2017 Yılı Gelişmiş Para Birimleri Beklentileri
2017 yılında gelişmiş ülkeler para birimlerinin dolara karşı performanslıları farklılık gösterebilir. Yeni yılda en çok konuşacağımız konu ABD’nin yeni başkanı Donald Trump ve söylemleri olacak. Trump’ın seçim vaatlerini yerine getirmesi halinde FED’in hızlı bir faiz artışı yapacağı beklentisi küresel olarak doların güçlü görüntüsünü sürdürdüğü bir yol olabilir. Bu yüzden daha çok Trump ve FED ikilisini politikaları belirleyici olacak. Geçtiğimiz yıl dolara karşı en çok değer kaybeden para birimlerinden olan Sterlinin zayıf görüntüsü 2017 yılında da devam edebilir. İngiltere’nin 2017 yılının ilk çeyreğinde resmen Brexit sürecini başlatacak olması Sterlin varlıklarını etkileyecektir. Avrupa Merkez Bankasıyla FED’in para politikalarındaki ayrışmanın Dolar Lehine olması Euro’nun değer kayıplarını sürdürmesinde etkili olabilir. FED’in faiz artışı sürecine devam edeceği beklentisi, ECB’nin varlık alım programını sürdürmesi Euro’nun değer kayıplarına devam etmesine neden olabilir. Japon Yeninde de benzer görüntünün yer aldığını görebiliriz. BOJ’un %2 ‘lik enflasyon hedefine ulaşmak için varlık alım programına devam etmesi ve yeni para politikası araçlarının kullanılması Yenin zayıf görüntüsüne sürdürmesiyle sonuçlanabilir.
2017 Yılı Gelişmekte Olan Para Birimleri Beklentileri
Daha önceki yıllarda olduğu gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında FED baskısının devam ettiğini görebiliriz. FED’ in 2016 yılı son toplantısında faiz artırımına gitmesi sonrası 2017 yılı için faiz artırım beklentisini 2’den 3’e çıkarttığını biliyoruz. ABD tarafında son açıklanan verilere baktığımızda genel olarak olumlu seyrini korudu ve enerji fiyatlarında ise güçlü seyir devam ediyor. Yeni ABD başkanı Trump’ın vergi düzenlemeleri ve sıkı para politikasıyla birlikte piyasaları fonlaması ABD’nin enflasyon yaratmasına katkıda bulunabilir. Bu da FED’ in faiz artırımına gitmesine olanak sağlarken, gelişmekte olan ülke para birimlerinde baskının arttığını görebiliriz. Bu noktada 2016 yılında en çok kazanç yaşayan Brezilya Real’ini farklı konumlandırmak gerekebilir. FED’ in faiz artırım hamlesine yine faiz artırım ile karşılık Brezilya Merkez Bankası faizleri .25 seviyesine çıkarmıştı. Fakat son toplantılarda sıkı para politikasından yavaş yavaş vaz geçerek faizleri .25’den önce .00’e daha sonra .75’e indirdi. Yeni yılda da faiz indirim döngüsüne devam ederek Brezilya Real’indeki yükselişlerin sınırlandırabilirler. Dolayısıyla daha güçlü bir Real performansı 2017 yılında göremeyebiliriz. Buna karşın önemli bir petrol üreticisi konumundaki Rusya ise yükselen petrol fiyatlarından destek bulmaya devam ediyor. OPEC’in petrol arzını kısma kararı sonrası yeni yılda petrolde güçlü seyir korunursa, Ruble’de bundan destek bulabilir. FED baskısına rağmen güçlü petrol fiyatları Ruble’yi pozitif ayrıştırabilir. Yurtiçinde ise TL varlıklarının 2017 yılı performansı yine diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine benzeyebilir ve FED baskısı TL varlıkları üzerinde devam edebilir. İçeride 2017 yılında referandum süreci ve süren jeopolitik riskler piyasalarda hareketliliği artırıyor. Fakat Ekonomik Koordinasyon Kurulunun aldığı ekonomik önlem paketinin uygulanabilirliği ve reel sektöre katkısı yakından takip edilecek. 2016 yılında en çok değer kaybeden para birimi TL olmasından kaynaklı, olumlu bir hikayede en çok talep gören ürün olarak da ön plana çıkabilir. Yani iç piyasada negatif haber akışı söz konusu olmaz ise TL varlıklarında bir düzeltme ve yükseliş hareketi görme olasılığımız var. Dolayısıyla negatif hikayelerin yanında TCMB’nin faiz duruşu ve iç siyasi gelişmeler yine TL’nin yönü açısından belirleyici olacaktır.
