İşte Dolar’ın taptığı Türk

3 / 5

---

İLK İŞİM LENS FİRMASIYDI
-Yeşil Grup olarak ne yapmak istiyorsunuz hedeflerinizi neler?
Yeşil: Ben 5 yıl öncesine kadar hep ABD’de iş yapıyordum. Daha önce ilk işimde bir lens distribütörlük firmam vardı. Lens Express isimli kontakt lens dağıtım firmasını halka açtık ve sonra da sattık. Nasdaq Borsası’nda ABD’deki dünyanın en büyük lens şirketi bu. Üniversite son sınıftayken kurduğum ilk şirketti.
-Hangi yıl kurmuştunuz bu şirketi?
Yeşil: 1986 yılında aradan 26 yıl geçtikten sonra hala bu şirket ayakta ve faaliyetine devam ediyor. ABD’nin en büyük lens şirketi olarak faaliyetine devam ediyor.
-Siz kaç yaşındaydınız?
Yeşil: 23 yaşında kurdum ben bu şirketi. Sonra 1994 yılında Telekom sektöründe yatırımlara başladım.
ABD BORSASINDAKİ İKİNCİ TÜRK
-Yine ABD’de de mi?
Yeşil: Evet beni babam Amerika’ya gönderdi, “Git orada eğitimini tamamla, gel Yeşil Kundura’nın başına geç” dedi. Ben gittim, okudum ettim, geri dönmedim. Yeşil Kundura’nın başına da geçmedim. Orada lens işini kurdum. Sonra da Telekom’da yatırımlara başladım. WorldQuest (WQN) Networks’ün yüzde 80'ini satın alarak Amerikan borsalarında Turkcell’den sonra hisseleri kote olan ikinci Türk unvanını da elde ettim.
-Lens yatırımı nereden aklınıza geldi?
Yeşil: Bir arkadaşım tavsiye etti. Onunla beraber ortak olduk ve tesadüf oldu iyi para kazandık.
-Ne kadar para kazandınız?
Yeşil: 40 milyon dolara sattık. O çok iyi paraydı. Bu arada Telekom işine girmiştim, o iş hala devam ediyor. 4 firmam var Amerika’da, bir tanesi Kanada’da halka açık. Telekom sektöründe yatırımlarımız devam ediyor.
-ABD’de büyük paralar kazanırken neden Türkiye’ye dönme kararı aldınız?
Yeşil: 2006 yılında baktım Türkiye’ye, dönme zamanı geldiğini gördüm. Tayyip Bey’in ikinci kez iktidar olmasından sonra Türkiye’nin AB sürecinde gaza basacağını ve çok iyi bir noktaya geleceğini düşündüğüm için Türkiye’ye geldim. Zaten bütün yabancılar da bunu görüyor ve artık dünyanın Türkiye’ye bakışı değişiyor. Ben 17 yaşında Amerika’ya gittim 2006 yılında döndüm neredeyse 30 yılım Amerika’da geçti, ama Türkiye’deki fırsatları görünce geldim. Aslında ben de Türk asıllı bir yabancı yatırımcı gibiyim.
2006’da geldikten sonra “Ne iş yapabilirim?” diye araştırmaya başladım. Bizim işimiz ayakkabı, baba mesleğimiz ayakkabıcılık. Başka da bir iş yapmamış babam. Ama ben iki farklı sektör seçtim kendime. Biri enerji, diğeri de inşaat. Türkiye’de bu sektörlerin önünün açık olduğunu gördüm. Ben zaten Türkiye’deki şirketleri anlamakta zorlanıyorum. Bazı gruplar, şirketler, 50 farklı alanda faaliyet gösteriyor. Bunun başarılı olacağına inanmıyorum. Ben spesifik sektörlerde kalmak istiyorum. İnşaat ve enerjide büyümek istiyorum. Amerika’da Telekom işindeyim bir de Yeşil Kundura var ki, o da zaten baba yadigarı. Yeşil Kundura ismini yaşatmak istiyorum, yoksa ‘ayakkabı sektöründe yeni yatırımlar yapalım büyüyelim’ diye bir kaygım yok. Bu sektörün iyi ve karlı olduğunu düşünmüyorum. Baba yadigarı olduğu için yaşatıyoruz. Yarın birisi gelse, “Altın yumurtlayan tavuklarım var, gel tavuk çiftliği kuralım” dese hiç dinlemem bile. Ben sadece inşaat ve enerji sektörüne odaklanmış konumdayım.