Yeni bir halka arz: Pergamon Status

1 / 4

---

MURAT DEMİRBAĞ – BORSAGUNDEM.COM / İZMİR

Birincil piyasaya geliyorlar. Temettüde fark yaratacakları iddiasıyla, her yıl kar güvencesiyle, 2 kat ciro garantisiyle… Rüzgarlar fora,  İzmirli bir ‘dış ticaret’ Ege’den Marmara’ya yelken açıyor..

Genç bir şirketin, kısa sürede yakaladığı başarıya, bıraktığı izlere bakarsanız, Ege’nin ünlü bir holdingi ile bölgenin İhracatçılar Birliği Başkanı’nın işbirliği hem tarih hem de talih olmuş…” düşüncesiyle anlı şanlı İzmir’in havasını içime derin derin çekiyorum. Kordon’dayım, yürüyorum. Hava nefis, halk güzel, manzara etkileyici. Tam bir zeybek masalı, insanın oynayası geliyor. Uçağımız Adnan Menderes’e tekerlek değdirirken kuşbakışı hissettiğim heyecan, yerde coşkuya dönmüş durumda.  Büyük Taarruz’un ilk hedefi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e iki ‘cihan’da ihracat kenti, Türkiye’nin ilk İktisat Kongresi’nin adresi İzmir’de, bu günlerde Meltem yerine Borsa esiyor. İşte o rüzgâr beni Alsancak’a itiyor… 

Pergamon Status Dış Ticaret Şirketi’nin merkezindeyim. Bir iş hanının geniş bir ofis katı burası. Jak Eskinazi, Yönetim Kurulu Başkan. Belki de her şeyi. Ama aynı zamanda Status tarafından ortağı. Murat San, Genel Müdür. İki yetkili ve etkili ismin konukluğunda oturuyoruz toplantı odasında. Şirket metrekare hesabı çok büyük değil belki ama personel, dökülen ter ve emek olarak ‘büyük’ hissini veriyor.  Mali denetimle, gümrük işlerini yöneten gruplar ayrı. Deneyimli, geçmişi başarılı çalışan ordusu, Jak Bey’in gururu. Kadro geniş ve maliyetli, demek ki işler iyi. Müşterilerini değişen yasa, tüzük karşısında her an uyanık tuttuklarından övünçle bahseden Eskinazi iş temposunu anlatırken, sahada yürütülen, mevzuatla yönetilen işlerin ‘ekip lideri’ olarak Murat San’ın yüzü gülüyor.

 Ağırlıklı İzmir’de konfeksiyon alanında yükselen Pergamon’un İstanbul’da kimi kimsesi yok. Zaten ‘İstinye kalesi’ne girişin önemli bir gerekçesi de İstanbul’un ‘fethi’. Tıpkı Fatih gibi…  “İstanbul’da güvenilir ve tanınan bir firma olmak istiyoruz” diyen Jak Bey’in sözlerinde çarpıcı bir ayrıntı yatıyor; özel bir statüyle Şirket’e vergi dairesinden nakit iadelerinde çok özel kolaylıklar sağlandığı ortaya çıkıyor. Eskinazi,  “Üstelik teşviklerde daha büyük yatırımlar için ideal şirket oluyorsunuz” diyor.

Listeyi inceliyorum; Pergamon Status, Türkiye liginde Dış Ticaret’te 14. sırada. Önde giden rakiplerinden 6’sı Koç Grubu şirketi. Bir rakip de TGS. 15’ten itibaren diğerleri açık ara geride.

Jak Eskinazi’yi ses ve görüntü testinden geçirmek gerekirse, ‘Ten Points’ veriyorum. Kıyafet bir İzmir centilmeni; renk, ton, ‘iç’ seçim harika. Mendil kıvamında. Saçlarındaki ak, tecrübenin işareti. Güçlü bir tonda konuşuyor. Güven yayıyor. Bir şeyleri saklama, gizleme heveslisi değil.  Bu yüzden Grubun, “Stok yok, mal varlığı yok” dediği en küçük şirketinin halka açılacağını söylemesi dikkat çekici.  Özsermayesi, dağıtılmamış yedek akçelerle 7 milyon TL'nin üzerinde olan bir şirket için “Sermaye artırımını düşünüp halka açılma kararı aldık” demesi bu yüzden önemli.

