E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
kapılar, açılan kapılar…
Karanlık bir koridorda tok yankılar bırakan postal sesleri…
“Ben böyle olacağını düşünmemiştim,” dedi kendi kendine.
“Böyle olacağını düşünmemiştim!”
Bir çatışma sonrası yaralanan bir subayın, (Yüzbaşı Yılmaz Varlık’ın) fiziksel yaraları iyileştirildikten sonra, ruhunda açılan derin yaraların tedavi edilmesi için gönderildiği İstanbul’daki askeri hastanede, geçmişiyle hesaplaşırken adım adım anti-militarizme yürüyüşünün hikâyesi “Her Savaş Bir Tanrı Öldürür”.
O hikâye içinde kahramanın çocukluğundan başlayıp, 12 Eylül 1980 darbesinin hemen ardından subaylığa adım atışına, subaylığının ilk yılında ise daha kendisi bir çocukken, yaşıtı gencecik bir fidanın darağacına çekilişine tanıklığına doğru yol alıyor, Her Savaş Bir tanrı Öldürür. Sonrasında Güneydoğu’da “savaşan” bir askere dönüşürken yaşadığı dehşete ve bu dehşeti içselleştirerek hayatının bir parçası haline getirmesine ortak ediyor bizleri...
Adeta bir üçüncü göz oluyor Her Savaş Bir Tanrı Öldürür. Yüzbaşı Yılmaz Varlık’ın onu asker yapan “Öğretmen!” babasıyla iç benliğinde hesaplaşmasına, eski sevdalısından af dilemenin yollarını ararken içine düştüğü dramatik savruluşa, geçmişiyle savaşırken kendisine yeniden bir hayat kurma çabasına şahitlik ettiğiniz bir çarpıcı bir öykü Her Savaş Bir tanrı Öldürür.
Romanını anlatırken Süleyman Akbulut şöyle diyor: “Sizin tarafınızdan ölenler az olduğunda da iyi bir şey değildir savaş! Ölenlerin çoğu karşı taraftan olduğu zaman da bir o kadar lanetli ve çirkin bir insan icadıdır. Onunla yüzleşmenin en yalın, yıkıcı ve can yakıcı şekli ise savaşı, savaşanların gözünden görmektir. İşte bunun için yazıldı bu kitap, hepimize ayna tutmak istercesine!”
“Neredeyse hepsi on sekiz-yirmi yaşlarında çocuklardı,” dedi Yılmaz. “Bizimkilerden, onlardan bir dolu çocuk… Hiçbirimiz bir şey yapamadık. Bir dağ başında karşılaşınca yapacak bir şey de kalmıyor zaten; iş işten geçmiş oluyor. Öldürmek zorundasın; ya sen onu, ya da o seni. Anlatsan, vatanın için öldürdün, diye avuturlar seni. Ama gelsinler ve bunu öldürdüğüm yirmi yaşındaki birinin cesedinin yarı açık gözlerine bakan vicdanıma anlatsınlar!”
Sandalye romanında, bir kaza sonucu “engelli” haline gelen bir gencin altüst olan hayatına odaklanan Süleyman Akbulut, bu kez bir askerin ölümle, öldürmekle giriştiği hesaplaşmaya tanıklık etmemizi sağlarken adeta üçüncü gözümüz oluyor Her Savaş Bir Tanrı Öldürür, bir insanın hayatıyla, bir toplumun tarihini bir araya getiren usta işi bir roman…
Yayınevi : Doğan Kitap
Sayfa sayısı : 444
Süleyman Akbulut, 1970’te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1988’de Hava Harp Okulu sınavlarını kazandı, deneme uçuşlarını tamamladıktan sonra birinci sınıfın başında Hava Har Okulu’ndan ayrıldı. Ekonometri ve kamu yönetimi alanlarında eğitim gördü. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde yükseköğrenim görürken, 5 Ekim 1991’de geçirdiği bir trafik kazası sonucu belden aşağısı felçli kaldı. Felcin ardından bir yıl rehabilitasyon amaçlı tedavi gördü. 1998 yılından sonra, engelliler konusunda faaliyet gösteren kuruluşların yönetimlerinde aktif görev aldı. Engellilerin haklarının kazanılması amacıyla yasal ve sosyal başvuru ve dava süreçlerini yürüttü. Yirmili yaşlarda yazdığı yazılarını Masalsı Yüzleşmeler isimli bir kitapta topladı. 2008 yılında Sandalye-Ben büyüyünce... mavi olacaktım isimli anı-roman türünde kitabı Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Halen, başta engelliler olmak üzere dezavantajlı gruplara yönelik ayrımcılığın önlenmesi ve haklarının kazanılması konusunda üniversitelere ve sosyal topluluklara yönelik seminerler veren Akbulut, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği genel başkanlığını yürütmekte.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsagundem.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsagundem.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsagundem.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsagundem.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (00:31)