Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY'nin "2014 -2015
Katılım Bankacılığı: Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu"na göre,
2019'da Türkiye'nin de içerisinde yer aldığı önde gelen 6 pazarda
İslami banka aktifleri 1.8 trilyon dolara ulaşacak. Raporda, 2023'te
pazar payını yüzde 15'e çıkarmayı hedefleyen Türkiye'nin, İslami
bankacılıkta 180 milyar dolarlık bir sektör hacmine ulaşacağına işaret
ediliyor.
EY'nin İslami bankacılığın küresel ve bölgesel olarak büyüme
performansını göstermek amacıyla belirli dönemler aralığında
hazırladığı raporda, ticari bankalarla birlikte uluslararası İslami
banka aktiflerinin 2014'te 778 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.
2019'da ise Türkiye'nin de içerisinde yer aldığı önde gelen 6 pazarda
İslami banka aktifleri 1.8 trilyon dolara ulaşacak.
Türkiye'de İslami varlıklar son beş yılda iki kat artarak 45
milyar dolara ulaştı
Türkiye'de İslami bankacılığın pazar payını şu anki yüzde 5,9
seviyesinden 2023'te yüzde 15'e çıkacağı tahmininde bulunan raporda,
bu pazar payının 180 milyar dolarlık sektör büyüklüğü anlamına
geldiğine de dikkat çekildi. Raporda ayrıca Türkiye'de İslami
kurallara uygun varlıkların değerinin son beş yılda iki kat artarak 45
milyar dolara ulaştığı belirtiliyor. Rapordaki bilgilere göre, küresel
İslami banka aktifleri 2009 ile 2013 yılları arasında yıllık bileşik
büyüme ortalaması yüzde 17 civarında. Aynı dönem içerisinde
Endonezya'da bu oran yüzde 43.5, Pakistan'da yüzde 22, Türkiye'de ise
yüzde 18.7 oldu.
2.2 milyon müşterinin katılım bankacılığı üzerine sosyal medyadaki
deneyimlerini analiz ettiklerini belirten, EY Türkiye Danışmanlık
Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim
Elhadef, "İslami bankacılık sektörü, bazı çekirdek piyasalarda giderek
yaygınlaşıyor. Bu durum fırsatlarla birlikte birçok zorluğu da
beraberinde getiriyor. Gerçekleştirdiğimiz analizlere göre katılım
bankacılığına yönelik müşteri memnuniyeti düşük seviyelerde yer
alıyor. Dijital ve sosyal bankacılık ve müşteri beklentilerinin evrim
geçirmeye devam ettiği bir ortamda müşteri bankacılık deneyimlerinin
dönüşümü ve müşterilere temas eden tüm noktalar katılım bankacılığı
açısından kritik bir öneme sahip olacak. Değişen müşteri kalıplarını
analiz etmek ve anlamak müşterilerin gereksinimlerini sezmek açısından
faydalı olacaktır" dedi.
Türkiye, İslami bankacılık sektörünün geleceğine yön verecek
Suudi Arabistan ve Malezya'nın İslami bankacılık sektörüne yön
vermeye devam edeceğini belirten rapor, Türkiye ve Endonezya'nın da
İslami bankacılık merkezi inşa etmesiyle birlikte bu alanda söz sahibi
ülkeler arasında yer alacağını vurguluyor. Yine aynı rapora göre artan
piyasa hacmi, teknolojinin benimsenmesine dayalı daha fazla eğilim,
müşteri odaklı çözümlerle birlikte sektörün karlılığı daha da aratacak.
İslami finans merkezi olma yolunda ilk adım atıldı
Borsa İstanbul'un toplam 6 milyar 50 milyon dolar değerindeki
sukukları alım satıma açmasını değerlendiren EY Türkiye Danışmanlık
Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim
Elhadef "Bu gelişme ile birlikte, Türkiye'nin İslami Finans alanında
merkez olma kapsamında önemli adımların atılmaya başlandığını
rahatlıkla söyleyebiliriz. 2010 yılından bugüne kadar 37 kira
sertifikası ihraç edilmesi ve 8 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğü
sağlanmış olması bunun en önemli kanıtlarından biridir" dedi.
Önümüzdeki dönem bu trendin daha fazla artış göstereceğini
öngördüklerini belirten Selim Elhadef, "Özellikle kamu kuruluşlarının
(Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, Merkez Bankası, BDDK, SPK ve Borsa
İstanbul) işbirliği ile Dünya Bankası Küresel İslami Finans
Araştırmaları Merkezi'nin İstanbul'da kurulmuş olması, ihtiyaç
duyulacak alt yapı yatırımlarının temininde İslami finansın Dünya
Bankası ve diğer kuruluşlar tarafından kullanılmasını kolaylaştıracak
ve İslami finansın ülkemizde önemli bir pay almasını hızlandıracaktır"
ifadelerini kullandı.
İslami finansa yönelik toplumda var olan algı değişmeli
Selim Elhadef açıklamasının devamında "Bankacılık sektöründe daha
yüksek bir paya sahip olmak ve İslami Finans merkezi haline gelmek
için öncelikli olarak var olan mevzuat eksikliklerinin tüm kamu
kuruluşları ve katılım bankaları ile beraber istişare edilerek çözüme
kavuşturulması, müşterilerin beklentileri doğrultusunda ve sektöre
hareket getirecek yenilikçi ürünlerin piyasaya çıkarılması ve son
olarak da toplumda var olan algı farklılıkları yapılacak çalışmalar
ile giderilmesi, önem derecesi yüksek aksiyonlar olarak karşımıza
çıkmaktadır" dedi.
"Bu gelişmeye ek olarak önümüzdeki dönemde Türkiye'de katılım
bankacılığı alanında kamu kuruluşlarının yer almaya başlayacak olması
sektörü büyütmesini aynı zamanda ürün ve müşteri sayısını artırması
beklenmektedir" diyen Elhadef, özellikle İstanbul Finans Merkezi'nin
faaliyete geçmesi ile birlikte İslami Finans alanında da büyüme,
standardizasyon ve toplum algısı yönünde gelişme ve iyileşme
öngördüklerinin altını çizdi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.