin önemli bir kısmı kârı olmayan yüksek riskli büyüme odaklı şirketlerindi. Söz konusu hisseler geçtiğimiz yıl piyasalarda görülen satış dalgasının en çok kaybettiren isimleriydi. Bu hisseler yılbaşı rallisinde ise cazip tahvil getirilerine ve yüksek faiz oranlarına rağmen direnç gösterebildi.

MarketWatch’un haberine göre bazı Wall Street analistleri bu yükselişlere ilişkin bir açıklama oluşturdu. Analistlere göre hisselerdeki yükselişin enflasyonla ve küresel ekonominin durumuyla çok az ilişkisi vardı.

Açıklama ise şöyle: ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) bankacılık sisteminin likidite havuzunu kurutmaya çalıştıklarını iddia ediyorlar. Ancak küresel perspektiften bakıldığında aslında likidite son aylarda yükseldi. Bu kısmen merkez bankacılarının kontrolü dışındaki faktörlerden kaynaklandı.

Varlık fiyatlarına trilyon dolarlık destek

Citigroup’un Küresel Piyasalar Stratejisti Matt King, geçtiğimiz ay müşterileriyle paylaştığı bir araştırma notunda, dünyanın en büyük merkez bankalarının yakın zamanda küresel finansal sisteme nasıl 1 trilyon dolar enjekte ettiğini ayrıntılarıyla anlattı.

King'in analizine göre, bu artışın büyük kısmı Çin Merkez Bankası'ndan geldi. Çin para politikasında küresel çaptaki sıkılaştırma eğilimini bozdu ve bunun yerine doğrudan likidite enjekte etmeyi seçti. Söz konusu hamle küresel piyasalara giren 1 trilyon doların büyük bir kısmını oluşturdu.

King açıklamasında, “Merkez bankaları bize para politikasını sıkılaştıracaklarını söyleseler bile, küresel düzeyde, son üç ayda 1 trilyon dolar değerinde likidite ekledikleri ortaya çıktı" dedi.

Stratejist ekonomik büyüme ve enflasyon gibi temel verilerin küresel piyasalardaki hareketliliği açıklamakta yetersiz kaldığı söyledi. King bu sebeple merkez bankalarının bilançolarını daha yakından incelediğini belirtiyor.

Küresel merkez bankalarının likidite varlıklarındaki gelgitlerle küresel hisse senetlerindeki hareketleri karşılaştıran stratejist bu iki değer arasında mükemmel bir uyum olduğunu gördü. King’in araştırmasına göre küresel hisse senetlerini barındıran MSCI Dünya Endeksi ile bankacılık sistemi likidite akışları arasında ciddi bir korelasyon var. FactSet’in verilerine göre endeksin eylül sonundan bu yana %12 yükseldiği görünüyor. Aynı dönemde küresel merkez banka likiditeleri ise daralmayı bırakıp bir kez daha genişlemeye başlıyor.

ABD banka rezervleri sabit seyirde

Citigroup stratejistine ve makro danışmanlık firması CrossBorder Capital’ın Genel Müdürü Michael Howell’a göre FED’in bu likidite artışına olan katkısı ise daha pasif bir biçimde oldu.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, FED bir yıldan fazla süredir faiz oranlarını yükselterek ve süresi dolan tahvillerden elde edilen gelirleri yeniden yatırmamayı tercih ederek tahvil varlıklarını azaltıyor ve ABD finansal sistemindeki likiditeyi ‘sıkılaştırma’ planını destekliyor.

FED’in tahvil varlıklarının büyüklüğü geçen yılın bahar aylarından bu yana yaklaşık 500 milyar dolar azaldı. St. Louis FED’in verilerine göre ise FED bilançosunun bir diğer önemli bileşeni olan ABD bankacılık sistemi rezervleri düz bir çizgide ilerlemeyi sürdürüyor.

FED tarafından yayınlanan en son haftalık güncellemeye göre, ABD Merkez bankası şubelerindeki rezerv bakiyeleri 22 Şubat itibariyle 3,01 trilyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Bu, eylül ayı sonundaki 2,9 trilyon dolardan mütevazı bir artışı ifade ediyor.

Howell, "FED’in bilançosunu düşürdüğü iddia ediliyor, ancak banka rezervleri düşmüyor" dedi.

Borsa uzmanı, ABD bankalarının finansal sisteme girmesi için mevcut para miktarının daralmak yerine genişlediğini söyledi. Howell’a göre bu durum hisse senedi fiyatlarının yükselmesine de yardımcı olabilir.

Hisse senetleri kaynama noktasından döndü

ABD hisse senetlerinde Nasdaq Bileşik Endeksi önderliğindeki ralli son haftalarda zirve noktasına yaklaştığına dair işaretler verdi. Endeks ocak ayı başından bu yana %10’un üzerinde yükselerek son yirmi yılın en iyi yıl başlangıcını gerçekleştirdi.

Ancak son haftalarda hisse senetlerinin yükselmeye devam etmemesi likidite gelgitinin bir kez daha azaldığının bir işareti olabilir. Likit varlıkların bir kez daha piyasanın imdadına yetişip yetişmeyeceği ise henüz belli değil.

Bununla birlikte söz konusu gelişmelerin hisse senedi fiyatlarında zarar oluşturacağını öngörmek de mümkün. Howell ve ekibine göre, bankacılık sistemindeki rezervlerin daha da azalması konusundaki isteksizliği telafi etmek amacıyla FED’in faiz oranlarını daha agresif bir şekilde artırması gerekebilir.

ABD hisse senetleri birkaç hafta boyunca direnmesine karşın, son günlerde yüksek tahvil getirilerinin etkilerini hissediyor gibi görünüyor. Amerikan borsalarının üç büyük endeksi de şubat ayında zemin kaybetti. Perşembe günü, 10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri %4'ün üzerine çıktı. Hisse senetleri ise karışık seyirle kapandı.

Buffett’ın firması neden nakit biriktiriyor?

 

Cramer uyardı: FED’in faiz artışları bitmeyecek

 

Ham petrolde yatay seyir sürüyor

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)