Sohbet sürüyor. Evet, onlar İstanbul’a yabancı ama İstanbul da onları tanımıyor. Riski sevmeyen bir Şirket olduklarının altını ısrarla çizen Eskinazi yatırımcıya yeni bir lezzetin ipuçlarını verse de asıl ‘büyük lokma’ temettü. Murat San’ın, “Bu şirket bugüne kadar her sene kâr dağıttı” sözünü duyunca tasarruf sahipleri adına merak ediyorum, “Peki,  önümüzdeki seneler de dağıtacak mı?” Soruyorum. Ve bomba: “Yatırımcı için temettü verecek bir şirket borsaya geliyor inşallah…” Sesin sahibine dönüyorum. Eskinâzi devrede: “Borsaya değişik bir kağıt geliyor. Bizim gelir kaynağımız ihracat cirosundan aldığımız komisyon. Türkiye’de ihracat arttıkça gelirlerimiz sürekli artıyor. Zarar ettiğimiz bir sene hiç olmadı. Cironun 2 katını çok rahat yapabilecek, kârlılığı rahat 2 katına çıkarabilecek bir yapımız var zaten… “

Gözümün önüne borsanın batakları geliyor. Hani yatırımcısına hayaller satan, ayak oyunlarıyla kasadan paraları kaçıran, temettüyü hiç göstermeyen, ‘hep zarar hep zarar’ diyen şirketleri düşününce ben de “İnşallah” diyorum. Tabi, içimden!

Peki, birincil piyasaya gelecek olan Şirketin ne kadarı halka arz edilecek, halka arzdan sonra ortaklar hisse satacak mı? İki kritik soruma verdikleri yanıt net: “Yüzde 33’ünü halka arz edeceğiz. Ortak satışı için şimdilik öyle bir şey yok. Böyle bir şeye zaten ihtiyacımız yok… “

Jak Eskinazi, hisse fiyatının tam olarak belli olmasa da 7,5 - 8,5 lira civarında olacağını söylerken, Şirket’in halk arz organizasyonunu yürüten A1 Capital’in yatırımcılar adına yaptığı ‘baskı’yı da şöyle anlatıyor:  “Ben halka arz fiyatının daha yüksek olacağını düşünüyordum ancak  A1 Capitalciler, ‘Kar marjı tanıyın, hisse alan yatırımcılar biraz kar etsin’ dediler.”

Sohbetin koyu bölümü sona eriyor. Veda zamanı geliyor. Toparlanmaya başlıyorum. Jak Bey, “Nereye daha karpuz keseceğiz” tadında. Bizi bir anısıyla göndermek istiyor. İşte o an işkolik yönü su yüzüne çıkıyor. Halen Şirket yönetimi dışında, İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcısı,  TİM Meclis Üyesi, bazı vakıf ve teknoparkların da üyesi olduğunu ifade ederken sözü kızına getiriyor. Bir anda duygusallaşıyor. Adeta günah çıkarıyor: “Kızıma bir gün ‘Sen en çok anneni seviyorsun’ dedim. Bana, ‘Baba ben büyürken sen neredeydin, hiç yanımda olmadın ki, hep işin vardı” diye cevap verdi. Şimdi kızımdan esirgediğim sevgiyi, ilgiyi torunuma veriyorum.”

Öyle diyor ama iş dışında artık sadece torunla yetinmediği de anlaşılıyor. Bir kaza sonucu spordan uzaklaşsa da, Murat Bey gibi denize, yelkene yakınlaşmış.  İki eski ‘ihracatçı, denizci’, yeni  ‘borsacı’lara ‘hoşça kal’ derken, Patron’un yine muzipliği tutuyor: “Siz bilmezseniz, Murat Bey Kordon’un en ünlü yürüyüşçüsüdür. Ayakları çok büyük olduğu için hızına kimse yetişemez…”

Merakla girdiğim binadan, gülerek uğurlanıyorum. “Darısı yatırımcıların başına” diyorum.

Sizi Borsa İstanbul’un müstakbel bir aktörüyle tanıştırıyorum. İşte en yetkili isimlerden Pergamon Status…