'SPK bize eğitim versin'

2 / 6

---

BorsaGündem: SPK, 2010 yılında yeni bir ‘Beyaz Sayfa’ açmak adına tüm yasakları kaldırdı. Bugün ise Sermaye Piyasaları’nda kurallar yeniden yazılıyor ve 30 yıllık yasa değişiyor. Siz de bir dilekçe yazarak daha temiz bir sayfa için yasakların yanı sıra suç duyurusunun da geri çekilmesini istiyorsunuz ve bazı taahhütlerde bulunuyorsunuz. Nedir beklentiniz?
Bahadır Karlıdağ: Ben şahsen Sermaye Piyasaları’na girdiğim zaman Sermaye Piyasası Kanunu olduğunu bile bilmiyordum. Sonradan öğrendim Sermaye Piyasası Kurulu diye bir kurum olduğunu, kimse de bilgilendirmemişti. Böyle bir bilgilendirme sistemi de yoktu 1990’larda. Elden hisse senetleri satılıyordu Karaköy’de, gidip elden alıp satıyorduk. Sahte Çukurovalar basılıyordu, böyle bir sürü olaylar yaşandı. O zamanlar gençtik, daha bilinçsizdik. Belki eğitim seviyemiz normalin üstündeydi ama o bilgileri alacağımız internet ya da bilgisayar sistemleri de yoktu. Sonradan yavaş yavaş mevzuatı gördük, öğrendik. O dönemlerde mevzuatı bilmeyerek hatalar yaptık.
O DÖNEMDE O İŞLEMLERİN ÇETE OLDUĞUNU KİMSE BİLEMEZDİ
BorsaGündem: Ama siz 90’lı yılların başından bahsediyorsunuz o zaman siz hiç yasak almamıştınız ki! 
Bahadır Karlıdağ: Olur mu, ben ilk yasağı Alternatif bank hisselerinden dolayı aldım. Ben ilk defa Sermaye Piyasası Kurulu olduğunu o zaman öğrendim. Yıl 1994 ve ben ilk defa o zaman yasak aldım. İdare Mahkemesi’ne başvurdum ve Sermaye Piyasası’nın koyduğu yasağı ilk defa ben kaldırttım. Bunu Danıştay da onayladı ve yasağım mahkeme kararıyla kalktı. Ondan sonra sıkıntılarımız devam etti. Mevzuatı, tanımları, tarifleri, neyin suç neyin suç olmadığını bilmiyorduk. Kuralları konmamış bir Sermaye Piyasası içerisinde bu tarz işlemler devam etti. Ne zaman ki iletişim sistemi gelişti, broker’lık sistemleri kalktı, bazı şeyleri daha iyi kavramaya, daha iyi görmeye başladık.
Ancak 2-3 arkadaşın konuşarak ya da 50 kişinin aynı seans salonunda oturarak işlem yaptığı bir yerde birisinin aldığı hisseyi diğerlerinin de sürü psikolojisiyle almasını engelleyemezsiniz, çünkü aynı broker’a emir veriliyordu. O
dönemde insanların örgüt veya oradaki o işlemlerden çete olduğunu bilmesi mümkün değildi. Dolayısıyla bunlarla ilgili bir takım sıkıntı ve suçlamalar yaşadık. Davalara girdik. Bu mahkemelerin hiçbirinden bir suç çıkmadı, herhangi bir mahrumiyet kararı almadık. Son yıllara gelmek gerekirse internetin de gelişmesiyle herkes istediği mevzuata ulaşabiliyor.
Son dönemde Sermaye Piyasası mevzuatta bir takım değişiklikler ve iyileştirmelere gitti. Çünkü insanlar manipülasyonla spekülasyon arasındaki farkı ayırt edemiyorlardı. Kavramlar ve tanımlar üzerinde yoğunlaşıldı. Sermaye Piyasası Kurulu da en son bu tanımların daha önceden yapılmamış olduğunu, bu tanımlarım önümüzdeki dönemde daha net olarak belirleyeceğini açıkladı. Beyaz bir sayfanın açılacağı beyan edildi; yasaklar kalkacak ve davalar bitecekti. Ama iddianameler ve davalar devam etti. İnsanlar kendilerinden korkar oldular. Bırakın korkmayı, iki kişi yan yana gelip konuşurken bile cep telefonlarını ceplerine sokar oldular. Bu da piyasaların işlem hacmine ister istemez yansıdı.
Benim düşüncem tanımı yapılmamış bir suçtan insanları suçlamaktan nasıl yasakları kaldırdıysanız, kaldırma sebebiniz de manipülasyonun tanımının yapılmamış olmasıydı. Bu, tanımı yapılmamış bir konuda en azından ‘yasaklarınızı geri çekiyoruz’du. Aynı şekilde davalardan da vazgeçilip insanlara yeni Sermaye Piyasası Kanunu okutulup manipülasyon net bir şekilde anlatılırsa, bundan sonra hata yapma oranları çok daha aza düşecektir.