2017 Yılı Emtia Beklentileri
ABD’nin yeni Başkanı seçilen Trump’ın büyümeyi desteklemek amacıyla genişlemeci mali politikalar uygulama sözü vermesi ve bunun da yüksek enflasyon ile daha şahin bir FED ortamı oluşturmasının beklenmesi emtia cephesinde hareketliliklere neden olmuştu. 2017 yılı; petrol, çinko, nikel, bakır ve mısır emtialarının ön plana çıkacağı bir yıl olabilir. Trump’ ın sözünü verdiği yüksek altyapı harcamalarını uygulaması halinde, özellikle kullanımlarının artması beklenen paladyum ve bakır fiyatlarının yükselmesi beklenebilir. Altın ve gümüş fiyatlarında ise FED’ in faiz oranları konusunda tutumu etkili olacaktır. Yıl içerisinde, FED’ in faizleri agresif bir şekilde artırması Dolar’ın değer kazanmasına neden olabilir. Bu durum da, Dolar karşısında tasarruf aracı olan altın ve gümüş gibi emtialar da düşüşe neden olabilir. Güvercin bir FED tutumu ise altın ve gümüş fiyatlarını daha yüksek seviyelere götürebilir. Platin ise daha çok mücevherat sektöründen talep gördüğü için bu emtialara benzer hareketleri gösterebilir. Düşük Yuan değerine karşı hedge enstrümanı olarak kullanılan 2016’nın en çok kazandıran emtiası çinkodaki yukarı yönlü trendin de devam etmesi beklenmektedir. Çin, Avustralya ve İrlanda’daki bazı büyük üreticilerin üretimlerinde kısıntıya gitmesi de fiyatları yukarı yönlü destekler niteliktedir. Çinko yanı sıra, Çin’den gelecek talep nikel ve alüminyum üzerinde de belirleyici olacaktır.
8 yılın ardından OPEC ve OPEC dışı ülkelerin petrol arzında kısıntıya gitme kararı ise petrol fiyatlarını yukarıya çeken ana etkendi. Ülkeler arasındaki yeni toplantılar ve olası arz yönlü kararlar 2017 yılı içerisinde de izlenmeye devam edecektir. Petrolün ikamesi olarak da kullanılabilen doğalgazda, arz ve talep dengesindeki değişiklikler 2017 yılı içerisinde de önemini korumaya devam edecektir. Yumuşak emtia tarafında ise buğday ve mısır fiyatları takip edilebilir. Küresel olarak arz fazlalığının devam ettiği buğday fiyatlarında düşüş trendi 2017 yılında da görülebilir. 2016 yılında önemli üretici ülkeler Brezilya ve Arjantin’de görülen arz yönlü sıkıntıların devam etmesi halinde ise, mısır fiyatlarının yükseliş trendi içerisinde hareket etmesi beklenebilir. Yükselen Dolar’ın değeri de özellikle ABD’nin üretici konumunda bulunduğu şeker, soya fasulyesi ve pamuk fiyatlarında aşağı yönlü baskılara neden olabilir. Dolar’ın değerlenmesi, özellikle bu ürünlere olan talebi zayıflatmaktadır.
2016’DAN 2017’YE BAKIŞ
Her yeni yıl bizlere yeni umutları beraberinde getirir. 2016 yılı piyasalar açısından pek iç açıcı geçmese de, 2017 yılı yine sonuçlarının olumlu hava yaratmasını umduğumuz yoğun bir gündeme sahne olacak gibi duruyor. 2016 yılının ardından siyasi ve jeopolitik gelişmelerin yeniden etkili olması piyasalardaki yaygın beklenti olarak durmakta. İlk olarak, 20 Ocak’ta Trump’ın Başkanlık görevine gelmesi tüm ülkeler açısından çok kritik bir tarih olarak ön plana çıkacak. Trump’ın şu andan öngörülmesi zor siyasi ve ekonomik uygulamaları bizim gibi Gelişmekte Olan Ülkeler için potansiyel tehdit görünümünde. Bunun yanı sıra, 3 faiz artırımına gitmeyi hedefleyen FED’in politikaları da yakından izlenecek. Diğer majör Merkez Bankaları ECB, BOE ve BOJ’un kararları da önemli piyasa hareketlerinden olmaya devam edecektir. AB’den ayrılmayı kafasına koymuş İngiltere’deki süreç ile Başbakan Renzi’nin istifası ile çalkalanan İtalya’daki gelişmelerin piyasalar üzerindeki etkileri yıl içerisinde takip edilecek. Gözler bir yandan da milliyetçilik akımının kuvvetlendiği Kıta Avrupası’ndaki Almanya ve Fransa’daki genel seçimlerde olacak. Üretimi kısma konusunda hayli yolu arkasında bırakan petrol üreticilerinin arz politikaları da özellikle petrol piyasaları üzerinde etkili olacaktır. Yurt içinde ise, Mart ayında başlaması beklenen Başkanlık referandum süreci ön plana çıkacak. Hükümetin mali ve TCMB’nin parasal politikalarının ekonomik canlanmaya katkılarının izleneceği yıl içerisinde, kredi derecelendirme kuruluşlarının kararları da merakla bekleniyor. İlk değerlendirme, Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke konumunda tutan tek büyük derecelendirme kuruluşu olan Fitch Ratings’ten 20 Ocak’ta gelecek. 2017 yılında piyasaları üzerinde önemli etkiler bırakabilecek gelişmeleri ayrıntıları ile yukarıda sizlere sunduk.
Destek Yatırım
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (02:13)