Merve Hande Akmehmet Borsa Gündem’e konuştu

4 / 11

---

BÜYÜK MONTANLI PARA HAREKETLERİNE ŞAHİT OLUYORUZ

-Ekonomi içinde sizin en çok ilgilendiğiniz, keyif aldığınız alan hangisi?

Merve Hande Akmehmet: Politikal ekonomi. Değer biçebilmek üzerine kurulmuştur. Örneğin yeni bir yasa tasarısının toplumun tamamına veya belli kesimlerine fayda veya zararlarını nasıl ölçersiniz? Ölçmelisiniz ki, toplum adına daha adaletli ya da fayda sağlamak istediğiniz alana ya da gruba yönelik ekonomik hamleler yaptığınızdan emin olun. Politikal ekonomi mantığında ekonomik kaynakların yeniden dağıtılması yer alır. Örneğin Amerika’da Cumhuriyetçiler ve Demokratlar’ın üzerinde durmaksızın tartıştıkları bütçe konusu, politikal ekonominin konusudur. Vergi dağılımı, kalkınma programları, ne kadar sürede toplumun hangi kesimine fayda sağlayabilir, bunu ölçüp tartmanın sanatıdır. 

-Bir ekonomistin yaklaşımı ile piyasanın yaklaşımı arasında fark var mıdır? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Merve Hande Akmehmet: Fark büyük…Öncelikle zaman kavramları hakikaten çok farklı. Benim için bir ekonomist gözünden “orta-uzun vade” demek, ortalama 3-10 yıllık bir zaman dilimi demektir. Piyasacı arkadaşlarımız için orta vade önümüzdeki ay olabilir… Şu anki işimde Bloomberg HT’de bu iki şapkayı sentezleyerek yorum yapmaya çalışmak, benim de üzerinde hergün çalıştığım bir konu, çünkü makroekonomik gelişmeler ekonomileri temelden hareket ettiren gerekçeler, ancak anlık/ haftalık/ aylık sermaye hareketleri de bu işin çok önemli bir parçası. Bu iki dünyayı bir araya getiremezseniz, resim kesinlikle eksik kalır. 

-Günümüzde Avrupa ve Amerikan merkez bankalarının gelişmekte olan piyasalara etkileri nedir? Sizce Türkiye bu etkinin neresinde?

Merve Hande Akmehmet: Aslında çok basit. Bunu ‘sihirbaz işi’ diyerek özetleyebiliriz. Büyük montanlı para hareketlerine şahit oluyoruz. Bu hareketlerin aktörleri küresel merkez bankaları, ve yatırımcılar. Paranın el değiştirmesi bu hareketin temelindeki dinamik.Ortada tartışılan büyük montanlı sermayenin el değiştirmesi oldukça, katmadeğer katan politikalar uygulanmadıkça, ben bu devirdaim mekanizmasının Türkiye’ye reel bir katmadeğer getirmesini beklemiyorum. Bu yüzden ‘sihir’ diyorum çünkü, sermaye geldiği gibi gittiğinde, elimizde elde tutulur birşey kalmayacak. Üstüne üstük, gelir dağılımı dinamiklerimiz de bozulma gösterebilecek