Piyasa uzmanları gelişmeleri yorumladı

2 / 4

---

ALB Forex’ten Enver Erkan, Başbakan Davutoğlu’nun “Koalisyon yok” konuşması sonrası piyasaları Borsagundem.com’a yorumladı:

Başbakan Davutoğlu bugün bir araya geldiği CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile 1.5 saatlik görüşme sonrası yaptığı açıklamada CHP ile bir koalisyon ihtimalinin olmadığını söyledi. Davutoğlu, MHP ile bir görüşme daha yapabileceklerini ama en büyük ihtimalin erken seçim olduğunu ifade etti. Görüşme bitiminde kulislere sızan “Koalisyon yok” sözleri piyasalarda deprem havası yarattı. Borsa çöktü, dolar fırladı. Peki, şimdi Başbakan’ın koalisyon hükümetine kapıları kapatan konuşmasının ardından piyasalarda neler olacak? ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan piyasaları Borsagundem.com için yorumladı. İşte o çarpıcı görüş:
 
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DEĞİŞİK BİR TAKVİM İŞLEYECEK

"Piyasaların en istemediği senaryo gerçekleşti. Olması en olası olan AK Parti – CHP koalisyon formülünün masadan kalkmasıyla beraber, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da açıklamaları çerçevesinde erken secim en yüksek ihtimale sahip olan senaryo haline geldi. Bu da, önümüzdeki süreçte çok değişik bir takvimin isleyeceği anlamına geliyor. 23 Ağustos, hükumetin kurulması için gerekli olan 45 günün bitiş tarihi. Bu tarihe kadar ne gibi gelişmeler olacağı elbette izlenecektir, ancak verilen sinyaller itibariyle AK Parti ve MHP arasındaki bir koalisyonun da düşük ihtimalli olduğu görülüyor. Elbette erken seçim kararının Meclis veya Cumhurbaşkanı tarafından alınması, erken seçimin Kasım’da veya daha ileri bir tarihte olması olasılıkları da değerlendirilmelidir. 
Türkiye hali hazırda bir seçim sürecine girmek üzeredir. Bu da mevcut durum içinde en büyük kırılganlık faktörüdür. Çünkü hükümetin kurulamamasıyla beraber, Türkiye ekonomisine ilişkin birçok soru cevapsız, birçok sorun da kısa ve orta vade için çözümsüz kalmıştır. Açıkçası piyasalarda da kısa vade için de olsa olumlu fiyatlamalar sağlayabilecek tek unsur da koalisyon hükümetinin kurulmasıydı.
Tabii ki bu durum Türkiye ekonomisine yönelik güven unsuru üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı gibi, hali hazırda yüksek seyreden ülke risk priminde siyasi kaynaklı olarak yukarı yönlü bir hareketlenme yaratacaktır. Hali hazırda 5 yıllık CDS’ler güvenlik riskleri nedeniyle çok yüksektir, ancak varlık fiyatları içerisine bu durum tam olarak girmiş değildir. Erken seçim riskiyle beraber diğer birçok riskin de aktif hale gelmesi durumu söz konusu olabilir. Borçlanma araçları piyasasında çok önemli yabancı satışı olduğunu biliyoruz, bu durumun hisse senedi piyasasına yansımalarını da görebiliriz. Endeks açısından 75.000 aşağısında kalıcılık ilk etapta 70.000’e doğru olacak bir baskıyı beraberinde getirebilir, kurda ise 2.80 eşiği üzerinde kalıcılıkla beraber yeni rekorlar görmemiz mümkün olur. Dış şoklara karşı duyarlılık çerçevesinde 2.90 – 3.00 gibi seviyeleri değerlendirmemiz de gerekebilir. Tahvil kısmında hareketler çok sığ kalmıştı, ancak risk primindeki yükseliş piyasa faizlerini de daha yukarılara çekebilir. Burada ilk olası aralık gösterge tahvil faizinde yüzde 10.00 – 10.50 olarak görünmektedir.
Türkiye çok kritik bir döneme siyasi belirsizlikle girmek üzeredir, kırılganlığı artırıcı bu etmen, Fed ve Çin kaynaklı risklere karşı duyarlılığı artıracaktır. Fed’in kapıda olan faiz artırımını düşünecek olursak Eylül – Ekim döneminde Türkiye’den sermaye çıkışı olması gerekenden daha fazla olabilir. Çünkü Türkiye dış risklere karşı gardını alamadığı gibi, bir de politik belirsizlik ekseninde kalacaktır."