Yeni bir halka arz: Pergamon Status

4 / 4

---

ŞU ANDA PERGAMON’UN İŞTİRAK ETTİĞİ YA DA ORTAK OLDUĞU BİR ŞİRKET YOK

-  İstanbul haricinde başka bir ofis olacak mı?

Jak Eskinazi: Şimdilik yok. Denizli’de bir dış ticaret sermaye şirketi var. Zaman zaman görüşüyoruz, “Bir çatı altına girerler mi?” diye. Çünkü küçük şirketlerin ayakta kalma şansları çok daha zor oluyor. Biz uygun fiyatlarda hizmet vermeye çalışıyoruz. İstanbul şart, Antep ve Denizli’de böyle bir potansiyel var. Bursa kendi yağında kavruluyor, orada pek bir şey yok. Biz şirketlere konfor verdik ve onlarda bu konforu ellerinden bırakmak istemiyorlar. Mali müşavir masrafları yok çünkü biz yükleniyoruz bunu.

-Pergamon’un iştirak ettiği ya da ortak olduğu bir şirket var mı?

Jak Eskinazi: Hayır, şu anda yok.

 - İleride başka halk arzlar olacak mı?

Jak Eskinazi: Aslında biz bu halka arz işini pek bilmiyoruz. Sağ olsunlar hocalarımız kuvvetli, onlardan feyiz almaya çalışıyoruz. En küçük şirketimiz bu. İki grup için de yarın, öbür gün, diğer şirketlerini halka açmak söz konusu olabilir, neden olmasın. Pergamon Status’ü halka açmak çok netti; stok yok, malvarlığı yok, bu yüzden kolay oldu. Öbür şirketleri açmanın bu kadar kolay olacağını sanmıyorum. Çünkü hepsinin mal varlıkları, stokları var, müşteri yapıları farklı. Bunda biraz pişelim de ondan sonra. Bu şirketi halka açmamızdaki en büyük neden kâr zaten…

- Halka açılma konusunda Borsa İstanbul’un bir daveti olduğunu söyleyebilir miyiz?

Jak Eskinazi: Tabi borsanın davetini çok net söyleyebiliriz.

BORSA TECRÜBEMİZ YOK AMA ŞİRKETİMİZİN ARKASINDAYIZ, HEP OLACAĞIZ

- Neden birincil piyasada halka arz etmek istiyorsunuz? Daha mı kolay, daha mı az maliyetli oluyor?

Jak Eskinazi: Şöyle söyleyeyim, 20 milyonluk yüklenim zorunluluğu sınırı var mevzuatta. Onun altında halka arzlarda talep toplama, yöntemi daha maliyetli kılıyor. Borsadan halka arz metodu hem pazarlama tekniği açısından, hem maliyet, hem işlem rahatlığı açısından daha rahat.

- Satılamayan kısımları kim yüklenecek?

Jak Eskinazi: Biz kendi şirketimizin arkasındayız. Öyle bir sıkıntımız yok Allah’a şükür.

- Borsaya gelişinizle nasıl bir fark yaratacağınızı düşünüyorsunuz?

Jak Eskinazi: Açıkça söylemek gerekirse borsa tecrübemiz yok ama şirketimizin arkasındayız; başarılı olması içinde hep arkasında olacağız. Amacı belli, hiç risk almayan banka gibi... Cironun 2 katını çok rahat yapabilecek, kârlılığı rahat 2 katına çıkarabilecek bir yapımız var zaten şu anda. İstanbul’da şube bile açmaya gerek yok.

En önemli şey bence temettü... Borsada kaç şirket temettü dağıtıyor? Çok düşük bir oran! Belki de bir çağ açmış oluruz. Biz zaten şöyle bir şey yapacağız; Şirketin geriye dönük temettü verimliliğini özellikle portföy yönetim şirketlerine halka arz öncesinde bildireceğiz. Bu, halka arz esnasında bir giriş sağlar mı çok emin değilim. Bazı bankaların emeklilik fonları var, çok kötü, üzülüyorum. SPK, başarısız olan fon yöneticisini görevden alma yetkisi getirdi. Başarı kriteri çok önemli, her şirketin uygulaması gerek. Sizin de çok dikkat etmeniz lazım basın olarak bu konuda. Bu konulara dikkat çekebilirsiniz.

HER GÜN FABRIKAYI AÇTIM, KAPATTIM, KIZIMA HİÇ VAKİT AYIRAMADIM

- Pergamon dışında İhracatçılar Birliğinde göreviniz sürüyor mu?

Jak Eskinazi: Ben İhracatçılar Birliği’ni bırakmadım, Başkan Yardımcılığım devam ediyor tekstilde. TİM’de meclis üyeliğinden ileri gidemedim işlerim çok olduğundan. Bir iki vakıfta, teknopark’ta üyeliğim var. Kendime vakit ayıramıyorum. Biliyorsunuz, kız çocukları babalarının aşığıdır. Bir gün kızıma, “Sen anneni daha çok seviyorsun” dedim. “Ya baba… Ben doğdum, sen yoktun. Ben okula başladım, sen yoktun. Hafta sonları ‘baban çok yorgun dinlensin’ denildi.  Büyüdüm, sen hala yoksun. Seni sevmeye vaktim mi oldu?” diye cevap verdi. Şimdi vaktimi, ilgimi torunuma veriyorum. Kızıma babalık görevimi yapamadım şimdi torunuma babalık, dedelik görevimi yapıyorum. Hiç vakit ayıramadım çocuğuma. Ben gider fabrika açardım, akşamları kapatırdım ki bu çok zor bir şeydi 95’lere kadar.

- Artık kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz, iş dışında nelerle meşgul oluyorsunuz?

Jak Eskinazi: Spor yapamıyorum çünkü liflerim kopuk. 6 metreden havuzun üzerine düştüm inşaatta. İyi spor  yapardım ama şimdi şu an yürüyüşle yetiniyorum. Denizi seviyorum; bizim bütün ortaklar denizci. Yemekli ayda bir toplanıyoruz tüm ortaklar. Hepsinin tekneleri var ama öyle lüks değil. Hatta bir ortağımız var teknesini kendi yapmaya çalışıyordu…

- Murat bey sizin başka uğraştığınız bir şey var mı?

Murat San: Her sabah yürüyüş yapıyorum. Hafta sonları hava şartları el verirse yelkenliyle çıkıyorum. Ayrıca kömür türevleri işlediğimiz bir fabrikanın yöneticiliğini yapıyorum.

Jak Eskinazi: Murat Bey İzmir Kordon’da en hızlı yürüyen insan olarak meşhurdur. Ayakları büyük olduğu için jet gibi. Kimse ona yetişemez.