Ana SayfaPiyasaİşte borsa ve dolarda iki hedef beklenti---

İşte borsa ve dolarda iki hedef beklenti

2 / 3
İşte borsa ve dolarda iki hedef beklenti
08 Nisan 2018 - 11:13 www.borsagundem.com

ENDEKSİN 120 BİN BANDINA GİTME İSTEĞİ ARTABİLİR

ENVER ERKAN – GCM / ARAŞTIRMA UZMANI

USDTRY

Gelişen ülke para birimlerinin ABD Dolar’ı karşısındaki performansı içerisinde TL’nin güçlü bir profil oluşturamaması dikkat çekmektedir. TL’nin negatif bir ayrışım içerisinde olmasının nedenleri aslında geniş perspektifte kırılganlık katsayısını artıran nedenlerden ileri gelmektedir. Cari açık, yüksek enflasyon gibi etmenler geniş resimde halen etkili ve aslına bakıldığı zaman dış kaynaklı haber akışlarından veya küresel risk iştahındaki oynamalardan da etkilenme katsayısı yüksek olmaktadır. 3,99’dan sonra Trump ve Çin kaynaklı ticaret endişelerinin piyasa çalkantısı yaratması ile piyasalarda da çalkantılar oluşuyor ve TL gibi gelişen ülke varlıkları bundan olumsuz etkileniyor. Enflasyon önemli bir etmen, halen yüksek ve gerçekleşen son enflasyon verileri 25 Nisan’da Merkez Bankası’na ilişkin ne negatif ne de pozitif yönde bir faiz aksiyonu beklentisi oluşturmuyor. Nominal faizde değişiklik olmaması, enflasyon düşürülemediği sürece reel faizimizin rekabetçi seviyelerden uzaklaşmasına ve carry trade avantajının yitirilmesine neden oluyor. Diğer gelişen ülkelerin merkez bankaları faiz indiriyor, ancak onlar enflasyonda düşüş sağladıkları için bu hareket alanına sahipler. 25 Nisan’da PPK toplantısı, 30 Nisan’da da Enflasyon Raporu sunumu var bunlar Merkez açısından kritik tarihler… 

Bu noktada da ticaret savaşları da, ABD makro verileri de, Fed beklentileri de bunun gibi diğer etmenler de Türk varlıklarında negatif ayrışımlara neden olabilir. Sonuç olarak bu faktörlerin içinde cari açığı da vardır, enflasyonu da vardır, risk primi (CDS) de vardır. Tahvildeki durum da çok olumlu değil, borçlanma maliyetlerinin yükselme eğilimini koruması önemli bir etmen. Bu açıdan bakıldığında, para politikası etkileyebilecek her türlü haber akışının da piyasada yansımasının olmasını normal karşılamak gerekir. Sn. Mehmet Şimşek’e yönelik istifa haberleri de elbette bu noktada endişe unsuru oldu, ancak yapılan güncel açıklamalar şimdilik bu endişeleri kovuşturdu. Sn. Cumhurbaşkanı’nın faiz eleştirileri de zaten hep vardı, bu da bizim için yeni değil. Kurda aşağı gelmek konusunda bir isteksizlik görünüyor. Genel beklentimiz kurun yıl içinde 4,20-4,30 aralığına ulaşması yönünde. Altta 4 TL psikolojik bandı üzerinde durulduğu sürece yukarı hareketler ağırlıkta olacaktır ve kurun aşağı yöne doğru eğilim göstermesi zorlaşacaktır. Daha yakın vadede ise 4,0825 seviyesini direnç olarak görebiliriz, onun üzerinde ise artan bir eğilim söz konusu olabilir. 

İçeride bu hafta cari açık verisi açıklanıyor. Geçen yıla göre yüksek olan ortalama kur seviyeleri ve petrol fiyatlarındaki artışın, bunun yanında artan altın ithalatının dış ticaret açığındaki artışta etkili olması görüşümüz ile beraber biz aylık bazda 6 milyar USD tutarında bir cari açık gelebileceğini düşünüyoruz. 

ABD’de Mart ayı TÜFE verileri 11 Nisan Çarşamba günü TSİ 15.30’da açıklanacak. Fed tabii ki, tek bir veriye bakarak politika şekillendirmiyor ancak verilerin oluşturduğu paket açısından enflasyonun önemi son dönemde biraz daha artmış durumda. Büyümenin var olduğu ve istihdam seviyelerinin tatmin edici düzeye ulaştığı ABD ekonomisi açısından, hedeflerin altında kalmaya devam eden enflasyon göstergeleri, ekonominin iyileşmesi kapsamında son derece kritik öneme sahip. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Fed’in politika sıkılaştırmasının ivmesini artırmak ve faizleri yükseltmek konusunda en çok kanıt görmek isteyeceği enflasyon tarafındaki gerçekleşmeleri yakından izleyeceğiz. Bir diğer önemli gelişme olarak da hafta ortasında Fed’in Mart ayı toplantısının tutanaklarını izleyeceğiz. 

FAİZ VE BORSA 

Faizler konusunda söyleyebileceğimiz; bir tarafta enflasyon endişelerinin sürmesi, bir yanda da yerel basında faizler ve ekonomi politikalarına yönelik haber akışlarının bir etki yarattığını söylemek mümkün. Bunun yanında Trump ve Çin arasındaki gümrük tarifeleri haberlerinin ve küresel ticarete ilişkilerin ayyuka çıkması genel anlamda riskli varlıklar üzerinde baskı yaptı, bu süreçte de gelişen ülke varlıklarına daha temkinli yaklaşıldı. Faizlerin bu denli yüksek seviyelerde olmasının elbette ekonomik nedenleri var. Bu belirsizlik kaynaklı olarak oluşan risk priminden de kaynaklanabilir, enflasyon beklentilerinin yüksek olmasından dolayı garantiye alınmak istenen getiri miktarından dolayı da olabilir, kamu kesimi borçlanma gereğinin fazlalığından da olabilir. Mesela kur oynaklığı; hem belirsizlik kaynağı, yani risk primini artıran bir durum hem de ekonomimizin yapısı itibariyle enflasyona direkt etkisi bakımından enflasyon beklentilerini de yükseltiyor. Nominal faizde değişiklik olmaması, enflasyon düşürülemediği sürece reel faizimizin rekabetçi seviyelerden uzaklaşmasına ve carry trade avantajının yitirilmesine neden oluyor. Diğer gelişen ülkelerin merkez bankaları faiz indiriyor, ancak onlar enflasyonda düşüş sağladıkları için bu hareket alanına sahipler. Sonuç olarak bu faktörlerin içinde cari açığı da vardır, enflasyonu da vardır, risk primi (CDS) de vardır. Tahvildeki durum çok olumlu değil, borçlanma maliyetlerinin yükselme eğilimini koruması önemli bir etmen. Bu açıdan bakıldığında, para politikası etkileyebilecek her türlü haber akışının da piyasada yansımasının olmasını normal karşılamak gerekir. Bu noktada faiz açısından göstergede %14-15 bandı içindeki seyir beklentimizi koruyoruz. 

Endeks ise ilk 4 ayda yaşanabilecek her türlü olumsuzluk; jeopolitik riskler, enflasyon, Mehmet Şimşek için istifa söylentileri, Trump’ın acayiplikleri, küresel Merkez Bankaları faiz artırım spekülasyonları gibi, yaşanmasına rağmen bir şekilde yukarıda kalmayı başarıyor. Bir taraftan kur ve faiz tarafındaki yukarı doğru baskı endeksin hareketlerini limitlerken, bu yönde biz tahvil faizi tarafına daha çok bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü USDTRY 3,80’lerden yükseldi, 4,10’a yakınsar bir hal aldı. USD bazında endeks zaten %35 iskontoluydu, daha çok iskonto sunmaya başladı. İlk çeyrekte endekse yatırım yapan bir şey kazanmadı, ancak ikinci çeyrekte çok olumsuz tarafta kaldığını düşünen yabancı, satın alıma başlayabilir. 115 bin üzerine yerleşmesi muhtemel endeks hareketlerinin geniş perspektifte yukarı gitme eğiliminin korunmasını bekleriz. 115.300 ve 115.900 yukarı hareketin momentum kazanması için önemli olabilecek direnç seviyeleri; haftalık bazda da 116.400 üzerinde endeksin 118 – 120 bin bandına gitme isteği artabilir. 114.400 ve 113.900 bu noktada aşağı riskleri artıracak seviyelerdir, 112.500 ise uzun vadeden getirilen hisse pozisyonları için zarar kes noktası olarak ele alınabilir. 

EUR 

EUR açısından, bir tarafta Avrupa kanadında hem Almanya’nın enflasyon verilerini, hem de ECB’nin tutanaklarını izleyecekken, asıl haftanın stratejisi Trump siyaseti ekseninde zayıf USD temasının devam edip etmeyeceği yönündedir. Bu açıdan bakıldığında EUR açısından da yukarı yönlü hareket eğilimi, eğer Trump yine USD üzerinde baskı kurmaya devam ederse 1,22 – 1,23 bantlarında pariteyi tutan gizli el devam edebilir. Teknik açıdan değerlendirdiğimizde ise; EURUSD paritesi 10 Nisan 2017 tarihinden itibaren etkisini hissettirdiği yükseliş trendini son süreçte oluşan hareketlerle birlikte sonlandırdı. Bu sebeple de pariteye ilişkin yeni beklenti, 1,2360 – 1,2450 bölgesi altında yeni negatif görünümüne devam etmesi şeklindedir. Bu süreçte Dolar endeksinin negatif trendinin gündemde yer aldığı 90,74 bariyerine göre vereceği reaksiyon da EURUSD paritesinin tekrar sonlandırdığı trende geri dönüp dönmeyeceğine yönelik 1,2090 – 1,2185 bölgesinde vereceği karar için önem arz etmektedir. 

Altın: İnişli çıkışlı grafik çizen altında ise, bir tarafta ABD TÜFE verilerinin USD temasını güçlendirip güçlendirmeyeceği, bir taraftan da ticaret savaşlarının piyasalar üzerinde ne kadar etkili olacağı önemli bir hal almış durumdadır. Trump’ın son tarife açıklaması piyasaların haftanın son işlem gününde bir olumsuzluk içerisinde olmasına ve altın gibi risk barometrelerinin yükselmesine neden olmuştu. Kıymetli madene yönelik daha net hareketler için 1301 – 1357 bandı dışındaki kalıcı hareketlere ihtiyaç vardır. Yeni hafta görünümünde Ons Altın fiyatı kanalın alt noktası 1301 – 1316 bölgesine göre kanal içi pozitif mi yoksa kanal dışı negatif fiyatlama mı sorusuna cevap vermek isteyebilir. 

BRENT VE WTI PETROL 

Hafta başında Rusya ve ABD üretimindeki yüksek seyrin yanı sıra, ABD – Çin arasındaki ticaret geriliminin de etkisiyle petrol fiyatlarında kayda değer bir düşüş yaşandı. Haftanın kalanında ise genellikle kaybın yarısını telafi etmekte zorlanan, yatay bir hareket alanındaki seyri izledik. Hafta içerisinde ABD petrol stoklarındaki düşüşe karşın yükselişler ilk cümlede belirttiğimiz başlıkların etkisiyle sınırlı kaldı. 

Brent’i teknik olarak incelediğimizde genel görünümün pozitif olduğunu görüyoruz. Makro dinamikler bu durumun aksini gösterirken, önceki dönemde gerçekleşen yükselişin etkisiyle ivme kaybına rağmen fiyat trend dahilinde kalmaya devam ediyor. Önümüzdeki süreçte fiyatlamalar, 64,70 – 65,80 bölgesi ve üzerinde kaldığı müddetçe yükseliş beklentisi ön planda olabilir. Gerçekleşebilecek yükselişlerde 70 ve 71,20 seviyeleri hedeflenebilir. Yeni zirve arayışının gittikçe zorlaştığı tabloda olası geri çekilmelerde 64,70 – 65,80 bölgesi gündeme gelebilir. Fakat düşüşler bu bölge ve üzerinde sınırlı kaldığı müddetçe trend korunacağı için yeni yükseliş potansiyeli oluşabilir. Dolayısıyla düşüş isteğinin bu aşamadan itibaren etkin kalabilmesi için 64,70 seviyesi altındaki seyri ve günlük kapanışları görmek gerekebilir. Bu durumda 63,50 ve 62,00 seviyeleri gündemimize gelebilir. 

WTI’ı teknik olarak incelediğimizde genel görünümün pozitif olduğunu görüyoruz. Makro dinamikler bu durumun aksini gösterirken, önceki dönemde gerçekleşen yükselişin etkisiyle ivme kaybına rağmen fiyat trend dahilinde kalmaya devam ediyor. Önümüzdeki süreçte fiyatlamalar, 60,25 – 61,54 bölgesi ve üzerinde kaldığı müddetçe yükseliş beklentisi ön planda olabilir. Gerçekleşebilecek 64,85 ve 66,50 seviyeleri hedeflenebilir. Yeni zirve arayışının gittikçe zorlaştığı tabloda olası geri çekilmelerde 60,25 – 61,54 bölgesi gündeme gelebilir. Fakat düşüşler bu bölge ve üzerinde sınırlı kaldığı müddetçe trend korunacağı için yeni yükseliş potansiyeli oluşabilir. Dolayısıyla düşüş isteğinin bu aşamadan itibaren etkin kalabilmesi için 60,25 seviyesi altındaki seyri ve günlük kapanışları görmek gerekebilir. Bu durumda 58,47 ve 57,30 seviyeleri gündemimize gelebilir.

YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)