Foto GaleriEkonomiSuriye'den insanlığın kalbine inen bomba!

Suriye'den insanlığın kalbine inen bomba!

5 / 10 Suriye'den insanlığın kalbine inen bomba!
20 Ocak 2014 - 22:09


RAPOR HAZIRLANDI
Bu delillerin Esed rejimine karşı, "insanlığa karşı suç" ve "savaş  suçları" için açılacak davalarda "güçlü deliller" olduğuna karar veren Komisyon,  çalışmalarını bir rapor haline getirdi. Rapor tüm Komisyon üyeleri tarafından  imzalandı.
Dünyanın en önemli savaş suçu  hukukçuları ve adli tıp uzmanları, tarihin en şaşırtıcı işlerinden birini yapan  Suriyeli askeri polisi dinlerken, can güvenliği nedeniyle ona "Caesar"  kod  adının verilmesine karar verdi.
"Caesar" çalışma arkadaşlarıyla, ülkesinde yaşanan iç savaşta, rejim  tarafından insanlığa karşı işlenen suçları 55 bin kare fotoğrafla belgeledi.  Gelecekte adından çok söz edilecek bir şahit olarak, Özel Soruşturma Komisyonu'na  tanık olduğu tüm detayları anlattı. Komisyon raporunda, askeri polisin takma  adından ve mesleğinden başka hiçbir bilgiye verilmedi.
"Caesar" 13 yıl boyunca Suriye ordusunda askeri polis olarak çalıştı.  Görevi adi suç vakaları ve kazalarla ilgili fotoğraf çekmek ve bunları "yargıya"  yollamaktı. Olay yeri inceleme ekibinin bir üyesiydi. "Caesar" Komisyon'a,  "İç savaşın çıkmasından sonra görevim olay yeri ve kaza fotoğrafı çekmekten,  öldürülen tutukluların resmini çekmeye dönüştü" dedi. "Caesar" ve çalışma  arkadaşları 2 yıl boyunca öldürülen tutukluların cesetlerinin fotoğrafını çekip  belgeledi ve üstlerine gönderdi.

Sistematik öldürme nasıl yapılıyor?
Rapora göre, gözaltında tutulan muhalifler, bulundukları istihbarat  üssü ya da askeri binalarda çeşitli işkence yöntemleriyle öldürülüyor, sonra da  bir askeri hastaneye gönderiliyor. "Caesar" yanında bir doktor ve yargı  temsilcisiyle hastaneye getirilen cesetlerin dört ya da beş kare fotoğrafını  çekiyor.
Gözaltında öldürülen her kişiye iki numara veriliyordu. İlk numara,  öldürülecek kişinin gözaltında alınmasından öldürülmesine kadarki kısımdan  sorumlu olan birimin referans numarasıydı. Bu numarayı ve dolayısıyla kişinin  kimliğini sadece istihbarat birimi biliyordu. Numaraların, bazen elle kişinin  bedenine ya da alnına yazıldığı da oluyordu.
Ceset bir askeri hastaneye ulaştığı zaman ölümün hastanede vuku  bulduğuna dair sahte belge düzenlemek için ikinci bir numara daha düzenleniyordu.  Sahte belgede, kişinin "kalp krizi" ya da "solum yetmezliği" nedeniyle öldüğü  belirtiliyordu. Öldürülen kişilerin aileleri sorduğunda bu sahte belge  veriliyordu. (Cesetlere verilen numaralar Özel Soruşturma Komisyonu tarafından  çok önemli delil görüldüğünden, karartılmaması için üzerleri siyah bantla  kapatılarak ajansımıza verilmiştir.)
"Caesar" ve çalışma arkadaşları tarafından fotoğrafları çekilen ve  gerekli sahte belgeler düzenlendikten sonra cesetler, bilinmeyen bir kırsal alana  gömülmeye götürülüyordu.
 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)