Haluk Sur, Emlak Konut’u, Sukuk’u anlattı

11 / 11

---

ESENYURT DEVASA BİR GETTO VE GECEKONDU MAHALLESİ OLMAK ÜZEREYDİ

-Esenyurt ve İstanbul’un bazı semtlerinde evlerin emsal sorunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu evler tapusuz satılıyor, ileride nasıl sorunlar yaşanır?

Haluk Sur: Ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum. Kim olursa olsun ben Esenyurt Belediye Başkanı’yla hiçbir araya gelmedim ve hiç karşılaşmadım. Ama kendisini kutluyorum. Neden kutluyorum? Ya, kanunsuzluğa izin verdi, işte peşkeş çekti, efendim emsalleri tetikledi vs. Ben de başka bir şey söylüyorum. Esenyurt’un bundan 10-15 yıl önceki halini bilen var mı?  Devasa bir getto ve gecekondu mahallesi olmak üzereydi. Düşünün bir tarafı Bahçeşehir gibi lüks ve dünya ölçeğinde bir proje, arka tarafı gecekondu mahallesine dönüşmek üzere olan bir yer. İkinci bir Sultanbeyli vakası yaşanıyordu. Ama mevcut belediye yönetimi ve başkanı olmak üzere bir inisiyatif kullandı. Dediler ki müteahhitlere ne lazım, arsa lazım. Arsada maliyetler nasıl düşer? Üzerindeki imalatı arttırabilirsen. Biz buraya yeterli inşaat alanı izni verirsek, buraları cezbetmiş oluruz. Onlarda inşaat maliyetlerini düşürdüğü için burada daha kolay üretir ve daha kolay satarlar. Ve buradaki alım gücüne de hitap ederler. Dışarıdan gelenlere de hitap ederler. Aynen böyle de gerçekleşti. Burada kocaman devasal bir kent doğdu. Gecekondulaşma durdu, terse döndü. Vallahi yönetmeliklerin izin verdiği çerçevede her ne yapılmışsa yapılmış. Ama bunun dışında bir şey varsa o kaçak demektir. Onun yöntemi başka. Ama Büyükşehir Belediyesi ile Esenyurt Belediyesi arasında yaşanan çekişmenin sektöre çok zarar verdiğini de birebir yaşadık.

Herkesin algılaması gereken bir şey var, Türkiye’de boyutlar değişti. Projeler büyüdü, ölçek büyüdü. Finansal ölçüde aynı derecede büyüdü mü? Hayır. Hala neyle gidiyoruz? Biraz yandan destekli Mortgage, çokça destekli ön satış. Projeler küçükken de ön satışla gidiyorduk şimdi de ön satış gidiyoruz. O zaman 400-500 bin konut yapıp satıyorduk. Şimdi 600-700 bin konut yapıp satıyoruz. Dolayısıyla bugünden sonra bizim sektörde kim düğmeye basacaksa, kim düdüğü çalıp oyunun kuralını değiştirecekse düşünsün ki bu sektörün ürettiği projelerle 10 sene önceki projeler arasında çok ciddi fark var. Buradaki her duruş kalkış firmaları batağa iter. Her duruş kalkış nakit akışını bozar. Her duruş kalkış firmaların ödeme zorluğuna girmesine ve batmasına yol açar. Onun için bir yerde inşaatlar başlayacak, üzerinden 3-4 sene geçecek, oraya dünya kadar inşaat yapılırken 4 sene boyunca durup seyreden büyükşehir dönecek gelecek “Aaa, burada yanlış yaptınız, durdurun” diyecek. O zaman, ‘Aklın daha önce neredeydi?’ diye sorarlar. Benim son olarak söyleyeceğim bu. (FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÖZEL)