Küresel ekonomide 2019 riskleri

2 / 6

---

2019’UN RİSKLERİ

2019’da çok ciddi riskler var: Ticaret savaşı, aşırı borçlanma, kolay para döneminin ermesi ve faiz artışı, Çin’deki yavaşlamanın şiddetlenmesi ve tüm dünyayı etkilemesi, İtalya’da olası bir krizin Euro Bölgesi’ni sarsması, şirket karlarının inişe geçecek olması gibi... Yılın son dönemindeki veriler de pek parlak gelmedi. Çin’de Kasım ayı perakende satışları, 2003’ten bu yana en yavaş hızda artış gösterdi. Daha kötüsü sanayi üretimi son üç yılın en düşük oranında arttı. Bu da ABD ile ticaret savaşının olumsuz etkilerinin Çin sanayinde görülmeye başladığını gösteriyor. 

Avrupa’da da durum iç açıcı değil. Avrupa Birliği son dört yılın en yavaş hızında büyüdü. Çünkü ticaret savaşı ve Fransa’daki protestoların yarattığı olumsuz hava ile yeni siparişler neredeyse durdu. AB’nin ekonomik motoru Almanya’da üçüncü çeyrekte GSYİH artışı yüzde 0,2 gerilerken yıllık büyüme yüzde 1,1 oldu. Alman ekonomisi 2015’ten bu yana ilk kez üçüncü çeyrekte küçüldü. Özellikle ticaret savaşından dolayı küçülen küresel ticaret hacmi Almanya’nın ihracatını olumsuz etkiliyor. Japonya ise resesyondan çıkmaya çalışıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1 beklenen daralma 1,2 oldu. 

Dünya ekonomisinin itici güçlerine ilişkin olumsuz veriler, küresel ekonomik büyüme tahminlerini de olumsuz yönde etkiliyor. 

IMF, 2018’de yüzde 3,9 olarak beklediği küresel büyümenin bu yıl 3,7’ye düşeceğini tahmin ediyor. OECD ise 2018 büyümesini yüzde 3,7 olarak öngörürken 2020 tahminini yüzde 3,5’e çekti. OECD, 2018’de yüzde 2,9 büyümesini beklediği ABD’de bu oranın 2019’da yüzde 2,7’ye düşeceğini öngörüyor. OECD, Euro Bölgesi’nde bu yıl için büyüme tahminini yüzde 1,9’dan 1,8’e düşürürken Çin tahminini de yüzde 6,4’ten 6,3’e çekti. 

IMF ise küresel ekonomi üzerinde fırtına bulutlarının biriktiği uyarısında bulundu. IMF Başkan Yardımcısı David Lipton, “Pek çoğunuz gibi ben de fırtına bulutlarının yığıldığını görebiliyorum ve krizi önlemek için hazırlıkların tamamlanmadığından korkuyorum. Merkez bankaları muhtemelen hiç alışılmamış önlemleri denemek zorunda kalacak. Ancak ne kadar etkin olacakları bilinmediğinden, para politikasının yeterliği hak kında endişe duymakta haklı oluruz” dedi. Lipton IMF’nin dünya ekonomisinin son iki yılda yaşadığı “güneşli” günlerde hükümetleri, “akan çatıyı tamir etmeleri” için sürekli olarak uyardığını söyledi. Pek çok hükümetin zaten yüksek düzeyde borçlandığına dikkat çeken Lipton, bu hükümetlerin mali bir manevra alanı bulamayacaklarını ifade etti.